Auto Train Brain CEO’su Dr. Günet Eroğlu, disleksinin doğru tanımını, erken farkındalığın önemini ve yapay zekâ destekli uygulamalarıyla disleksili çocukların öğrenme yolculuğuna nasıl katkı sağladıklarını anlattı.
Çoğu kişi tarafından sadece okuma-yazma zorluğu olarak bilinen disleksinin doğru tanımı nedir ve erken dönemde hangi belirtiler fark edilebilir? Erken farkındalık bireyin eğitim ve gelişimi üzerinde nasıl bir etki yaratır?
Disleksi dendiğinde akla hemen bir hastalık geliyor ama aslında bu doğru değil. Disleksi, nörogelişimsel temelli bir öğrenme farklılığıdır, bir hastalık değildir. Beynin bilgiyi, özellikle de dili işleme biçimindeki bir farklılıktan kaynaklanır. Tıpkı solaklık gibi düşünebilirsiniz; solaklık bir hastalık değilse, disleksi de bir hastalık değildir.
Normalde okuma sürecinde beynimiz, gördüğümüz harfleri (görsel bilgi) seslere (işitsel bilgi) çevirir, bu sesleri birleştirerek kelimeler oluşturur ve bu kelimelerin anlamını kavrar. Disleksi olan birinde ise bu süreçte, yani fonolojik işlemleme adı verilen bu aşamada bir yavaşlama ya da farklılaşma görülür.
Dislekside en yaygın belirtiler; okuma ve yazmayı öğrenmede zorluklar, harfleri karıştırma, okuma hızında akranlara göre yavaşlık, okuduğunu anlamada güçlük çekme, yön karıştırma (sağ- sol gibi)gibi belirtilerdir. Ancak her bireyde aynı şekilde görünmez.
Bu bireylerin çoğu çok yaratıcıdır. Güçlü analitik ya da görsel düşünme becerilerine sahiptirler. Önemli olan erken fark etmek ve doğru destek yöntemleri ile onların potansiyelini ortaya çıkarmaktır.
Dislekside erken farkındalık, çocuğun eğitim ve gelişimi üzerinde büyük fark yaratır. Erken tanı, öğrenme süreçlerinde karşılaşacak zorluklara zamanında müdahale edilmesini sağlar. Bu sayede çocuklar hem akademik olarak desteklenir hem de özgüvenleri güçlenir. Aileler ve eğitimciler, doğru yönlendirmelerle çocuğun potansiyelini en üst düzeye çıkarabilir. Erken farkındalık, sadece öğrenmeyi kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda sosyal gelişim ve motivasyonu da olumlu etkiler.

Disleksiye sahip bireylerin öğrenme süreçlerini desteklemek için ailelerin ve eğitimcilerin hangi noktalara özellikle dikkat etmesi gerekir? Bu süreçte hangi pedagojik yöntemler ve teknolojik araçlar en etkili şekilde kullanılabilir?
Dsileksiye sahip bireylerin öğrenme süreçlerinde en kritik unsur, ailelerin ve eğitimcilerin erken farkındalık ve sabırla yaklaşmalarıdır. Çocukların okuma, yazma ve dikkat becerilerinde yaşadığı farklılıklar, onların yeteneklerini değil, öğrenme süreçlerini etkiler. Bu nedenle ailelerin ve öğretmenlerin beklentilerini bireyselleştirmeleri ve başarıyı sadece akademik sonuçlarla ölçmemeleri önemlidir.
Pedogojik olarak, çok duyulu öğrenme yöntemleri büyük fark yaratır. Örneğin; görsel, işitsel ve kinestetik araçları bir arada kullanmak, bilgiyi farklı kanalardan aktararak öğrenmeyi kolaylaştırır. Oyun temelli öğrenme, tekrar eden ama sıkıcı olmayan egzersizler ve adım adım ilerleyen yapılandırılmış programlar disleksili çocuklar için oldukça etkilidir.
Teknoloji de bu süreçte önemli bir destek sunar. Yapay zeka tabanlı uygulamalar, bireyin güçlü ve gelişime açık yönlerini analiz ederek kişiye özel eğitim planları ve beyin egzersizleri oluşturabiliyor. Auto Train Brain olarak geliştirdiğimiz platform da bu yaklaşımı benimseyerek, her bireyin ihtiyaçlarına uygun çözümler sunuyor.
- Geliştirdiğiniz uygulama Auto Train Brain nedir? Hangi amaca hizmet etmektedir?
Auto Train Brain, disleksili çocukların öğrenme yolculuğunu desteklemek amacıyla geliştirdiğimiz, yapay zekâ destekli bir beyin egzersizi ve dikkat geliştirici bir mobil uygulamadır. Geleneksel yöntemlerin aksine, bu uygulama 14 kanallı özel bir EEG (beyin dalgası) cihazı ile birlikte çalışır. Amacımız, disleksinin temelinde yatan nörolojik farklılıkları, bilimsel ve teknolojik yöntemlerle destekleyerek aşmaktır.
Uygulamamızın temel amacı, çocuğun beynindeki öğrenme ve dikkatle ilgili bölgelerin iletişimini güçlendirmektir. Bu sayede, okuma-yazma gibi becerilerde yaşanan zorluklar azalır, dikkat süresi artar ve bilgiyi işleme hızı yükselir. Uygulama, çocuğun EEG verisini anlık olarak analiz ederek ona özel, tamamen kişiselleştirilmiş egzersizler ve oyunlar sunar. Bu, her çocuğun kendi öğrenme hızına ve ihtiyaçlarına göre ilerlemesini sağlar.
Auto Train Brain, sadece akademik başarıyı hedeflemez; aynı zamanda çocukların kendine olan güvenini yeniden kazanmasını sağlamayı amaçlar. Başarı hissiyle motive olan çocuklar, öğrenme sürecine daha pozitif yaklaşır. En önemlisi, bu sistem evde, okulda veya klinikte kolayca kullanılabilir, böylece ailelerin bu süreçte aktif bir rol oynamasına olanak tanır. Kısacası, Auto Train Brain ile disleksi, artık aşılamaz bir engel olmaktan çıkıp, yönetilebilir ve geliştirilebilir bir özellik haline geliyor.
- Dünya Disleksi Günü, farkındalığı artırmak ve toplumsal bilinci güçlendirmek için önemli bir fırsat sunuyor. Ülkemizde disleksi farkındalığı şu anda hangi düzeyde? Farkındalığı artırmada hangi etkinlikler veya kampanyalar özellikle öne çıkıyor?
Ülkemizde disleksi farkındalığı son yıllarda belirgin bir şekilde attı diyebilirim. Ancak hala kat etmemiz gereken önemli yollar var. Özellikle yanlış algıları kırmak, disleksinin zeka ile ilgili olamadığını, yalnızca farklı bir öğrenme biçimi olduğunu topluma doğru şekilde aktarmak çok önemli.
- Bu özel günde buradan ailelere ne önerilerde bulunmak istersiniz?
Öncelikle ailelere en önemli önerim çocuklarını etiketlememeleri, ‘tembel’ ‘dikkatsiz’ gibi olumsuz yaklaşımlardan kaçınmaları gerekiyor. Disleksinin bir zeka geriliği değil, beynin farklı çalışması olduğunu bilmeleri lazım.Bu durum bir çocuğun potansiyelini azaltmaz; aksine, farklı bir öğrenme yolculuğunu oluşturur. Lütfen bu durumu zamanında fark edin ve çocuğunuza karşı bilimsel ve sevgi dolu bir yaklaşımla destek olun. Çocukların güçlü yönlerine odaklanın ve onları özgüveni destekleyin.
Biz Auto Train Brain olarak ailelerin yanındayız; çocukların öğrenme süreçlerini daha keyifli ve verimli hala getirmek için bilimsel çözümler sunuyoruz. Özetle önerim, ailelere yalnız olmadıklarını bilmeleri, umudu asla kaybetmemeleri ve çocuklarının farklı öğrenme biçimini bir engel değil, farklılık olarak görmeleridir.
Bu düşüncelerle 8 Ekim Dünya Disleksi Farkındalık Günü Kutlu olsun.