21 Mart 2025
Beşyol Mahallesi 1.İnönü Caddesi 18/8 Küçükçekmece İstanbul
Lojistik

Lojistik sektörünün dijitalleşmesi alanında öncü olmak istiyoruz

İnanç Group Yönetim Kurulu Üyesi Havva Firdevs Külünk’ü ağırladığımız Nisan sayımızda Külünk ile hem İnanç Group’un hizmet çerçevesini ve dijitalleşme sürecini hem de kendisinin yazmış olduğu Düş Yanında Olurum, Ama Sakın Yükselme isimli kitabını yazma amacını konuştuk.

İnanç Group’u tanıyabilir miyiz, çözüm ortağı olduğunuz müşterilerinize sunduğunuz hizmet çerçevenizi ve sektördeki misyonunuzu okurlarımızla paylaşır mısınız?

Şirinevler/Bahçelievler İstanbul’da merkez ofisimiz, Ankara, Bursa, Çerkezköy, Gaziantep, Habur, İskenderun, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Trabzon ve Samsun’da ofislerimiz bulunurken; Ambarlı, Muratbey, İstanbul Yeni Havalimanı, Erenköy ve Tuzla’da İstanbul gümrük ofislerimiz yer alıyor. 100’ü merkez ofisimizde olmak üzere toplamda 250 çalışanımızla hizmet veriyoruz. Karayolunda 25 adet özmal tır filomuzla yurt içinde çözüm ortağı olduğumuz müşterilerimizin lojistik süreçlerini yönetiyoruz. Karayolu taşımacılığı hizmetimizin yanı sıra hava ve denizyolu taşımacılığı hizmeti de sunuyoruz ancak bizim ana işimiz gümrükleme. Babam Nejdet Külünk tarafından 40 yıl önce temelleri atılmış bir şirket olarak yarım asra yakın süredir uçtan uca bir lojistik hizmet sağlıyoruz. Depolama alanında da partner firmamız Elçioğlu Antrepo ile çalışıyoruz.

İnanç Transport ile başlayan uluslararası karayolu taşımacılığı hizmetimize geçtiğimiz yıllarda yaşanan krizlerden dolayı ara verdik ve sonrasında ortağımıza şirketi devrederek şirketten çıkma kararı aldık. 8 yıl önce babam tekrar taşımacılık alanına girmeye karar verdi ve Evliya Çelebi Nakliyat’ı kurduk. Tır filomuzu adım adım özkaynakla temin ettik. 40 yıllık şirketimizin hiçbir satın alma sürecinde kredi kullanmadık. Sektörde gümrükleme denildiğinde 40 yıllık emeğimizin karşılığını güven olarak alıyoruz.

Açık, şeffaf ve kazandıkça personeliyle paylaşan bir şirket olmayı çok sevdik.

Şirketinizde dijitalleşme süreci nasıl başladı, günümüzde hayata geçirdiğiniz teknoloji odaklı projelerden bahseder misiniz?

Teknoloji şirketimizin can damarı. Sektörde bilgisayara geçen ilk gümrüklemelerden biri biziz. Ben Beykent Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri mezunuyum. Sonrasında bir dönem eğitim için İtalya’ya gittim, döndüğümde ise aile şirketlerimizde çalışmaya başladım. Çalıştığım süre zarfında Bilgi Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptım, bitirme projem de Dijitalleşen Gümrükler konusuydu. Yüksek lisansı bitirdiğimde dijitalleşen gümrüklerle ilgili bilgi sahibi olunca şirketin bu sürecinde bilgi birikimimi nasıl kullanabilirim diye düşünmeye başladım. 2015 yılında blockchain teoknolojisi henüz yaygın değilken biz şirket içinde bunu konuşmaya başlamıştık ve sektöre bu teknoloji girdiğinde buna hazır olup olmadığımızı hep sorguladım ve teknolojiye dair birçok toplantıya katıldım. O toplantılara katıldıkça ya bu teknolojiye ayak uyduramazsak, geç kalırsak hissi beni korkutmaya başlamıştı. Bu korkunun verdiği motivasyonla birlikte şirketimizde her şeyi dijitale taşıdık. İlk işimiz beyannemeleri yazmak için kullanılan sesli yazıcıların yerine alternatif olarak ne kullanabileceğimizi araştırmak oldu. 2017 yılında Evrim Yazılım’a geçtiğimizde %20 oranında kullanıyorken, 1 yıl sonunda bu oranı %90’a çıkardık. Pandemi patlak verdiğinde evden çalışma döneminde birçok gümrükleme şirketi bu sürece adapte olmaya çalışırken bocaladı, ancak biz bu duruma hazırlıklı olduğumuz için hiçbir sorun yaşamadık. Bütün şirketin tüm süreçlerinin sistem üzerinden takip edilmesi bizim için birinci devrimdi. 2020 yılından bu yana da bunun üzerine neler ekleyebiliriz diyerek çalışmalarımızı geliştiriyoruz. Günümüzde RPA şirketiyle çalışıyoruz ve ihracat beyannamelerimizi yazdırmak üzere robot kullanıyoruz. Tebligatları robot takip ediyor ve günde 3 tane mail atarak bilgilendiriyor. Şirket bünyemizde robot çalıştırdığımız 8 adet farklı projemiz var.

Personelimizden iş akışlarını kalem kalem öğrenerek bu iş sürecini robota kurgulatıyoruz, robot o personelin yaptığı işi yapıyor ve personelin iş yükünü hafifleterek kendini çalıştığı alanda daha çok geliştirmesini sağlıyor. İnanç Group çatısı altında sigorta acentemiz de var. Orada sigorta poliçelerini de robota yazdırıyoruz, son kontrol çalışan bir personel tarafından gerçekleştirildikten sonra onayın ardından poliçeleşiyor ve müşteriye mail gidiyor.

Şu an şirkette yapay zeka üzerinde de eğildik, şirketteki iş süreçlerimizi kolaylaştıracak neler yapabiliriz diye düşünüyoruz. Bu şirket istihdam alanı açmak için çabalayan bir şirket, robot kullanıyor olmamız ya da ilerleyen dönemde yapay zekaya yer verecek olmamız personel sayımızı azaltacağımız anlamına asla gelmiyor. Amacımız; doğru, sıfır hatalı ve personele hız kazandıracak bir sistem geliştirmek.

Sektör mecburen dijitalleşme yolculuğunda kendine bir yer edinmek zorunda. Biz burada öncü olmak istiyoruz. Sektörün dijitalleşme hızını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Benim bireysel olarak gördüğüm bakanlıklar arasında dijitalleşme sürecini en iyi yöneten Ticaret Bakanlığı’na bağlı Gümrükler Genel Müdürlüğü. Tek Pencere Sistemi (TPS) dediğimiz sistem aslında blockchain örneklerinden biri.

Her sektörde olduğu gibi lojistik sektöründe de kendini dönüştüren ayakta kalacak.

Eğitim alanında da oldukça etkili çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz, neler yaptığınızı sizlerden dinleyebilir miyiz?

Biz bilginin de zekatı olduğuna inananan bir şirketiz. Lojistik bölümü öğrencilerine şirketimizde staj imkanı sağlıyoruz. Ayrıca Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversite ve liselerde ücretsiz dış ticaret eğitimleri veriyoruz. Şirket içi eğitimlerimiz deneyimli arkadaşlarımız tarafından veriliyor.

Sektöre yönelik STK’larda aktif olarak rol oynayan birisiniz, buradaki görevlerinizden de bahseder misiniz?

UTİKAD’ın Kadın Lojistikçiler grubundayım. DEİK Lojistik’te şu an yürütme kurulundayım ve bu dönem Başkan Yardımcısı seçildim. Ayrıca bu yıl bir farklılık yaparak Çin İş Konseyi’ne de dahil oldum.

Düş Yanında Olurum, Ama Sakın Yükselme isimli bir de kitabınız var, biraz da bu kitabı yazma amacınızdan söz eder misiniz?

Lojistik sektöründeki çalışmalarımın dışında kitabımı yazmama vesile olan 2012 yılında kurucusu olduğum 15 işveren ve akademisyen kadından oluşan Yeni Dünya İş Kadınları Platformu’muz var. Bu platformun kuruluş amacı yardım etmekten ziyade istihdam alanı açmaktı. 2012 yılından 2024’e kadar 10 ilde 200 kadına istihdam alanı açtık. Sadece Isparta’da 15 kadın kooperatifinin kurulmasına vesile olduk. Platformdaki işveren kadınlar olarak devlet desteği ya da sponsor olmadan kendi kazancımızı bir başka kadının kazancına sermaye yaptık. Türkiye’de ilk 5 kadın STK arasında yer alıyoruz. Bizim 1000’e yakın müşterimiz var, bu kooperatiflerde üretilen ürünlerin onlara satışını gerçekleştiriyoruz. Sloganımızda da dediğimiz gibi “kadınlar üretsin, Türkiye büyüsün.” Hedefimiz de 81 ilde 1600 kadına istihdam alanı oluşturmak.

Düş Yanında Olurum, Ama Sakın Yükselme isimli kitabım da tüm bu projelerimizi, benim hayat hikayemi ve kadınların yenidünya düzeninden sonraki hayatları nasıl değişti onu anlatıyor. Benim için çok kıymetli ve nice kadınlara ilham olmasını istediğim bir şey.

Bu kitaptan elde edilecek tüm telif geliriyle Kahramanmaraş’taki depremzede kadınlara atölye kurmayı hedefliyorum.