Clean Energy, Clean Future” mottosuyla 2024 yılında Türkiye’nin ilk ekolojik dorsesini satın alarak sürdürülebilirlik alanında önemli bir adım atan SCSLOG Lojistik, İtalya’daki yatırımlarıyla da pazardaki rekabeti artıracak adımlar atıyor. Kasım sayımızda kapak konuğumuz olarak dergimizde ağırladığımız SCSLOG Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çetinkaya, teknolojiye yaptıkları yatırımlar başta olmak üzere lojistik operasyonlarını daha verimli hale getirecek proje ve hedeflerini okurlarımızla paylaştı.
SCSLOG Lojistik’in 2024 yılına özel yatırımları hakkında bizi bilgilendirir misiniz? Bu yatırımlarınız şirketinizin uzun vadeli birikimlerine nasıl katkı sağlıyor?
“Clean Energy, Clean Future” mottomuzla yalnızca bugüne değil, yarınlarımızı düşünerek geleceğe de yatırım yapıyoruz. 2024 yılında hem benim hem de şirketimiz için de çok değerli bir yatırım yaparak Türkiye’nin ilk ekolojik dorsesini satın aldık. Bu, SCSLOG Lojistik adına bir ilk. Herkesin önemle üzerinde durduğu ve çeşitli aksiyonlar aldığı iklim krizine karşı, biz de yatırımlarımızı bu doğrultuda şekillendirerek sektörümüzde konuya dikkat çekiyoruz. Tümü Euro6 normlarında olan özmal ekipmanlarımızla lojistik operasyonlarımızı sürdürüyoruz.
Sürdürülebilir yatırımlar yapmak bizim için önemli. İşimizi daha hızlı ve profesyonelce yürütmek adına hata payını minimuma indirecek aksiyonlar alıyoruz. Araçlarımızın bakımını anlaşmalı yetkili servislerinde gerçekleştiriyor, Michelin markasıyla gerçekleştirdiğimiz iş birliğimizle birlikte araç lastiklerimizi Michelin’den kiralıyoruz. Lastiklerin değişiminde yasal sınır 4 mm olmasına rağmen biz 6 mm iken lastiklerimizi değiştiriyoruz. Çünkü bahsettiğimiz bu araçlar hacim olarak çok büyük ve yaptığınız en küçük ihmal trafikte tehlike arz edebilecek durumlar meydana getirir. Biz buna karşı tüm güvenlik önlemlerini üst düzeyde tutacak şekilde hareket ediyoruz. 3 ila 4 yıl arasında araç yenileme yaptığımız için araçlarımızın hepsi yenilendi.
SCSLOG Lojistik’in büyüme stratejisinde teknoloji ve inovasyonun rolü nedir? Lojistik verilerinizi daha verimli hale getirmek için sunduğunuz yeni teknolojik çözümler ve dijital platformlar hakkında bilgi verir misiniz? Gelecek yatırımlarınızda teknolojiyi nasıl bir güç merkezi olarak konumlandırıyorsunuz?
Teknoloji, SCSLOG Lojistik’in en önemli sacayaklarından biri. Bu alanda Modaltrans ile birlikte çalışıyoruz ve bizim taleplerimiz doğrultusunda geliştirilebilir bir program sunuyorlar. Kullandığımız online program ile internetin olduğu her yerden araç içindeki şoförlerimizle iletişimde olabiliyoruz.
Parsiyel taşımacılık yapan bir firma olarak aracımızın içinde birden fazla müşterimizin yükü oluyor. Her bir müşterimizin yükü için ofisteki çalışma arkadaşlarımızın tek tek çıkış ve varış bildirimlerini atması gerekiyor. Kullandığımız program sayesinde her gün saat 10.00 ve 17.00’da sistem otomatik olarak yüklerin konumlarını atıyor Doğaya saygı duyma ve çevreyi koruma misyonumuzla araçları daha az hareket ettirerek karbon salımını düşürmek adına araçlarımızı verimli bir şekilde kullanıyoruz. Araçlarımızın takibini Seyir Mobil haritaları alt yapısı ile takip etmekteyiz. Kurduğumuz bu online sistem ile araçlarımızı anlık takip edebilmekteyiz. Bu sayede şoförlerimiz gösterge panelinde ne görüyorsa biz de onu görebiliyoruz.
Diğer yandan Microsoft’la çalışıyoruz. Maillerde yaşanan depolama sıkıntısının önüne geçerek Modaltrans sistemine müşterimizin ihtiyacı olan tüm evrakları yüklüyoruz. Müşterimize verdiğimiz yük numarası ile kendisine ait tüm evrakları müşterimiz görüntüleyebiliyor ve indirip kendisine gönderebiliyor. Bu sistemi hala geliştirmeye ve müşterilerimizin yük izlemelerini kolaylaştıracak bir noktaya getirmek için çalışmaya devam ediyoruz.
Genel olarak %1 hata payını minimuma indirerek çalışıyoruz. Temmuz ayını hiç fire vermeden %100 başarıyla kapattık. Her yıl İtalya’da Temmuz ayı sonu ve Ağustos ayı başında üretici firmalar ve ara nakliye firmaları tatile girmektedir. Tatil olması nedeniyle İtalya’da, özellikle ara nakliye firmalarının da çoğunun çalışmamasından dolayı, çok sıkışık bir dönem oluşmaktadır. Bu yoğun ve sıkışık dönemde ekibimizin öngörülü ve profesyonel yaklaşımı ile birlikte, tarafımıza iletilen tüm siparişlerin zamanında alımlarını yaparak zamanında varışlarını gerçekleştirmiş bulunmaktayız.
SCSLOG Lojistik olarak, sürdürülebilirlik adına hangi yenilikçi projeleri hayata geçirdiniz? Elektrikli araçlar gibi çevre dostu çözümler konusunda ne gibi adımlar attınız/atmayı planlıyorsunuz?
Sürdürülebilirlik alanında filomuzu genç yaşta tutmaya çalışıyoruz. Biz zamanla yarışan bir şirketiz, filomuz genç olmalı ki sunduğumuz butik hizmetlerimizde müşterilerimizin yükü zamanında yerine ulaşabilsin.
Biz yarını düşünen bir firma olarak elektrikli araç yatırımı yapmayı tabii ki düşünüyoruz. Türkiye’de ve hizmet verdiğimiz İtalya hattında elektrikli araçlar için gerekli altyapılar tamamladığında yatırımlarımızı bu doğrultuda şekillendireceğiz.
Sürdürülebilirlik politikamız doğrultusunda şoförlerimize ve ofis içindeki yöneticilerimize eğitim veriyoruz. Şoförlerimizin ortalama 2 ay süresince hem şirketimizi hem iş yapış biçimlerimizi öğrenebilmesi adına gerekli desteği sağlıyoruz. Ayrıca kadın şoför de istihdam etmek SCSLOG Lojistik’in sürdürülebilirlik politikasının önemli bir unsuru. Bünyemizde 1 kadın şoförümüz bizlerle çalışıyor.
İtalya ve Türkiye arasındaki lojistik operasyonlarda en çok yaşanılan zorluklar neler? Bu zorluklarla başa çıkmak için geliştirdiğiniz stratejiler ve çözüm önerilerinizden bahseder misiniz?
İtalya’da şirketimiz olmasına rağmen şoförlerimize vize alma konusunda çok büyük sorunlar yaşıyoruz. Kadın şoförümüzün vize başvurusu defalarca reddedildi. Vize sorunun yanı sıra gümrük kapılarında kaybettiğimiz zaman da bizler için en büyük sorunların başında geliyor.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) üyesiyiz, kendileriyle yaşadığımız bu sorunları paylaşıyoruz. Dernek yetkilileri bu doğrultuda ellerinden gelen tüm imkanları seferber ediyor.
Biz Avrupa’dan parsiyel taşıma yapıyoruz. İstanbul içerisindeki farklı gümrük müdürlüklerine indirme yapacağımız yüklerimiz oluyor. Bir gümrük müdürlüğüne girip yük boşaltırken antrepo beyannamesi bekliyoruz. Bir sonraki gümrük müdürlüğüne gittiğimizde de her defasında antrepo beyannamesinin açılmasını bekliyoruz. Esasında ilk girdiğimiz noktada tescil verildiğinde hepsinde antrepo beyannamesi açılması bizim süreçlerimizi hızlandırır. Bu durum da bize en çok zaman kaybettiren olumsuzluklardan biri.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’ne bu konuyla ilgili çokça yazı yazdım; şoförlerimiz evlerine gidemiyor ve dinlenemiyor, araçlarımız bu bekleme süreleri nedeniyle bakıma girmekte zorlanıyor şeklinde açıklamalarda bulundum. Bir lojistik şirketi olarak ihracatın artması ve ülke ekonomisine döviz girdisi sağlamak için çabalarken, bu zorluklar karşısında ihracatı yapılacak yükü yükleyemiyoruz. Bunlar hem ülke ekonomisi hem de bizim için büyük kayıp.
Avrupa Birliği Gümrük Birliği’ndeyiz, gümrükler serbest ancak araçlar ve şoförler serbest değil. İtalyan hükümeti belirli sayıda Türk aracı girebilir şeklinde bir kota koyuyor, bu kotanın aşılması gerekli. Bu kotalar ile araçlarımız yasaklanmış oluyor. Vize problemi ile de şoförlerimiz yasaklanmış olur.
Çözüm olarak neler yapılabilir noktasına gelirsek; şirketlere yeşil pasaport verilebilir. Örneğin kaç çekicin ya da aracın varsa ve bunların kaçını yurt dışına çıkarıyorsan o araçlara yeşil pasaport verilmeli. Böyle bir durumda şoförlerin vize bekleme süresi ya da reddedilme olasılığı ortadan kalkarak taşımalarımız hız kazanır.
SCSLOG Lojistik’in İtalya pazarındaki genişlemesiyle birlikte, Türkiye-İtalya hattındaki lojistik faaliyetlerde nasıl bir etki yarattınız?
Sektöre ilk girdiğimde İtalyan bir firmada işe başlamıştım. SCSLOG Lojistik’i kurduğumda kendime İtalya’da bir depo açma hedefi koydum, çünkü biz nakliyecilik değil lojistik yapma hedefiyle bu yola çıktık. 2023 yılının Nisan ayında İtalya SCS’yi Milano’da kurduk. 2023 yılının son çeyreğinde ise 2.550 metrekarelik depomuzu faaliyete geçirdik. 2024 yılının başında ise Milano depomuza gümrüklü depolama izni aldık.
İtalya’daki iç nakliye ağımızla bölgedeki bütün yükleri topluyoruz ve Cuma günü Milano’daki depomuza getiriyoruz. O hafta içerisinde aldığımız tüm yüklerin hem İtalya’dan hem de İstanbul’dan haftalık çıkışını sağlıyoruz.
İtalya’dan ithal haftada 250-350 ton aralığında parsiyel taşımacılık gerçekleştiriyoruz. İtalya’daki depomuzda çalışan tüm personelimiz Türk vatandaşı ve İtalya’da oturum izni olan çalışanlar. Burada yer alan sahamız gümrüklü, gümrük açıp kapama yetkimiz var.
2025 yılı itibarıyla SCSLOG Lojistik’in uluslararası alanda hedefleri neler olacak? İtalya dışında başka hangi destinasyonlarda yeni yatırımlar ve projeler geliştirmeyi düşünüyorsunuz?
Başka bir ülkede iş yapmak çok zor ama Milano bize çok şey kattı, hem öğreniyor hem de geçmiş yıllardaki tecrübelerimize dayanarak hızlı bir şekilde ilerleyebiliyoruz. İtalya’da müşterilerimiz arasında “bu işi SCS yapar” söylemi yaygın.
İtalya’daki iç nakliye ağımızı genişletmek adına yeni acentalar ile görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Biz ağırlıklı olarak Kuzey İtalya hattında çalışıyorduk, artık tüm İtalya’ya bu hizmetimizi yaymak istiyoruz.
2025 yılı için öncelikli hedefimiz; parsiyel yüklerde Milano’yu bir üs yapıp Portekiz, İspanya, Fransa, İsviçre, Güney Almanya ve Avusturya’dan Milano depomuza yükleri çekerek haftalık Türkiye’ye parsiyel çıkış yapma planımız var. Halihazırda Fransa, Portekiz ve İspanya’daki parsiyel yükü daha hızlı getirip Türkiye’ye ulaştırarak ithalat yapıyoruz. İhracat kısmında da varlığımızı ortaya koymak için çalışmalar yürütüyoruz.
2025’in 2. çeyreğine ilişkin İtalya’da bir çekici yatırımı hayata geçirmeyi planlıyoruz. Kısaca özetlemek gerekirse; İtalya’daki yatırımlarımız bizi bir adım daha öne taşıdı, 2025’te iki adım daha öne gideceğiz.
SCSLOG Lojistik olarak yatırımlarınızla birlikte sektördeki rekabeti nasıl değerlendirdiğiniz ve bu rekabette nasıl bir pazar payı almayı hedeflediğiniz hakkında bilgi verir misiniz?
Biz SCSLOG Lojistik’in yapılanmasını kurgularken parsiyel sisteme entegre bir yapı kurduk. İtalya’da bu şekilde parsiyel taşımacılık yapan firma sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. Bu nedenle biz onları rakip olarak değil, sektörü ileriy e taşıyacak bir paydaş olarak görüyoruz. Onlar da bu işi ga yet iyi yapıyorlar ama biz SCS olarak daha butik, daha hızlı ve zamanında varış noktasında bir adım öne çıkıyoruz.
Lojistik sektörü genellikle geleneksel olarak yönetilse de, şirketinizde sürekli yenilik ve değişim arayışındasınız. Bu süreçte ortaya çıkan fırsatları nasıl yönetiyorsunuz?
Lojistik sektörü her ne kadar geleneksel bir sektör olsa da, ben kurumsallığa inanıyorum. Bu nedenle hak eden başarılı insanların doğru yerde olması çok önemli. Geleneksellik yönünden bakacak olursak; bizlerin hayata geçirdiği projelerin, sektörü geleceğe taşıyacak ve hem müşteriye hem de işine sahip çıkacak anlayışın örnek alınması gerekir.
Kurumsallık yolunda şirketimizi ileriye taşıyacak adımların doğru atılması adına bir kurumdan hem eğitimler hem de şirket şeması konusunda danışmanlık alıyoruz. Her yıl sonu bir sonraki yılın şirket yapılanmasının belirlenmesi, ilgili departmanlarda gerekli personel ihtiyacı, terfi ya da pozisyon değişikliği gibi konular konuşularak karar veriliyor.
Orta Doğu’daki kriz ve Rusya-Ukrayna savaşının Türkiye’nin lojistik altyapısına olan doğrudan etkileri nelerdir? Türkiye, savaş bölgesine olan yakınlığı nedeniyle hangi stratejik avantajları ve dezavantajları yaşamaktadır?
Binlerce insanı etkileyen 1 yılı aşkın süredir devam eden Orta Doğu’daki kriz ve neredeyse 3 yıla yakın süredir devam eden Rusya-Ukrayna arasındaki gerginlik insani açıdan bakıldığında çok üzücü sonuçlar doğuruyor. Ancak coğrafi konumu açısından bakıldığında bu durum Türkiye’ye yaradı. Rusya-Ukrayna savaşındaki güzergahta yer alan Türki Cumhuriyetlere giden hat savaş nedeniyle kapanmış oldu ve bu yolu kullananlar Türkiye üzerinden taşımalarını gerçekleştirdi. Coğrafi konumumuzun avantajlarını fırsata çevirme konusunda yukarıda saydığım sebeplerden ötürü sıkıntı yaşıyoruz.