Her yaş grubundan insanın severek tükettiği makarna, artık yalnızca sofraların değil, dünya ticaretinin de en güçlü lezzet elçilerinden biri. Türkiye, bu alanda İtalya’nın ardından dünyanın ikinci büyük ihracatçısı konumunda yer alıyor. Bugün 168 ülkeye ihraç edilen Türk makarnası, milyonlarca insanın sofrasına lezzet taşıyor.
Türkiye’nin makarna ihracatının son 10 yılda yüzde 125’lik artışla 418 milyon dolardan 940 milyon dolara yükseldiği belirten Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, 2025 yılının dokuz aylık döneminde 627 milyon dolarlık makarna ihraç ettiğimizi yıl sonunda makarna ihracatının 1 milyar doları aşmasını beklediklerini kaydetti.
Makarna ihracatında yeni hedef 1,5 milyar dolar

Makarna ihracatında İtalya’dan sonra ikinci sırada yer aldığımız bilgisini veren Öztürk, “Türkiye’nin toplam gıda ihracatının yüzde 3,5’ini makarna oluşturuyor. Sektörümüzdeki 6 ihracatçı birliği, Türkiye Gıda İhracatçıları markasıyla dünya genelinde gıda fuarlarına katılıyoruz. Bu pazarlama faaliyetleriyle 5 yıllık vadede Türkiye’nin gıda ihracatını 50 milyar dolara, makarna ihracatını da 1,5 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Kaliteli durum buğdayı üretimimiz, geniş ürün yelpazesine sahip oluşumuz güçlü taraflarımız. Türkiye olarak, dünya makarna ihracatının yüzde 20’sini tek başına karşılıyor. Ürettiğimiz makarnanın yüzde 70’ten fazlasını ihraç ediyoruz. İhracatımızda ilk üç ülke Gana, Somali, Japonya şeklinde sıralanıyor. 2025 yılının ocak – eylül döneminde Gana’ya 72 milyon dolarlık, Somali’ye 68 milyon dolarlık ve Japonya’ya 56 milyon dolarlık makarna ihraç ettik.” diye konuştu.
“SAATTE 6 TON MAKARNA ÜRETEBİLECEK GÜCE SAHİBİZ”
Pastavilla, araştırma şirketi ICERTIAS tarafından yürütülen QUDAL – Quality Medal sertifika programı kapsamında üst üste ikinci kez “En Kaliteli Makarna Üreticisi” seçildi. Tüketici oylarıyla belirlenen bu prestijli ödül, Pastavilla’nın kalite ve güven konusundaki istikrarını bir kez daha ortaya koyuyor. Pastavilla Genel Müdürü Dilara Arslan, yenilikçiliği kurum kültürünün merkezine koyduklarını belirterek, “Türkiye’nin en fazla sertifikaya sahip makarna üreticisiyiz ve aynı zamanda Türkiye’nin ilk devlet onaylı Ar-Ge laboratuvarına sahibiz. Buradan aldığımız güçle, makarna üretiminde inovasyonun öncüsü olmayı sürdürüyoruz. 2025 yılı için en büyük yatırımımız saatte 6 ton makarna üretebilen ve şu an dünyanın en büyük hattı olan yeni üretim hattımız oldu. Bu yatırımla üretim kapasitemizi yüzde 40 artırmayı hedefliyor, pazarda kimsede olmayan, ilk ve tek sayılacak ürünler üzerinde çalışıyoruz. Premium segmentte pazar lideri olarak, değişen beslenme alışkanlıklarını ve yeni trendleri titizlikle takip ediyoruz. Ar-Ge gücümüz sayesinde her damak zevkine ve her yaşam tarzına uygun ürünler geliştirmeye devam edecek, makarnaseverlerin hep aklında olmayı sürdüreceğiz.” dedi.
“LEZZETLERİMİZİ 100’ÜN ÜZERİNDE ÜLKEYE ULAŞTIRIYORUZ”

Oba Makarna, “Her tabakta emeğin, doğallığın ve lezzetin hikâyesi var” anlayışıyla Türk makarnasını dünyanın dört bir yanındaki sofralara ulaştırmaya devam ediyor. Oba Makarna Yönetim Kurulu Üyesi İpek Cıncıkcı, Oba Makarna’nın sektördeki öncü rolünü şöyle değerlendiriyor:
“Türkiye makarna sanayimiz, 2024 yılında yaklaşık 1,5 milyon ton ihracatla ve yaklaşık 1 milyar USD döviz girdisiyle dünyada önemli bir oyuncu konumundadır. Bu ihracatın içinde Oba Makarna olarak yaklaşık %25’lik üretim payımız ve ihracatta yaklaşık %28 oranındaki katkımızla yer alıyoruz. Ayrıca küresel makarna ticaretinde %7,4’lük payla dünya çapında rekabetçi bir konuma sahibiz. Doğaya saygılı, sürdürülebilir ve modern üretim teknolojileriyle üretilen ürünlerimizi hem Türkiye’de hem dünyada 100’ün üzerinde ülkeye ulaştırıyoruz. Bir dönem sofralarda yardımcı yemek olarak konumlanan makarna, bugün Türk mutfağında ana öğünlerin vazgeçilmez lezzetlerinden biri haline geldi. Artık sadece pratikliğiyle değil, sağlıklı beslenmeye uygun içeriği, zengin tarif seçenekleri ve kültürel paylaşımı destekleyen yapısıyla da tercih ediliyor. Tam buğday, yüksek protein gibi besleyici varyantlarımız ve farklı damak tatlarına hitap eden ürünlerimizle bu dönüşümde aktif bir rol üstleniyoruz. Amacımız, makarnanın sadece bir gıda ürünü değil, sofraları birleştiren evrensel bir lezzet olarak değer görmesini sağlamak.”


