Operasyonel ve kısa dönem araç kiralama sektörünün büyümesini sürdürebilmesi için dengeli bir ekonomiye ihtiyacı olduğunu ifade eden Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği (TOKKDER) Yönetim Kurulu Başkanı İnan Ekici, kiralama sektörünün Türkiye’de olduğu gibi dünyada da büyüdüğünün altını çizerken, artan araç fiyatları sonrasında sektör hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
Artan araç fi yatları ve diğer giderlerle birlikte sıfır araç bulmada yaşanan zorluklar şirketleri tekrardan uzun dönem kiralamaya yöneltti. TOKKDER olarak üyelerinizin bu alanda verdiği hizmetlerin şirketlere sağladığı faydalar nelerdir? Sektörünüzün uzun dönem kiralama hizmetinde geleceğini nasıl görüyorsunuz? Filolarda elektrikli araç tercihi ve dönüşümü hakkında neler düşünüyorsunuz?
Operasyonel araç kiralama sektörü işletmelere birçok faydayı bir arada sunuyor. Ekonomik olarak zor bir dönemden geçilmesine rağmen araç kiralama, satın almaya kıyasla daha avantajlı. Araçları daha uygun maliyetlerle sağlıyor, hasar yönetimi, bakım, kış lastiği gibi pek çok unsuru yöneterek maliyet avantajını müşterilerimize yansıtıyoruz. Araç satın almak, şirketler için yüksek yatırımı ve araç yönetiminde verimsizlik potansiyelini beraberinde getiriyor. Bunların yanı sıra, satın almayı tercih eden şirketler sahipliğin risklerini de almak durumunda kalıyor. Kaynaklarını verimli kullanmak isteyen şirketler ticari faaliyetlerinde ihtiyaç duydukları araçları temin etmek için satın alma alternatifi yerine artan oranda operasyonel kiralamayı tercih ediyor. Bu sayede zaten sınırlı olan kaynaklarını ana faaliyet alanlarında değerlendirme imkânı bulurken, araç sahipliğinden kaynaklanan birçok maliyet kalemini ve riski de bertaraf etme imkânına kavuşuyorlar. Araç bulunurluğunda genel bir daralma yaşanmasına rağmen, 2022 yılının ilk 3 ayında sektörümüzün araç parkında yukarı yönlü bir hareket gerçekleşti ve sektörün araç sayısı 2021 yılı sonuna göre yüzde 1,1 artarak 240 bin 800’e ulaştı. Öte yandan, 2018 yılı sonunda operasyonel araç kiralama sektörünün fi losundaki payı yüzde 2,9 olan hafi f ticari araçların payı 2022 yılının ilk çeyreği sonunda yüzde 5,4’e yükseldi. Hafi f ticari araç kiralama akımının önümüzdeki dönemde de artarak devam etmesini bekliyoruz. Diğer taraftan hibrit ve elektrikli araçlardaki artışın belirginleştiğini de söyleyebiliriz. Bu senenin ilk 3 aylık döneminde hibrit ve elektrikli araçların operasyonel araç kiralama sektörünün fi losundaki payı yüzde 7,1’e yükseldi. Avrupa’dakine benzer trendler ülkemizde de oluşmaya başladı. Filolarda dünya trendlerine paralel olarak çevreci araçlara daha fazla yer veriliyor. Dengeli bir ekonomi olduğu sürece hem operasyonel araç kiralama hem de kısa dönem araç kiralama sektörü hızla büyümeye devam edecektir. Kiralama, ülkemizde olduğu gibi dünyada da büyüyor. Türkiye’de 1.000 kişi başına düşen otomobil sayısı, şirketlerin araç parkı büyüklüğü ve bu parklardaki kiralama yöntemiyle edinilmiş araç sayısı da dikkate alındığında, ilerleyecek çok yolumuz olduğunu düşünüyorum.
Filo kiralama sektörünün güncel sorunları hakkında neler söylersiniz? Çözüm önerileriniz nelerdir?
Sektörümüzü ilgilendiren birçok konuda TOKKDER olarak ilgili devlet kurumları nezdinde girişimlerimizi sürdürüyoruz. Bu konudaki çalışmalarımızdan bahsedecek olursak; faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 2022 yılı için KDV hariç 8.000 TL kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilmektedir. Artan araç, bakım onarım ve operasyon maliyetleri sebebiyle bu tutar maalesef beklentimiz seviyesinde değil. Bu nedenle bu limiti artırmak üzere bakanlıkla temaslarımız devam ediyor. Gerek yaşanmakta olan araç tedariki sıkıntısı gerekse kiracıların kiraladıkları binek otomobillerle olan sözleşmelerini devam ettirmek istemesi sebebiyle operasyonel kiralama sözleşmelerinin süresinin dört yılı aşması günümüzde bir zorunluluk haline gelmiştir. Ancak mevzuat gereği sektör olarak 48 aydan uzun süreli araç kiralaması yapamamaktayız. Bu durumun aşılması için ilgili devlet kurumları nezdinde girişimlerimizi sürdürüyoruz.
Mobilite ekosisteminin geleceğine dair neler düşünüyorsunuz?
Artık nüfusun yarısından fazlasının şehirlerde yaşadığı bir dünyadayız. Artan şehirleşme ile farklı ulaşım ihtiyaçları doğuyor, alternatif mobilite çözümleri ve modelleri ortaya çıkıyor. Mobilite dünyasında talep, araç sahipliğinden kiralama ve paylaşıma doğru kaymaya devam ediyor. 2030’da dünyada satılan her 10 araçtan birinin paylaşım ekonomisi içinde yer alacağı öngörülüyor. Paylaşım ekonomisinin ivmelenmesiyle araç sahipliği artık yeni kuşağın öncelikleri arasında yer almıyor. Avrupa ve Amerika’da “Y” nesli bir süredir araç sahipliği yerine kiralama sistemini tercih ediyor. Z kuşağı ile araç sahipliğine ilgi giderek azalıyor. Araç paylaşımı sektörünün hızla büyüyüp gelişerek geleceğin iş modeli olacağı öngörülüyor. Türkiye’de Z kuşağının yüzde 56’sı otomobili yalnızca bir ulaşım aracı olarak görüyor. Yeni nesil tüketiciler, mobilitede “kullanıma-dayalı-ödeme” tercih ediyor; paylaşımlı bisiklet, elektrikli bisiklet, scooter/motorlu scooter kullanımı artıyor. Müşteri tarafında paylaşım ekonomisinde büyümeyi destekleyen ana unsur ise tasarruf. Bu noktadan hareketle, görünen o ki, araç paylaşım sektörünü 10 seneden kısa bir sürede 5 kat gibi inanılmaz bir büyüme bekliyor. Küresel rakamlara bakarsak, 2017 yılında 36 milyon üyesi olan araç paylaşım pazarının üye sayısının 2021 yılında 47,5 milyona ulaştığını görüyoruz. 2026 yılında ise bu sayının 60 milyonu aşacağı tahmin ediliyor. Gelecekte enerji tasarrufu daha fazla ön planda olacak; sürdürülebilir teknolojilere daha çok yatırım yapılacak, kademeli olarak önce tam elektrikli ve sonra da otonom araçları hem paylaşım hem kiralama sektöründe kullanıyor olacağız. Kiralama yöntemi sayesinde tüketiciler, elektrikli araçları başlangıç maliyeti ve ikinci el fi yat belirsizlik riski olmaksızın, makul aylık kira ödemeleri ile edinebilecekler. 2030’da Avrupa’da yeni araç satışlarının %40’ının hibrit ve %55’inin elektrikli olması bekleniyor. Mega trendlerin yarattığı etkiler sonucu mobilite ekosistemi evrilerek araç paylaşımı, üyelik modelleri, fi lo yönetimi, platform hizmetleri sağlayıcıları vb. yeni iş modelleriyle zenginleşecek.