Redington Türkiye Genel Müdürü Cem Borhan ile Mayıs sayımızda yaptığımız röportajda Redington’ın 2025 yılı hedefl erini ve yeni nesil distribütörlük kavramı hakkında konuştuk.
Redington olarak Amazon Web Service (AWS) ile distribütörlük anlaşmasına imza attınız. Yeni nesil distribütör olarak bu yeni kavram hakkında bizlere bilgi verir misiniz, getirileri ve eskiye göre değişiklikleri nelerdir?
Biz aslında yıllar ve zaman içerisinde distribütörlüğü 3 farklı parçaya böldük ve globalde de buna yakın bir yaklaşımda bulunduk. Distribütörlük aslında 1.0 – 2.0 ve 3.0 olarak üç parçaya ayrılmakta. Distribütör 1.0, çok daha geleneksel ve diğer bir deyişle “pick, pack and ship” dediğimiz bir model. Katma değere fazla kaymadan daha çok ürün uygunluğu yani lojistik, finansman ve imkânları servis edebilme yeteneklerini masaya koyduğumuz, geleneksel bir modeldir ve distribütörlük modeli de buradan yola çıkmıştır. Distribütör 2.0 diye tabir ettiğimiz ve ikinci versiyonu oluşturduğumuz yapıda, geleneksel distribütörlükten çıkıp katma değerli distribütörlüğe gittiğimiz bir yaklaşımdır. Katma değerli distribütörlük; ürünlerin kendisinin, anlatılmasının ve konumlandırılmasının biraz daha zorlaştığı, teknik detayların öne çıktığı ve buna benzer bazı isterlerin oluştuğu yapıdır. Bu model aslında neyi gerektiriyor diye baktığımızda ise teknik uzmanlık öne çıkıyor. İş ortaklarıyla daha yakın çalışmak ve onlara eğitim desteği sağlamak, gerektiği yerlerde oto rise training center diye tabir ettiğimiz hem yetkili eğitim merkezi hem farklı eğitimlerin verildiği ve teknik yetkinliklerin sağlandığı modele doğru giden bir süreçtir. Onun üzerinde gittiğimiz zaman finansmanın aslında farklı şekilde modellendiği bir modeli görüyor. Distribütör 2.0 daha farklı finansal yaratı çözümlerin, katma değerli projelerin ve çalışmaların desteklendiği modele doğru gitti ve burada bunu oturttuk. Distribütör 3.0 ya da diğer adıyla yeni nesil distribütörlük yapısı ise, temelde her şeyin servis mimarisine oturduğu bir modeldir. Yeni nesil distribütörlük; her şeyin satın alma modelinden kiralama modeline döndüğü, yıllık ya da aylık kiralamaların olduğu ve o tarafa doğru gittiğimiz bir dünya. Bu dünyanın içerisinde ne olduğuna bakarsak, yavaş yavaş finansman modellerinin azalmaya başladığını görürüz. Aylık ve yıllık modeller işin doğası gereği sağlanır bir hale geldi. Bu oluşan çözümler lojistik ya da stok uygunluğundan çıkıp, proje ve ihtiyaç bazlı oluşmaya başladı. Dolayısıyla bizim geleneksel distribütörlük modelindeki ana ihtiyaçlar yerini farklı ihtiyaçlara doğru değiştirdi. Yeni nesil distribütörlük de her şeyin servis ve hizmet mantığıyla ilerlendiği bir modeldir. Bizler aynı zamanda yeni nesil ürün ailelerine de destekçi olacağız. AWS bunun başlıcalarından bir tanesi. Bu ve buna benzer ürün ailelerini portföyümüze katmaya devam edeceğiz.
2025 yılına kadar rakamsal olarak oldukça güzel bir büyüme öngörmektesiniz. Bu konu doğrultusunda bizlere büyüme yolundaki hedeflerinizden de söz eder misiniz?
Başlıca hedeflerimizden bahsedecek olursak, pazaryeri ve dijital ortamımızı daha fazla yaygınlaştırılabilir ve kullanılabilir bir hale getirmek istiyoruz. Çünkü orası gösterge niteliğindeki sistemi toparlayacak bir ortam. Dolayısıyla dijitalleşme ve pazaryerinin daha hızlı arttığı, büyüdüğü bir yer. Diğer bir odaklandığımız konu da yukarıda bahsettiğim gibi ürün satmaktan çok çözüm satmaya odaklanmış durumdayız. Bizim Türkiye’de yakaladığımız modeller birçok ülkede yakalanmayan ve önde olan modeller. Yavaş yavaş değişen ISV Startup Scaleup ekosistem dünyasının içerisine girdik. Artık geleneksel iş ortaklığı yapısından çıkıp değişen iş ortakları sistemini şekillendirebilmek bizim temel görevimiz. Değişene uyum sağlamaktan çok bu ekosistem modelini değiştirebilmek, dönüştürebilmek ve mevcut yapıya doğru uyarlayabilmek asıl işimiz. Bu oluşturduğumuz modelleri de sınırsız bir şekilde sınırları olmadan ülkeler dışı bir yapıdan kaynaklı farklı coğrafyalara taşıyabilmek de hedeflerimiz arasında.