13 Aralık 2024
Beşyol Mahallesi 1.İnönü Caddesi 18/8 Küçükçekmece İstanbul
Kapak

İHRACAT PAZARINDA 70’E YAKIN ÜLKEYE AMERİKA’YI DA EKLEDİK

2022’nin ilk yarısında yüzde 105 oranında ihracat gerçekleştiren KAPP Mutfak, yaklaşık 70 ülkeye gerçekleştirdiği ihracat pazarına Amerika’yı da ekledi. Ağustos ayı sonunda ilk sevkiyatını buradaki deposuna gerçekleştirecek olan KAPP Mutfak, chef in dish ürünlerine de 3 yıldır yatırımlarını sürdürüyor.

Marka olarak 2022 yılının ilk yarısındaki ihracat rakamlarınız hakkında bilgi verir misiniz? Ağırlıklı olarak hangi ülkelere ihracat gerçekleştirdiniz? Önümüzdeki dönem hedefl erinizden bahseder misiniz?

2022’de ihracatımız ilk 6 ayda yüzde 105 oldu, belirlediğimiz ilk 6 aylık hedefi mizin üstüne çıktık. Böylelikle ihracat açısından ilk 6 ay bizim için iyi geçti. KAPP Mutfak olarak, yaklaşık 70 ülkeye ihracat yapıyoruz. Hali hazırda yer aldığımız bu pazarlara Amerika pazarını da ekleme kararı aldık. Orada bir yapılanmaya giderek şirket kurduk ve depomuzu tuttuk. Amerika pazarı için gerekli olan belgelerimiz tamamlanmış durumda, Ağustos ayı sonu itibariyle de oradaki kendi depomuza ilk sevkiyatlarımızı gerçekleştireceğiz. Türkiye’de çok kuvvetli anlamda üretilmeyen ve otellerde kullanılan chef in dish’lere biz fi rma olarak yaklaşık 3 yıldır yatırım yapıyoruz. Orada geniş üretim çeşidimizle, chef in dish’te Türkiye olarak kısa vadede Avrupa’da önemli bir yer alacağız.

Türk endüstriyel mutfak sektörünün dünyadaki rakipleri ile karşılaştırdığınızda avantajları ve dezavantajları nelerdir? Üretim konusunda ne gibi adımlar atılmalı, üreticilere hangi konularda destek sağlanmalıdır?

En büyük avantajımız çeşitlilik ve mesafe. Türkiye’nin lojistik konumu iyi değerlendirdiğimizde bize ihracatta çok büyük olanaklar sağlıyor. Üretim çeşitliliği anlamında Türkiye, Avrupa’da birinci sırada diyebilirim. Bu da tabii alıcılar için önemli bir faktör. Müşterinin istediği her malı, istediği adetlerde ve çok kısa süre zarfında temin etme avantajı var. Bence Türkiye’nin endüstriyel mutfakta en büyük avantajı bunlar. Dezavantajlarından bahsetmek gerekirse; Türkiye’nin içinde bulunduğu konjonktürel çalkantı, müşterilerimizi biraz tedirgin ediyor. Süreklilikte bir sıkıntı olur mu sorusu akıllarına geldiğinde tedirginlik yaşayan müşterilerimiz oluyor. Fakat bunları da sağlıklı bir iletişim kurarak aşıyoruz. Bir başka dezavantajı ise, endüstriyel mutfağın ana hammaddesi paslanmaz çelik. Bu paslanmaz çelik üzerine devletin uyguladığı fon, maalesef bizim elimizi çok zayıfl atıyor. Diğer bir dezavantajımız da çeşitli ülkelerin Türkiye’ye uyguladığı yüksek gümrük vergileri. Biz mal satarken müşterimiz mağdur olabiliyor veya fi yat avantajımızı bazı ülkelerde bu nedenle kaybedebiliyoruz. Birinci olarak paslanmaz çelik üzerindeki fonun bir an evvel kaldırılması gerekmekte. Ne Avrupa ülkelerinde ne de Uzak Doğu ülkelerinde paslanmaz çelik üzerine böyle bir fon yok. Çünkü endüstriyel mutfağın en önemli girdi kalemlerinden biri ve yüksek bir fon var bunun üzerinde. İkincisi de, farklı ülkelerde Türk mallarına uygulanan yüksek vergiler düşürülmeli.

İhracatçı bir marka olarak kamu otoritesinden beklentileriniz nelerdir? Size göre sektörün öncelikli sorunları nasıl çözülebilir?

Bizler hem ithalatçı hem ihracatçı fi rmalarız, hammaddemiz dışa bağımlı. Bu nedenle dövize getirilen yeni uygulamalar bizleri ciddi anlamda zorluyor.