9 Eylül 2024
Beşyol Mahallesi 1.İnönü Caddesi 18/8 Küçükçekmece İstanbul
Filo

PİLOTCAR’DAN 2 YIL İÇİNDE 3 YENİ MODEL

Pilotcar Satış ve Satış Sonrası Hizmetleri Koordinatörü Haluk Yetek ile bir araya geldiğimiz Mayıs sayımızda Yetek, hizmet araçları alanında yurt içi ve yurt dışında hayata geçirdikleri çalışmaları ve kısa-orta vadede hayata geçirecekleri yatırımları okurlarımız için anlattı.

Elektrifikasyonun gündemde olmasıyla birlikte elektrikli araçlara da çok büyük bir talep var. Genel olarak kendi ürün gamınızda bu araçlarda trendler ne yönde, dünyada ve Türkiye’de bu araçlara ilgi nasıl? Pilotcar olarak nasıl bir kurguyla ilerliyorsunuz?

2012 yılında bu işe başladığımızda elektrikli araçlara olan talep dip noktalardaydı. Trendin bu noktalara geleceğini, elektrikli araçlarla ilgili taleplerin artarak ilerleyeceğini tabii ki öngörebiliyorduk. Bu işin içerisinde ilk olmak, bizim için de ülke için de çok fazla avantaj sağladı. Türkiye içerisinde 6 bine yakın aracımız var ve tüm noktalardaki kullanıcılara hitap ediyoruz. İlk başladığımızda bu araçlarımız trafiğe kapalı alanlarda kullanıma uygundu. Çoğunlukla oteller, AVM’ler, havalimanları, fabrikalar ve kent parkları gibi alanlarda bu araçlar kullanılırken; 2019 yılında araçların plaka sistemine girmesiyle birlikte başta kargo ve e-ticaret sektörü olmak üzere özellikle mikromobilitede her alanda kullanılmaya başlandı.

Elektrikli araçlarda çok önemli bir teknoloji gelişimi var, bu gelişim Pilotcar’a nasıl yansıdı?

Biz pil üreticisi değiliz. Fakat araçlara entegre edeceğimiz pil yapısının hem maliyeti hem ağırlığı hem verimliliği açısından değerlendirdiğimizde hangisi uygunsa onu tercih ediyor ve araçlar üzerine entegre ediyoruz. Bu işe ilk başladığımızda sadece deep cycle denilen kurşun asitli akülü araçlar üretiyorduk. 2016-2017 yıllarında elektrikli araçların henüz ivme kazanmadığı dönemde ilk lityum araçları üretmeye başladık. Lityuma olan ilginin artmasıyla birlikte üretici sayısı da arttı ve lityumun kW başına maliyetleri düşmeye başladı. Doğal olarak da lityum daha tercih edilebilir bir ürün haline geldi. Biz de araçlarımızda bunu uygulamaya başladık ve şu anda sattığımız araçların neredeyse %50-60’ı lityum araçlardan oluşuyor

Pilotcar’a yurt dışındaki ilgi nasıl?

Hizmet araçları konusunda Pilotcar Türkiye’de lider bir marka. Türkiye’de satılan 100 aracın yaklaşık 75’i Pilotcar markasıyla satılıyor. Tabii bu ürünü Türkiye’de geliştirdiğimiz için doğal olarak Türkiye’de çok önemli bir marka haline geldik. Sonrasında araç eksiksiz bir hale geldikten sonra ihracat kısmı başladı. Avrupa ile başladığımız bu trendi 2018 yılında Amerika’da kurduğumuz montaj tesisiyle birlikte taçlandırdık. Çünkü elektrikli hizmet araçlarıyla ilgili en büyük pazar Amerika. Amerika’da Pilotcar’ı premium marka olarak konumlandırdığımız için çok rahat bir satış dönemi geçiriyoruz. Türkiye ve Avrupa’yı kıyasladığımızda bazı dezavantajlar var. Özellikle maliyet çarpanı döviz olduğu için ve üzerine gelen ekstra vergi dilimleriyle aracın fiyatı maalesef yükseliyor. Doğal olarak da Türkiye’de çevreci yaklaşımı daha çok benimseyen işletmeler tarafından tercih edilen bir model haline geliyor. Fakat Avrupa’da bu tam tersi, orada bu duruma tamamen çevreci olarak yaklaşılıyor. Biz de bu satın almaların bir parçası olmak adına şu anda Avrupa’da varlığımızı göstermeye devam ediyoruz.

Pilotcar’ın yeni bir araç geliştirme hedefi var mı?

2 yıl içerisinde 3 yeni model çıkarma hedefimiz var. Bunlardan ilkinin 9. ayda lansmanını yapacağız. Diğer ikisinin lansmanlarını ise 2024 yılında yapıyor olacağız. Hizmet araçlarıyla ilgili geliştirmeler ve değişiklikler sürekli yapılıyor. Mikromobilite tarafında ise araçlarımız standart şase yapısına sahip, müşteri istekleri doğrultusunda kasa yapısı tamamen değişebiliyor.

Pilotcar’ın orta ve uzun vadeli hedeflerinde kaç araca ulaşmak var, Türkiye’de yeni bir fabrika yatırımı düşünüyor musunuz?

Temmuz ayında 3. fabrikayı hayata geçiriyoruz. Şu anda bizim kurulu üretimdeki planımız yıllık 4.500 adet hizmet aracı, 3.600 adet de P-1000 olmak üzere toplamda 8.100 adetlik bir kapasitemiz var. Bu kapasiteyi artırmanın planları içerisindeyiz. Hedefimiz kısa süre içerisinde 20-30 binlere çıkmak. Yeni ekleyeceğimiz ürünlerle birlikte de yaklaşık 3 yıl içerisinde bu hedefleri yakalayacağımıza inanıyoruz.