Mitsubishi Electric Türkiye, global sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda topluma değer katmayı ve geleceğe yatırım yapmayı kurumsal kültürünün önceliklerinden biri olarak konumlandırıyor. Bu kapsamda şirket, 2016’dan bu yana sürdürdüğü sosyal sorumluluk projesi dahilinde Türkiye genelinde 30’dan fazla devlet üniversitesine ürün bağışında bulundu ve bugüne kadar yaklaşık 6.000 öğrenciye uygulamalı deneyim kazanma fırsatı sundu.
Mitsubishi Electric Türkiye, ileri teknoloji çözümlerinin yanında, toplumun gelişimine katkı sağlayan projeleriyle öne çıkıyor. Şirket, eğitime verdiği destekle gençlerin potansiyellerini açığa çıkarmayı, onları geleceğin sanayi dünyasına hazırlamayı ve sürdürülebilir iş gücüne katkıda bulunmayı amaçlıyor. Bu anlayışla hayata geçirilen projeler, mühendislik alanında nitelikli insan kaynağının yetişmesine ve Türkiye’nin rekabet gücünün artmasına destek oluyor.
Mitsubishi Electric Türkiye’nin, Türkiye’de 23 şehirdeki üniversitelerin laboratuvarlarına ulaştırdığı PLC, servo sürücü, inverter eğitim setleri ve robotlardan oluşan 474 endüstriyel otomasyon ekipmanı, genç mühendis adaylarının teknik becerilerini geliştirmelerine katkı sağlıyor. Bugüne kadar yaklaşık 200 öğrenci bitirme projelerinde, Mitsubishi Electric’in daha önce kullanılmamış ürünlerini kullanarak çözümler üretti.
Ürünlerle Birlikte Uzman Rehberliği Sunuluyor
Ürün desteğinin yanı sıra Mitsubishi Electric Türkiye uzmanları, üniversitelere sağladığı ekipmanların etkin kullanımını desteklemek amacıyla kapsamlı eğitim programları da yürütüyor. Uzman ekipler, genç mühendislere bu teknolojilerin uygulamalı kullanımını detaylı bir şekilde aktararak, öğrencilerin teknik becerilerini ve profesyonel gelişimlerini güçlendiriyor. Böylece öğrenciler hem bilgi hem de vizyon açısından geleceğin sanayisine daha donanımlı adım atma fırsatı buluyor.
“Eğitimde Fırsat Eşitliğine Katkıda Bulunmak Önceliğimiz”
Hayata geçirilen bu uygulamanın amaçlarını Mitsubishi Electric Türkiye Başkanı Şevket Saraçoğlu, şu şekilde özetliyor: “Projeyi yalnızca büyükşehirlerle sınırlı tutmayarak Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelere ulaştırıyoruz. Böylece eğitimdeki bölgesel farklılıkları azaltarak daha fazla öğrencinin ileri teknolojiyle buluşmasını sağlıyor, fırsat eşitliğine katkıda bulunuyoruz. Sanayi 5.0’a geçiş sürecinde ülkemizin mühendislik gücünü desteklemek ve bu kazanımları Türk sanayisine aktarmak bizim için stratejik bir öncelik. Önümüzdeki dönemde daha fazla üniversiteye ulaşarak genç yeteneklerin gelişimine katkımızı her geçen gün artırmayı hedefliyoruz.”