Türkiye’de “Yeşil Lojistik Belgesi”ni alan ilk firmalardan biri olan Talay Logistics, intermodal taşımacılık, elektrikli çekici yatırımları, güneş enerjisi kullanımı ve blok tren seferleriyle sürdürülebilir lojistik vizyonunu operasyonlarının merkezine taşıyor. Firma, çevresel kriterleri sadece belge düzeyinde değil, bütünsel bir dönüşüm anlayışıyla ele alarak çevreye duyarlı yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Talay Logistics Yönetim Kurulu Üyesi Murat Boğ sürdürülebilirlik alanındaki yatırımlarına önemli bütçeler ayırdıklarının altını çizerek, “Son 2 yılda toplam yatırımlarımız 1,5 milyar liranın üzerine çıktı. Yeşil Lojistik yatırımlarına önemli bütçeler ayıran bir lojistik şirketi olarak, sürdürülebilirlik odaklı yatırımlara devam edeceğiz.” dedi.
Sirketinizin yeşil lojistik belgesini alma süreci nasıl ilerledi? Bu sürece hazırlanırken hangi çevreci uygulamaları hayata geçirdiniz ve ne gibi kriterleri yerine getirmeniz gerekti?
Çevreye saygılı taşıma operasyonlarımızda, 10 yılı aşkın süre boyunca ülkemizde yeşil lojistik kavramının yerleşmesinde önemli bir rol üstlendik. Başta intermodal taşımalarımız olmak üzere, her taşıma modunda bu ilkeleri gözeterek hareket ediyoruz. Fosil yakıt kullanımını minimuma indiren, sabit transit süreler sunan ve en çevreci taşıma modu olan intermodal ile bugüne dek binlerce operasyon gerçekleştirdik. Bu durum doğal olarak, yeşil lojistik kavramının gerektirdiği tüm alanlarda, hem belgeleme süreçlerinde hem de yatırım anlamında daha ileriye gitmemizi sağladı ve gerekli kıldı. Yeşil Lojistik Belgesi süreçlerinde, yılda en az 200 kombine taşıma yapmaktan, enerji ve su verimliliğine, yenilenebilir enerji kaynakları kullanımından her yıl f idan dikimine ve yeşil paketlemeye kadar birçok kriter bulunuyor. Talay Logistics olarak bu belgeyi almak için gerekli olan şartların çok daha fazlasını, zaten yıllardır gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla karşılıyorduk. Bu kapsamda Türkiye’de Yeşil Lojistik Belgesi’ni alan ilk şirketlerden biri olduk. Belge ile birlikte hem Türkiye hem de Avrupa taşımalarımızda çevreci yönümüzü daha da pekiştirdik.
Yeşil lojistik belgesi almanızın ardından operasyonel süreçlerinizde ne gibi sürdürülebilirlik odaklı dönüşümler gerçekleşti? Enerji verimliliği, karbon ayak izi azaltımı veya atık yönetimi gibi başlıklarda örnekler paylaşabilir misiniz?
Felsefemizin bir parçası olarak, yeşil lojistik yatırımlarımıza her yıl önemli bütçeler ayırıyoruz. Başta operasyonlarımızda kullandığımız araçlarımız ve ekipmanlarımız olmak üzere, ofislerimiz, saha çalışma alanlarımız ve depolama alanlarımızın tümünde yeşil lojistik ilkeleriyle hareket ediyoruz. Bu anlamda son 2 yılda toplam yatırımlarımız 1,5 milyar liranın üzerine çıktı. Bu belgenin bize en büyük katkısı, motivasyonumuzu daha da artırması oldu. Halihazırda yeşil lojistik odaklı operasyonlar gerçekleştirdiğimiz ve kriterlerin fazlasını yerine getirdiğimizden dolayı, Yeşil Lojistik Belgesi ile bu çalışmalarımızın karşılığını alıyor olmak bizleri daha iyisini yapma anlamında ciddi şekilde motive ediyor. Bununla birlikte sürdürülebilirlik anlamındaki yatırımlarımıza da devam ediyoruz. 2023 yılında #YarınınYolu sloganıyla yüzde 100 elektrikli çekici yatırımı gerçekleştirdik. Türkiye’de filosuna yüzde 100 elektrikli çekici dâhil eden ve operasyonlarında aktif olarak kullanan ilk lojistik şirketiyiz. Aynı zamanda geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin ilk yerli tam elektrikli çekici üreticisi olan HABAŞ’tan 3 adet tam elektrikli Steel Power-e çekici satın aldık. Elektrikli çekici sayımızı 2030’a kadar 15’e çıkarmayı planlıyoruz. Ayrıca Türkiye’de filosuna elektrikli treyler katan ilk lojistik şirketi olmayı da hedefliyoruz. Bu kapsamda yakında ilk elektrikli treyler yatırımını da gerçekleştireceğiz. Ofislerimiz ve diğer yapılarımızda da sürdürülebilirlik odaklı hareket ediyoruz. Örneğin Büyükçekmece’deki genel merkezimizde binalarımızın çatısını güneş panelleriyle kaplı. Yüzde 100 elektrikli çekicimizin şarjını, bu güneş panellerimizden elde ettiğimiz enerjiyle dolduruyoruz. Sürdürülebilir operasyonlar için kendi ekosistemimizi kurduk. Genel merkezimizin yanı sıra Şekerpınar’daki garajımıza da elektrikli şarj ünitesi kurduk. Adım adım, depolarımız da dâhil bütün binalarımızın çatılarını güneş panelleriyle donatmayı hedefliyoruz. Böylece tükettiğimiz enerjinin önemli bir kısmını yenilenebilir kaynaklardan sağlayacağız.

Çevre dostu lojistik uygulamalarının şirketinize sağladığı faydaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu uygulamaların müşteri memnuniyeti üzerindeki etkileri nelerdir?
Sürdürülebilir ve yeşil lojistik operasyonlarımız, doğrudan hizmet kalitemize yansıyor. Artan hizmet kalitemiz de müşteri memnuniyetini oldukça olumlu etkiliyor. Birçok müşterimizle uzun süredir birlikte çalışıyoruz. Yaptığımız her taşımanın çevreye saygılı ve yeşil lojistik odaklı olduğunu biliyorlar. Bu durum onların ve iş ortaklarımızın da sürdürülebilirlik hedefleri için oldukça önemli.
Önümüzdeki dönemde yeşil lojistik alanında gündeminizde hangi yeni projeler, yatırımlar ya da iyileştirme adımları yer alıyor?
Yeşil Lojistik yatırımlarına önemli bütçeler ayıran bir lojistik şirketi olarak, sürdürülebilirlik odaklı yatırımlara devam edeceğiz. Minimum karbon salımını önceleyen yatırımlarımızı bu yıl da sürdürüyoruz. Bu kapsamda İtalya’nın Trieste şehri ile Çekya arasında blok tren seferlerine başlıyoruz. Haftada karşılıklı 3 sefer olarak başlayacak Trieste-Çekya blok tren seferlerimizi, yılın ikinci yarısında haftanın 6 gününe çıkarmayı hedefliyoruz. Yukarıda da bahsettiğim gibi, elektrikli çekici sayımızı 2030’a kadar 15’e çıkarma hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz. Bu kapsamda geçtiğimiz ay gerçekleştirdiğimiz yerli elektrikli çekici yatırımımızla sıfır emisyonlu operasyonlarımızı artırmış olduk. Ayrıca Türkiye’de filosuna elektrikli treyler katan ilk lojistik şirketi olma hedefimiz de var. Bu kapsamda yakında ilk elektrikli treyler yatırımını da gerçekleştireceğiz.