Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Yeni Gümrük Birliği, sanayinin yanı sıra hizmetler sektörü, kamu alımları gibi geniş bir yelpazeye sahip olacak ve çok daha etkili, kapsamlı bir ekonomik işbirliğini gündeme getirmiş olacak.” dedi.
Katıldığı bir televizyon programında gündemi değerlendirip soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyareti öncesinde, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Körfez ülkelerine gerçekleştirdikleri ziyaretlere değindi. Yılmaz, Türkiye’nin bu ziyaretlerden yatırımlar anlamında önemli kazanımlar elde edeceğine inandığını belirterek, enerjiden savunma sanayine, turizmden altyapı projelerine kadar birçok alanda işbirliği imkanları bulunduğunu söyledi.
Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez ülkelerine yapacağı ziyaretlerde somut birtakım sonuçların ortaya konulacağını ifade ederek, “Bunun da meyvelerini önümüzdeki dönemde toplayacağız. Türkiye’ye daha fazla sermaye girişi olacağını rahatlıkla ifade edebilirim. Bir kısmı hemen olacaktır, bir kısmı bir vade içinde gerçekleşecektir ama önemli miktarlarda bir sermaye girişi olacağını ifade edebilirim.” diye konuştu. Görüşmelerin sıcak parayla ilgili olmadığını, sermaye veya sermaye benzeri uzun vadeli fon temini şeklinde, orta-uzun vadeli bir perspektif içinde gerçekleştiğini vurgulayan Yılmaz, “Her iki tarafa da kazandıracak, FDI dediğimiz yani uluslararası doğrudan yatırım anlamında, ağırlıklı olarak en azından bu. İstihdam, ihracat olacak, Türkiye’nin ekonomisi büyüyecek ve bundan tabii ki bütün halkımız, herkes payını alacak diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, Avrupa Birliği ile ilişkilerde, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestisi konularında daha yoğun bir çalışmanın sergileneceğini dile getirerek, şöyle konuştu: “Şu anki Gümrük Birliği sadece sanayi alanını kapsıyor. Yeni Gümrük Birliği, sanayinin yanı sıra hizmetler sektörü, kamu alımları gibi geniş bir yelpazeye sahip olacak ve çok daha etkili, kapsamlı bir ekonomik işbirliğini gündeme getirmiş olacak. Bu her iki tarafın da lehine. Avrupa’daki durgunluğu aşacak olan da aslında bu tür inisiyatifler. Avrupa iş dünyası bunun farkında, ben onların da destek olacağına inanıyorum bu süreçlere. Diğer taraftan vize meselesi… Üyelik müzakereleri yapmayan bazı ülkelere dahi bu alanda Avrupa Birliği birtakım muafiyetler getirdi. Bizim Gümrük Birliği’nden de kaynaklanan birtakım haklarımız var. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde bu konuda da belli çalışmaları mutlaka yapacağız.”
Türkiye’nin her zaman için yatırımcı dostu bir ülke olduğunun altını çizen Yılmaz, Türkiye’ye gelen yatırımcıların hiçbir zaman kaybetmediğini ve Türkiye’nin her zaman taahhütlerine bağlı, iyi yatırım ortamı sağlamaya çalışan bir ülke olduğunu belirterek, “Türkiye’ye bir yatırımcı yatırım yapıyorsa, istihdam sağlıyorsa, ihracat sağlıyorsa, teknoloji transferi sağlıyorsa bu bizim firmamızdır diye baktık. Yeter ki Türkiye’nin hukukuna uysun, bizim hukukumuz çerçevesinde hareket etsin ve ülkemize fayda üretsin. Bunu yaptığı sürece, bütün şirketlerin, bizim için kendi şirketimiz gibi hiçbir ayrımcılığa uğramayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.” değerlendirmesini yaptı.