Octet Türkiye CEO’su Derya Ekemen Fidan, kadınların artık finansal teknolojilerde sadece yer almakla kalmadığını, oyunun kurallarını da yeniden yazdığını vurgulayarak, “Kapsayıcılık, inovasyon ve toplumsal fayda odağında şekillenen bu dönüşüm, fintek sektörünün geleceğini inşa ediyor” diyor.
Finansal teknolojiler dünyasında kadınların artık sadece birer oyuncu değil, oyunun kurallarını yeniden yazan liderler haline geldiği günümüzde Octet Türkiye olarak siz, bu dönüşümde nasıl bir rol oynuyorsunuz?
Finansal teknolojilerde kadınların, oyunun kurallarını yeniden tanımlayıp karar mekanizmasında söz sahibi olmaları, sektörde köklü değişimlerin önünü açıyor. Bu hızla dönüşen ekosistemde kadın liderlerin katkıları, yalnızca sektörü zenginleştirmekle kalmayıp geleneksel iş yapış biçimlerini de dönüştürüyor. Octet Türkiye olarak, bu dönüşümde kadın liderliğinin güçlenmesine öncülük eden bir yaklaşımla sektörel gelişime katkı sunmayı hedefliyoruz.
Şirketimizin kadın çalışanlara ve yöneticilere bakış açısının her zaman çok olumlu, pozitif ve yapıcı olduğunu söylemekten büyük mutluluk duyuyorum. Octet Türkiye, en başından beri fırsat eşitliğine, kapsayıcılığa ve çeşitliliğe çok büyük önem veriyor, özen gösteriyor. Şirket politikamızın temellerinden biri de bu. Octet Türkiye olarak bünyemizde farklı pozisyon ve görevlerde birçok kadın çalışanımızın olduğunu söylemekten gurur duyuyorum. Şirketimizin yaklaşık %50’sini kadın çalışanlarımız oluşturuyor. Bu sektörümüz ve genel olarak tüm sektörler ve şirketler bazında ciddi bir rakam. Bu rakamı artırmak öncelikli hedeflerimizden biri.
Kadınların fintek ekosistemindeki artan varlığı, sektöre nasıl bir bakış açısı kazandırıyor? Kadın liderler sektörü hangi yenilikçi yaklaşım ve stratejilerle şekillendiriyor?
Kadınların finansal teknolojilerde daha fazla yer alması, sektöre daha kapsayıcı, sürdürülebilir ve kullanıcı odaklı bir bakış açısı kazandırıyor. Finans sektörü geleneksel olarak analitik ve rakamsal verilere odaklanan bir yapıya sahipti. Ancak kadın liderlerin artan etkisiyle artık müşteri deneyimi, sosyal sorumluluk, empati ve toplumsal fayda gibi unsurlar da ön plana çıkıyor. Kadın liderler, özellikle müşteri odaklı çözümler geliştirme konusunda sektöre yenilikçi yaklaşımlar getiriyor. Finansal teknolojiler, artık sadece büyük ölçekli şirketler için değil bireyler, küçük işletmeler ve girişimciler için de erişilebilir hale gelmeli. Kadın liderlerin finans sektöründe ön plana çıkardığı bir diğer kritik konu ise iş dünyasında çeşitlilik ve kapsayıcılık. Çeşitli bakış açılarının yer aldığı ekiplerin daha yenilikçi çözümler ürettiği konusunda hemfikiriz. Kadınların lider konumlarda daha fazla yer alması, fintek sektörünün rekabet gücünü artırarak, farklı müşteri gruplarına hitap eden, yaratıcı ve etkili finansal ürünlerin ortaya çıkmasını sağlıyor.
Kadın liderlerin finansal teknolojilerde yarattığı büyük etkiyi nasıl tanımlarsınız? Gelecekte kadınların sektörde daha fazla söz sahibi olması için neler yapılmalı?
Kadın liderlerin fintek sektörüne kazandırdığı en önemli değerlerden biri, inovasyon ve kapsayıcılığı bir araya getiren yönetim anlayışı. Geleneksel finans modellerinin dışında kalan kesimlere ulaşan çözümler, kadın liderlerin sektöre getirdiği vizyonla hayat buluyor. Çünkü kadın liderler, finansal teknolojilerde yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda kültürel bir dönüşüm de yaratıyor. Fintek sektörünü müşteri odaklı bir yaklaşımla yeniden şekillendirerek, hizmetleri sadece işlem kolaylığı veya hız ekseninde değil, gerçek ihtiyaçlara yönelik çözümler üretme perspektifiyle ele alıyorlar. Bir CEO olarak gözlemlediğim en büyük fark, kadın liderler “kazankazan” anlayışını sosyal fayda ile harmanlayıp bütünleştiriyor. Çeşitliliği merkeze alan karar alma süreçleri sayesinde ekipler daha yaratıcı ve cesur çözümler geliştiriyor.
Gelecekte kadınların sektörde daha fazla söz sahibi olması için öncelikle yetenek havuzunun genişletilmesi, eğitim ve mentörlük programlarının artırılması gerekiyor. Özellikle genç kadınların teknoloji ve finans alanında kendilerini geliştirmeleri için rol modellerle bir araya gelebilecekleri platformlar oluşturulmalı. Şirketlerin, kadın çalışanların kariyer yollarını destekleyecek politikaları benimsemesi ve fırsat eşitliğini sürdürülebilir hale getirmesi, bu dönüşümün kalıcı olmasını sağlayacaktır.
