7 Kasım 2024
Beşyol Mahallesi 1.İnönü Caddesi 18/8 Küçükçekmece İstanbul
Gastro

MENA BÖLGESİ, TÜRK İMALATÇISI VE İHRACATÇISININ YILDIZ PAZARI OLMAYA ADAY

İnoksan Genel Müdürü Esra Altay Batkın’ı ağırladığımız Ocak sayımızda turizm sektöründe hedeflenen 60 milyon turistin endüstriyel mutfak sektörüne etkisini, iç pazara yönelik beklentilerini ve Avrupa’daki resesyon beklentisiyle birlikte hangi pazarlara ağırlık vermeyi hedeflediklerini konuştuk.

2023 yılı içerisinde 60 milyon turist hedefleyen turizm sektörünün endüstriyel mutfak sektörüne etkileri nasıl olacak? 2023 yılında iç pazara yönelik beklentileriniz nelerdir?

Ülkemiz dünyanın önde gelen turizm ülkelerinden birisi ve özellikle de son yıllarda ortaya konan vizyon ve beraberindeki uluslararası tanıtım çalışmaları ile turizmde daha üst sıraları zorlar bir ivme yakalamış durumdayız. Pandeminin ortaya çıkardığı durgunluk kısa sürede aşıldı ve 60 milyonu hedefleyen bir turizm yaklaşımı ortaya kondu. Ülkemizin turizm geçmişine baktığımızda özelikle Akdeniz bölgesinde deniz turizmi ile başlamış ve gelişmesini de buna paralel otel ve yatak sayısının artmasıyla görmekteyiz. Zamanla bu yöndeki gelişim ağırlığını korusa da, Türkiye’nin turizme farklı bakışı ile deniz turizminin yanında gastronomi, sağlık, fuar-kongre, kültür, spor gibi alternatif turizm alanları da önemli gelişimler göstermiştir. Turist sayısın artması ile öncelikle konaklama alanlarının talebi karşılaması ve bu durumla birlikte yeme içme ön plana çıkmaktadır. Her ne kadar alternatif turizm gelişse de, Akdeniz ve Ege’deki deniz turizmi aktif olarak artışını önemli ölçüde devam ettiriyor. Bu durum da beraberinde gerek yeni otel yatırımı gerekse renovasyon yapılan otel sayısının artışını tetikliyor. Diğer yandan tatil köyleri de kendi bünyelerinde çok fazla alternatif restoran hizmetleri veriyorlar. Artan turizm hedefleriyle birlikte tesisleşme yönünden de hızlı bir gelişim içerisindeyiz. Dolayısıyla da bu durum endüstriyel mutfak sektöründe yeni talep ve yatırımların da önünü açmaktadır. Geleneksel deniz turizminin yanı sıra alternatif turizm konusunda çeşitli illerimiz gastronomi alanında önemli bir yol kat etmişlerdir. Gastronomi turizmi ile birlikte endüstriyel mutfak çok daha ön plana çıkmakta ve bu durum pazar beklentisinin olumlu olacağı konusundaki izlenimlerimizi de güçlendirmektedir.

Endüstriyel mutfak sektörünün globaldeki en büyük pazarı olan Avrupa’daki resesyon beklentisini göz önünde bulundurduğunuzda sektör yeni hangi coğrafyalara açılmalı? Kendi markanız dahilinde ihracat pazarınızda hangi bölgelere yoğunlaşacaksınız?

İnoksan olarak dünya markası olma vizyonu ile çıktığımız bu yolda 5 kıtada 100’ü aşkın ülkeye yayılan bir ihracat ağına erişmiş durumdayız ve güçlü olduğumuz pazarlardaki konumumuzu sağlamlaştırırken, yeni pazar arayışları ve bu yeni pazarlardaki payımızı da artırma hedefimize sıkıca sarılmış durumdayız. Avrupa ve gelişmiş ülkeler uzun yıllar boyunca stabil enflasyon rahatlığına alışmış olduklarından son yıllardaki artış onları tedirgin ediyor olabilir ama yine de belli oranda yatırımlara yavaşlayarak da olsa devam edecektir. Burada avantajımız Çin pazarının alternatifi olarak Türkiye’yi düşünmeleri olacak. Zira yüksek hacimli ithalatlar ve stok maliyetlerinden kurtulmak için kendilerine daha yakın pazar olan Türkiye’ye yönelmişlerdi. Bu süreç yine devam edecektir. Türkiye hem lojistik avantajı hem de ürün kalitesi olarak Çin’in ve Uzak Doğu’nun hala en büyük alternatifi. Türk imalatçısı daha çok yakın temas kurarak bunu kendi lehine çevirmeli. Avrupa’ya alternatif olarak son yıllardaki politik yaklaşımlarından dolayı Suudi Arabistan, İsrail, Mısır, Katar, Irak, Kuzey Afrika (MENA bölgesi) önümüzdeki yıllarda Türk imalatçısının ve ihracatçısının yıldız pazarı olmaya adaydır. Diğer yandan Kuzey ve Güney Amerika’da satışlarımızı artırmayı hedefliyoruz. Mevcut ABD partnerimizle Mayıs ayında Chicago’da düzenlenecek olan NRA Fuarı’na katılacağız. Ayrıca Avrupalı sektör lideri firmaların Rusya pazarından çıkması, Türk mallarını daha değerli hale getirdi ve bu fırsatı görerek Rusya satışlarımızı da artırmayı hedefliyoruz. Bu bağlamda PIR Fuarı’na katıldık ve Rusya seyahatlerimizi sıklaştırdık. Avrupa tarafında da pazarlama stratejimizi enerji verimliliği sağlayan ürünlerimizi ve gaz fiyatlarındaki artıştan dolayı da elektrikli ürünleri ön plana çıkartma kararı aldık.

Ürün gamınızda ne gibi yenilikler var? Yeni ürünlerinizin öne çıkan özellikleri nelerdir?

Son yıllarda AR-GE çalışmalarımıza çok büyük yatırımlar yaptık ve enerji verimliğini baz alan ve sürdürülebilirlik esasına dayalı yenilikçi ürünler geliştirmeye ağırlık verdik. Bu kapsamda mevcut ürünlerimizi geliştirmekle kalmayıp, sektörde öncü ürünler de geliştirebilme imkânımız oldu. Örneğin; son yıllardaki enerji krizindeki belirsizlikler ve enerjideki maliyet artışları işletmelerin genel giderlerinin artmasına sebep oluyor. Bu gerçeklikten hareketle enerji tüketimini azaltmayı amaçlayan Türkiye’nin ilk ısı geri dönüşümlü bulaşık makinasını geliştirdik. Isı geri dönüşümlü bulaşık makinaları ilk kullanımdan itibaren %20-25 arasında enerji tasarrufu yaparak ürüne yapılan yatırımın 1 yılda geri dönüşünü sağlamaktadır. Ayrıca buna ilave olarak mutfakta davlumbaz ve havalandırma gereksinimini ortadan kaldırarak buradaki yatırım maliyetinden ve havalandırma çalışma enerji maliyetinden de tasarruf sağlanmaktadır. Mutfaktaki bulaşık bölümünün havalandırmadan bağımsız olarak mimarların ve HVAC taşeronlarının daha kompakt olarak burayı projelendirebilmesi de artı bir faydadır. Diğer yandan 2023 yılı itibari ile fırınlarda yeni bir konveksiyonlu aileyi seri üretime açıyoruz. Burada da önceliğimiz enerji verimliliği oldu. Bu yeni seride bilgisayarlı simülasyonlar ile kabin içerisi analiz edilmiş olup, tüm tepsilerdeki homojenizasyon en üst düzeyde sağlanıyor ve cihazlarda kullanılan PID kontrol sistemi kullanımı ile de fırınların fazla enerji tüketmesinin önüne geçiyoruz. Ayrıca, premix sistem ile birlikte de gazlı cihazlarda atmosferik yanmaya göre %50’ye varan yakıt tasarrufu sağlıyoruz. Yine bu yıl seri üretime geçirdiğimiz sulu ve lavataşlı ızgaralarımız sayesinde maksimum performansı minimum güç ile alıyorsunuz. Bir diğer yeni ürün çalışmamız bulaşık yıkama ürün gruplarında bulunuyor. Bu ürünlerde özelikle su tüketimine yoğunlaştık. Yaptığımız çalışmalar da set altı makinelerinde su tüketimini %25 azaltan nozul sistemini seri üretime aldık. Ayrıca Amerika ve İngiltere pazarları için de UL ve WRAS standartlarında bulaşık yıkama makinesi çalışmalarımız devam ediyor. 2023 yılı ikinci yarısında projeyi tamamlayıp seri üretime açmayı planlıyoruz.

Son olarak sektörün gelişimi ve dünyadan daha çok pay alması adına atılması gereken adımlar konusunda önerilerinizi paylaşır mısınız?

Gelenekselleşmiş endüstriyel üretim modeli teknolojik gelişmelerle birlikte son yıllarda ciddi bir kabuk değişimi içerisinde. Dünyada ciddi bir dijitalleşme süreci baş gösterdi ve ülkemizde birçok sektör bu trendi yakından takip ediyor. Endüstriyel mutfak sanayisinin de bu değişime hızlı adapte olarak dünyadaki rekabette kendine avantaj sağlaması gerekiyor. Biz bu durumu önceden fark ederek mevcut kalite standartlarımızı yukarıya çekecek, iş süreçlerimizi hızlandırıp verimini artıracak ve en önemlisi de yeni nesil ürünler geliştirebilecek AR-GE çalışmalarımıza erken evrede başladık. İnoksan olarak üretim ve müşteri hizmetleri süreçlerimizle birlikte AR-GE çalışmalarımız doğrultusunda ürünlerimizde de dijitalleşmeye yönelik adımlarımıza hız kazandırdık. Endüstri 4.0 ile birlikte nesnelerin interneti kavramı hayatımıza girdi. Bizler de yaptığımız çalışmalarda bu donanımları mutfaklarda kullanmaya çalışıyoruz. Biraz önce bahsettiğimiz Türkiye’nin ilk ısı geri dönüşümlü bulaşık makinası gibi birçok yeni nesil teknolojiye sahip ürünleri yüksek kalite standartlarıyla gerçekleştiriyoruz. Dolayısıyla sektörün dünya ile rekabetinde anahtar kelimelerin dijitalleşme ve inovasyon olduğunu düşünüyor ve bu yönde yatırımlarımıza öncelik veriyoruz.