Ekonominin finansal ve reel kesiminde oluşan dengesizlikleri gidermeyi amaçlayan istikrar programları uzun yıllardan beri gelişmekte olan ülkelerde sık sık uygulanıyor. Ülkeleri radikal istikrar programları uygulamaya yönelten temel nedenler; hızlanan enflasyon, ödemeler dengesi darboğazı, finans piyasalarında ve reel kesimde yaşanan ciddi boyuttaki dengesizliklerdir. Yüksek enflasyon genellikle artan dış borçlar ve bütçe açıklarından kaynaklansa da, borçlardaki artışın ya da bütçe açıklarının nedeni ülkeden ülkeye farklılıklar gösteriyor. Ülkelere özgü farklı nedenlere rağmen, benzer ekonomik kriz yaşayan ülkelerde uygulanan istikrar programlarının özellikleri de zaman içinde değişime uğruyor.
Gelişmekte olan ülkelerde ekonomik istikrar programları genellikle ödemeler dengesini iyileştirme, kamu açıklarını azaltma ve enflasyonu düşürme gibi geniş anlamda makroeknomik amaçları gerçekleştirmeye yönelik hazırlanıyor. Başka bir deyişle, stabilizasyon programlarının temel amacı, varolan kaynaklar ile değişen ihtiyaçlar arasında bozulan dengeyi kurmak ve ekonomiyi yeniden yönlendirmek. Programları gerekli kılan, içsel veya dışsal faktörlerin sebep olduğu ekonomik istikrarsızlık. Etkenlerin içsel ya da dışsal kökenli, geçici ya da kalıcı olduğunun bilinmesi programların hazırlık, uygulama ve sonuç aşamaları için oldukça önem taşıyor.
Büyüyen, ekonomik istikrar ve sürdürülebilir kalkınma konuları her geçen gün daha da önem kazanıyor. Bu bağlamda da Ortodoks ekonomi modeli, dünya genelinde giderek daha fazla ilgi çekici bir konu haline geliyor. Ortodoks ekonomi modeli, temel ilkeleri ve uygulamalarıyla sürdürülebilir kalkınmanın temelini oluştururken, uygulanan Heterodoks ekonomi modelinin yerine geçmesi düşünülen bu model ekonomik teorilerin ve politikaların temel yapısının geleneksel bir yaklaşımı olarak karşımıza çıkıyor. Bu modele göre ekonomik büyüme; fiyat istikrarı ve kısıtlaması gibi ekonomik değişkenler, piyasaların serbest çalışmasıyla elde edilir. Merkez bankalarının para politikaları, maliye politikaları ve koruma önlemleri, Ortodoks ekonomi modelinin temel araçları.
Ortodoks ekonomi modelinin temel özellikleri
Ortodoks ekonomi modeli, bazı belirgin büyümelere sahip olmasıyla bilinir. İlk olarak bu modelde piyasaların uygulama ve rekabetin teşviki ön planda yer alır. Serbest piyasa koşullarının sağlanması, kaynakların etkin bir şekilde tahsis edilmesi ve ekonomik büyümeyi teşvik etmeyi amaçlar. Daha sonrasında bu modelde para politikalarının önemi vurgulanır. Merkez bankaları, para arzını ve faiz oranlarını kontrol ederek devreye almayı yönetmeye çalışır. Üçüncü olarak, maliye politikalarının beklemesi gerekiyor. Bütçe açıklarının kontrol altında tutulması ve kamu borçlarının sürdürülebilir şekilde muhafaza edilmesi, bu modele göre önem taşıyor.
Ortodoks ekonomi modelinin avantajları
Ortodoks model, bazı avantajlara sahip olduğu gibi ekonomik eleştirilere maruz kaldığı zamanlar da yaşanmıştır. Avantajları arasında piyasa fiyatlarının yürütülmesi, özel sektör teşviki ve ekonomik büyümenin teşvik edilmesi muhtemeldir. Ancak bu ekonomik modele yönelik eleştiriler de var. Eleştiriler arasında bu modele olan aşırı güvenin finansal krizlere ve gelir eşitsizliğine yol açabileceği yer alıyor Ayrıca, sosyal ve istihdam faktörlerinin ihmal edildiği ve sadece ekonomik olarak hapsedildiği eleştirileri de bulunuyor.
Sürdürülebilir Kalkınma, günümüz ekonomik ortamında giderek daha fazla önem kazanan bir hedef haline geldi. Ortodoks ekonomi modeli, sürdürülebilir kalkınmanın temel taşlarından biri olarak kabul edilse de; bazı eleştirilere rağmen, bu modele göre ekonomik büyüme ve sürdürülebilirlik arasında bir dengenin sağlanabileceği öne sürülüyor. Bu dengeyi sağlamak için, büyüme maliyesi ve sosyal adaletin göz ardı edilmemesi gerekiyor.
Heterodoks ekonomi modeli
Heterodoks ekonomi modeli ücret ve fiyat kontrollerini içeren gelir politikalarından oluşuyor. Heterodoks ekonomi modelini Ortodoks ekonomi modelinden ayıran en önemli özellik, gelir politikalarının belirli bir süre içinde geçici olarak kullanılması diyebiliriz. Heterodoks programlarının amacı, enflasyonu hızla ve kalıcı bir şekilde düşürmektir. Bu programlar genellikle yüksek kronik enflasyonun yaşandığı ekonomilerde tercih ediliyor.
Bazı durumlarda Ortodoks ekonomi modelinin uygulanması ile kamu açığının kapatılması ve mali dengenin kurulması enflasyonun düşürülmesi için gerekli olmakla birlikte yeterli olmuyor. Ortodoks uygulamalara rağmen enflasyonun düşmemesinin ise çeşitli nedenleri var. Ekonomide geriye yönelik endeksleme mekanizmasının çalışması ve ileriye dönük enflasyonist beklentiler nedeniyle, bir dönem önceki enflasyonun ileriye taşınması veya daha önceki istikrar girişimlerinin başarısız olması ya da alınan önlemlerin uzun dönemde sürdürülemeyeceği inancıyla ortaya çıkan güven eksikliği, enflasyonun düşmesini engelliyor. Bu noktada da süregelen enflasyonu kırmak için Heterodoks ekonomi modelinden yararlanılıyor.
Enflasyonun düşürülmesinde etkili
Heterodoks ekonomi modeli enflasyonun düşürülmesinde Ortodoks ekonomi modeline göre daha etkili. Enflasyon, Heterodoks uygulamanın başında hızla düşerken, Ortodoks uygulamada yavaş yavaş düşmekte. Fakat tek başına uygulandıklarında programların başarılı olma şansı ise oldukça düşük. Heterodoks programların uzun dönemdeki başarısı ise mali dengenin sağlanmasıyla doğru orantılı. Heterodoks ekonomi modeli enflasyonun hemen ve hızlı düşürülmesi aşamasında önemli. Bu ekonomi modelinden fiyat ve ücret kontrollerinden enflasyonun geçmiş dönemlerle olan bağlarını koparmak, geriye dönük endeksleme mekanizmasından ileriye dönük endeksleme mekanizmasına geçmek için yararlanılmalıdır. Ayrıca düşük enflasyonun devam ettirilmesi için seçilen nominal çıpaya tam güvenin sağlanmış olması gerekir. Bu durum karşısında bakıldığında Heterodoks yaklaşım tek bir kerelik şans olarak düşünülebilir. Eğer doğru ve ısrarla uygulanırsa başarılı olur. Kontrollerin hatalı yapılması ise enflasyon sorununun daha çok büyümesine neden olur.