13 Ekim 2024
Beşyol Mahallesi 1.İnönü Caddesi 18/8 Küçükçekmece İstanbul
Ekonomi

TÜRKİYE İÇİN RİSKLER FIRSATLARA GÖRE DAHA AĞIR BASIYOR

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, dünya çapında bir süredir ABD ve Avrupa odaklı finansal stres yaşadığına dikkat çekerek temel sorunun uzun yıllar düşük faize alışık olan ABD ve Avrupa bankacılık sisteminin, faizler kısa sürede %4,5-5 bandına geldiğinde zorlanıyor olmasına dikkat çekerek, “Küresel ticari ilişkilerin de çok daha karmaşık hale geldiği bir süreçte Türkiye için riskler fırsatlara göre biraz daha ağır basıyor.” dedi.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, dünya çapında bir süredir ABD ve Avrupa odaklı finansal stres yaşadığına dikkat çekerek, “ABD ve Avrupa’da toplam 4 bankanın yaşadığı likidite krizleri ve buna karşı kamu otoritelerinin devreye girerek aldığı önlemler dünyada yankı uyandırdı. Banka iflasları, 2008 krizinden sonra artan finansal regülasyonlara rağmen, risk yönetimi konusunda devam eden zaaflara işaret etti. Yaşanan şok karşısında kamu otoriteleri adeta panik butonuna basarak mevduatlara güvence verdi.” dedi.

Bir yandan da yüksek seyreden enflasyona karşı Avrupa ve İngiltere merkez bankalarının 50’şer baz puan, Fed’in ise 25 baz puan ile faiz artışlarını sürdürdüğünü sözlerine ekleyen Bahçıvan, “Bankacılık sistemindeki çalkantının takip edileceği ve gerekli önlemlerin alınacağı mesajı verilse dahi ABD ve Avrupa’da fiyat istikrarı önceliğinin şimdilik korunduğunu görüyoruz. Burada temel sorun, uzun yıllar düşük faize alışık ABD ve Avrupa bankacılık sisteminin, faizler kısa sürede %4,5-5 bandına gelince zorlanıyor olmasıdır. Faizlerin düşük olduğu dönemde ellerinde düşük faizli tahviller bulunduran bankalar, bu dönemde faizlerin yükselmesiyle kayıplar yaşıyor. Yeri gelmişken ülkemizde de ileride benzer bir durumun yaşanmaması için dikkatli olmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Dünya genelinde iktisadi milliyetçiliğin yükseldiği bir sürece tanıklık edildiğini belirten Bahçıvan şu değerlendirmede bulundu: “Küresel pazarın daha parçalı ve ticari ilişkilerin de çok daha karmaşık hale geldiği bir süreçte, Türkiye nasıl bir yol haritası izleyecek? Son dönemde ülkemiz açısından riskler fırsatlara göre biraz daha ağır basıyor. Küresel büyüme, yavaşlama eğilimine girdi. Ukrayna savaşıyla artan belirsizlikler, gıda ve enerjideki fiyat şokları Avrupa’da üretim maliyetlerini artırdı, tüketicilerin alım gücüne ve ekonomik güvene zarar verdi. Çekirdek enflasyonda katılık sinyalleri dikkat çekiyor. 2023’te büyümenin geçen yıla göre yavaş olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Son aylarda Çin’deki yeniden açılma ve tedarik sorunlarındaki hafiflemenin de etkisiyle küresel nakliye fiyatları geri çekildi ve bu Türkiye’nin yakın pazarlardaki göreli navlun avantajını zayıflattı. Yine dolar/TL kurunun yatay seyrine rağmen enflasyonun yüksek kalması ve bunun Türk Lirası’nda yol açtığı reel değerlenme, dış rekabette önemli bir zorluk haline geldi. Özellikle enerji ve emek-yoğun sektörlerde artan maliyetlere rağmen uluslararası rekabetin fiyatlara çektiği doğal üst sınır, sanayicilerimizi kârdan fedakarlık yapmaya zorluyor. Bu zorluk, KOBİ’ler için çok daha ciddi boyutlarda. Tüm bunların yanı sıra, iç talebin güçlü seyri ve TL’deki reel değerlenme son aylarda ithalatı körüklüyor. Bu da cari açığın artmasına katkıda bulunuyor.”