Modern pizzanın gerçek macerasının 19’uncu yüzyılda Napoli’de başladığı bilinse de, çok daha eski yıllarda ortaya çıktığı iddiaları da mevcut. Ortaçağ Latincesi’nde bir çeşit poğaçaya verilen bir ad olan pizzaya Eski Yunanlılar’ın bir çeşit ekmeği olan pitta diyenler de var. Günümüzde restoranlarda ve farklı lokasyonlarda birbirinden çeşitli lezzetleriyle tükettiğimiz pizza, 1989 yılında Türk kültürüyle buluşsa da; asıl popülerliğini 1990’lı yılların ortalarında kazanıyor.
1535’te yerel ağızda, 1549’da İtalyanca’da kullanılır olmuş pizza kelimesi. O tarihte zenginler için şekerli ve üstü bademle kaplı, yoksullar için ise tuzlu, domatessiz ve zeytinyağlı çeşitleri ile biliniyor. Zenginler için üretilen tatlı pizzalar pastanelerde oturularak yenirken, yoksullar için üretilen tuzlularsa seyyar satıcılarda satılıp ayaküstü yenilen bir lezzet olmuş. Modern pizzanın gerçek macerası domatesin de içeriğine eklenmesiyle 19’uncu yüzyılda başlar. 1889 yılı pizzanın macerasında önemli bir tarih. Kral 1.Umberto Napoli’yi ziyareti sırasında, şehrin en meşhur ustasından bir pizza hazırlamasını ister. Raffaele Usta krala iki tür pizza sunar, ancak Kraliçe Rosa İtalyan bayrağının renklerinde kırmızı (domates), beyaz (mozzarella) ve yeşil (fesleğen) bir pizza ister. Kraliçe pizzayı o kadar beğenir ki, Raffaele Usta bu pizzaya Margherita adını vermek için iznini ister ve bir dünya markası işte böylelikle doğmuş olur.
Yurt dışındaki ilk pizzacılar, önce Amerika’da yaşayan İtalyanlar için, İtalyan mahallelerinde açılır, sonra yabancılar da yavaş yavaş bu muhteşem yemeği benimser. 2. Dünya Savaşı’nda İtalya’da savaşmış askerlerin yurda dönüşüyle birlikte pizza zirveye çıkar ve pizzanın kökeni Napoli geri planda kalarak bir Amerikan yemeği haline gelir.
Birçok yerel lezzetin yerini aldı
Yıl 1989’a geldiğinde artık Türk mutfak kültürü ilk kez pizza dükkanlarıyla tanıştı. Ancak Türkiye’de birkaç dükkan açarak pazarın nabzını yoklayan ünlü pizza markası, Türklerin pizzaya beklenen ilgiyi göstermemesi sonucu birkaç yıl içerisinde dükkanlarını kapattı ve Türkiye’de pizza serüveni bir süreliğine rafa kalktı.
1991 yılında bir çizgi filmle yeniden popüler olan pizza, taleplerin git gide artmasıyla birlikte yeniden Türkiye pazarına giriş yaptı. Daha önce pizzayla yıldızı barışmayan Türk mutfağı, bu kez pizzayı çok sevdi ve Türkiye’nin farklı lokasyonlarında pizzacılar açıldı. Hatta pizza; lahmacun, pide, etli ekmek vb. benzer lezzetlerin yerini almayı başararak en popüler yiyeceklerden biri olmayı başardı. Keza Türkiye’de hızlı ticaretin öncü markası Yemeksepeti, ülke çapındaki 30 milyondan fazla kullanıcısının sevdiği lezzetlerden biri olan pizzayla ilgili geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği araştırmada Türkiye’nin pizza tüketim alışkanlıklarıyla ilgili ilgi çekici sonuçlar ortaya koydu. Türkiye genelinde yaz günlerinde dışarıda geçirilen zamanın artması ve tatil sezonu, pizza siparişlerini zirveye taşıdı. 2023 yaz aylarında, pizza sipariş adetleri 2022 yazına kıyasla %26 oranında artış gösterdi.
Türk mutfağı ve burgerden sonra üçüncü sırada
Yemeksepeti verilerine göre, pizza siparişleri genel sıralamada kebap/Türk mutfağı ve Burgerin ardından üçüncü sırada yer aldı. Pizza türlerine göre sipariş listesi, Türk damak tadı hakkında ipuçları verdi. Sonuçlara göre Karışık Pizza, damak zevkine hitap eden çeşitliliği ile listenin başını çekerken, etli lezzetlerden Pepperoni ve Sucuklu Pizza sırasıyla ikinci ve üçüncü sıralarda yer aldı.
Yemeksepeti verilerine göre, pizza siparişlerinde günün belirli saatleri ve haftanın belli günleri net biçimde öne çıkıyor. Akşam saatlerinde sipariş yoğunluğunun doruk noktasına ulaşılırken, tüm 24 saat içindeki pizza siparişlerinin %32’si, 18:00-20:00 saatleri arasında veriliyor. Günlük bazda bakıldığında ise hafta sonu günlerinde pizza siparişlerinde kesin bir artış gözlemleniyor. Pazar günleri ise tüm siparişler içinde pizza, %17’lik oranla günün şampiyonu oluyor.

En önemli önceliklerimizden biri otomatizasyon
Domino’s Türkiye CEO Kerem Ciritci, Domino’s’un her şeyden önce müşterisini dinleyen bir marka olduğunu vurgulayarak, “Bu dönüşüm ve değişim çağında müşterilerimizi dinleyerek, anlayarak, yenilenerek, proaktif adımlar atarak, teknolojiye dayalı operasyonlarımızı derinleştirerek işimizi geliştiriyoruz.” diyor. Bu sayede hem zorlu koşullarla daha yapıcı bir biçimde mücadele ettiklerini hem müşterilerinin taleplerine daha hızlı cevap verebildiklerini hem de tedarik ve lojistik gibi segmentlerdeki yönetimi kolaylaştırdıklarını ifade eden Ciritci, en önemli bir diğer önceliklerinin otomatizasyon olacağının altını çizerek, “Otomatizasyonu; müşteri bilgisi toplama, işleme, kullanma metotlarından dijital reklamlarımıza, ürün tedariğinden sipariş adımına ve son kullanıcıya sipariş teslimine kadar tüm süreçlerimizde işimizin merkezi olarak görüyoruz. Müşteri alışkanlıklarını bu yolla analiz ederek, hangi tüketicimizin hangi zamanda, hangi siparişi verebileceğini bu analizlerle saptayarak servis hızımızı optimize edeceğimiz bir noktadayız. Bu kapsamda inovasyon ve teknolojiye yatırım yapmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

Sürdürülebilirlik adımları gereğiyle gel-al servisi yaygınlaştırmak istiyoruz
Son dönemde başlattıkları tanıtım kampanyası hakkında konuşan Çelebi Gıda A.Ş ve Little Caesars Türkiye CEO’su Banu Arıduru, süreçten beklentilerini ise şu sözlerle açıkladı: “Pazardaki kampanya savaşları ile müşterilerimizi yormadan, iyi pizzaya kolayca erişebilmeleri için sadeleştirilmiş bir eve servis fiyat yapısı belirledik. Gel-al serviste ise yine sektörde hiç yapılmayanı yaparak günün ve haftanın her anında geçerli olacak %40 indirim fırsatı sunduk. Bunu güçlü bir lansman çalışmasına dönüştürdük. Yürüttüğümüz kampanya ile üzerine değinmek istediğimiz bir başka konu ise; gel-al servisin pazarda bilinirliğine öncülük etmektir. Gel-al servis tüketiciye %40 indirim faydası yaratırken, daha düşük karbon ayak izine sahip bir sistem aracılığı ile sürdürülebilirlik adımlarını atmanın gereğiyle gel-al Kerem Ciritci servisi yaygınlaştırmak istiyoruz.”
Pizza sektöründe rekabet ve tüketici talebi yüksek
Pizza, Türk tüketicisinin en çok tercih ettiği ürünler sıralamasında ilk 3 arasında yer alıyor. Global ve yerel zincirlerin yatırımları da hız kesmeden devam ediyor. Özellikle franchise büyüme modeli sektörün tercihiyken, Uluslararası Franchising Derneği (UFRAD) Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aydın yükselen bu trende dair görüşlerini paylaştı ve sektördeki yerel markalara da şu sözlerle tavsiyelerde bulundu:
“Öncelikle, pizza sektörünün Türk tüketicisi arasında popülerliğini koruması ve global/yerel zincirlerin yatırımlarını sürdürmesi oldukça ilginç bir trenddir. Bu durum, sektördeki rekabetin ve tüketici talebinin yüksek olduğunu gösteriyor.
Franchise büyüme modelinin tercih edilmesi, işletmelerin hızla genişleyebilmeleri ve marka bilinirliğini artırabilmeleri açısından avantajlı olabilir. Ancak, yerel markaların bu rekabet ortamında ayakta kalabilmeleri ve büyüyebilmeleri için bazı stratejik adımları göz önünde bulundurmaları önemlidir. İşte bu noktada, UFRAD olarak sektördeki yerel markalara şu tavsiyelerde bulunabiliriz:
1. Yerel markalar, ürün kalitesi ve yaratıcı lezzet seçenekleri konusunda öne çıkarak müşteri sadakatini sağlayabilirler. Yerel tatları yansıtan özgün pizza tarifleri veya özel soslar, müşterilere farklı deneyimler sunabilir.
2. Yerel markaların, faaliyet gösterdikleri bölgenin tüketici tercihlerini ve alışkanlıklarını iyi anlamaları önemlidir. Yerel pazarlara özgü stratejiler geliştirmek, rekabet avantajı sağlayabilir.
3. Online sipariş ve teslimat trendlerini yakından takip eden, kullanıcı dostu bir web sitesi veya mobil uygulama geliştiren markalar, müşteri erişimini artırabilirler.
4. Yerel etkinliklere, topluluklara ve işletmelerle işbirliklerine odaklanmak, yerel markaların bölgesel bağlamda daha güçlü bir varlık olmalarına yardımcı olabilir.

5. Personel eğitimi ve sürekli gelişim, hizmet kalitesini artırabilir. Müşteri memnuniyetini sağlamak için personelin güler yüzlü, hızlı ve profesyonel hizmet sunması önemlidir.
6. Günümüzde tüketiciler sağlıklı ve sürdürülebilir beslenme konusunda daha bilinçli hale geldi. Yerel markalar, bu trendlere uygun sağlıklı ve sürdürülebilir pizza seçenekleri sunarak müşteri kitlesini genişletebilirler.
Sonuç olarak, yerel markaların rekabet avantajı elde etmeleri için özgün ve yerel özelliklere odaklanmaları, müşteri deneyimini ön planda tutmaları ve pazar trendlerini yakından takip etmeleri önemlidir.” Pizza tüm dünyanın yerel bir ürünü hale geldi. Türk markalarının bu alanda globale açılarak büyümesi konusunda da görüşlerini aktaran Aydın, markalarımızı yurt dışına taşımak için atılması gereken adımları da şu şekilde sıraladı: “Evet, pizza tüm dünyada geniş bir popülerlik kazandı ve birçok marka küresel arenada başarı elde etmiştir. Markalarınızın yurt dışında büyümesi mümkün, ancak bu süreçte dikkate almanız gereken birkaç önemli adım vardır:
1. Hedeflediğiniz pazarları belirlemek ve o bölgelerdeki tüketici taleplerini anlamak önemlidir. Pizza kültürü, tat tercihleri ve alışkanlıkları ülkeden ülkeye değişebilir.
2. Pizza tariflerini ve menülerinizi, hedef ülkelerin kültür ve damak zevklerine uygun hale getirmek önemlidir. Yerel lezzetlere ve alışkanlıklara saygı göstermek, başarı şansınızı artırabilir.
3. Hedeflediğiniz ülkelerdeki ticaret ve gıda güvenliği yasalarını iyi anlamak önemlidir. Yerel düzenlemelere uyum sağlamak için gereken adımları atmalısınız.
4. Hedef ülkelerdeki genişleme stratejinizi belirlemelisiniz. Franchise modeli, yerel iş ortaklarıyla çalışarak daha hızlı büyümeyi sağlayabilir. Ancak, doğrudan yatırım yapma kararı da bir seçenek olabilir.
5. Yurt dışında faaliyet göstermek için lojistik ve tedarik zinciri süreçlerinizi iyileştirmelisiniz. Taze ve kaliteli malzemelerin düzenli olarak temin edilmesi, başarılı bir şekilde genişlemeniz için önemlidir.
6. Yurt dışında başarılı olmak için etkili bir dijital pazarlama stratejisi oluşturmalısınız. Sosyal medya, çevrimiçi reklamcılık ve yerel pazarlama kampanyaları, marka bilinirliğinizi artırabilir.
7. Yerel kültürü ve dilini anlayan personel bulundurmak, müşteri ilişkilerini güçlendirebilir. Ayrıca, yerel işgücüyle iş birliği yapmak da yerel topluluklarla daha iyi bağ kurmanıza yardımcı olabilir.
8. Yurt dışında faaliyet gösterirken olası krizlere ve risklere karşı hazırlıklı olmalısınız. Güvenliği ve kriz durumlarına müdahale planlarınızı geliştirmek önemlidir.
Bu adımları atarak, markalarınızın yurt dışında başarılı olma şansını artırabilirsiniz. Profesyonel bir danışmanlık hizmetinden de yararlanabilirsiniz, çünkü genişleme süreci karmaşık olabilir ve yerel düzenlemelere hakim bir uzmanlık gerektirebilir.”