Son yıllarda büyük bir ivme kazanarak gelişmeye devam eden Türk savunma sanayii, yerli ve milli üretim kapasitesini artırarak küresel ölçekte dikkat çeken bir noktaya ulaştı. Teknolojik altyapı yatırımları, Ar-Ge faaliyetleri ve özel sektör-kamu iş birlikleri sayesinde sektör hem iç pazarda hem de ihracat alanında istikrarlı bir büyüme gerçekleştirdi.
Bu gelişmelerin en somut örneklerinden biri ise 17’ncisi düzenlenen IDEF 2025 Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı oldu. Kendi alanında dünyanın en büyük ve en etkili üç fuarından biri olarak kabul edilen IDEF, bu yıl da savunma sanayiinin önde gelen temsilcilerini, karar vericilerini ve teknoloji liderlerini bir araya getirdi. Fuarda, sadece Türk savunma sanayiinin geldiği nokta sergilenmedi; aynı zamanda bir milletin bağımsızlık yürüyüşüne tanıklık edildi. IDEF 2025, Türkiye’nin kendi gök kubbesinde kendi kanatlarıyla yükselen bir ülke haline gelişinin güçlü bir yansıması oldu. Sergilenen ürünler, imzalanan iş birlikleri ve uluslararası ilgi, Türk savunma sanayiinin geldiği noktayı ve gelecek vizyonunu açıkça ortaya koydu.
Savunma sanayiinin kalbi IDEF 2025’te attı
Türk savunma sanayii, son yıllarda gerçekleştirdiği atılımlarla küresel savunma ekosisteminde adından söz ettirmeye devam ediyor. Yerli ve milli üretim gücünü stratejik vizyonla birleştiren sektör, teknoloji ve ihracat performansıyla dikkat çekerken, bu ilerlemenin en çarpıcı örneklerinden biri olan IDEF 2025 Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı başarıyla tamamlandı. İstanbul Fuar Merkezi’nde altı gün boyunca düzenlenen ve kendi alanında dünyanın en büyük ve en etkili savunma sanayii fuarlarından biri olarak kabul edilen IDEF 2025, hem katılım hem de anlaşma hacmiyle rekorlara imza attı.
Fuarda;
103 ülkeden 231 resmî heyet ve 971 heyet üyesi ağırlandı,
49 ülkeden 1.491 firma ürün ve teknolojilerini sergiledi,
114 ülkeden 121.753 ziyaretçi fuarı takip etti,
1.157 yeni ürün tanıtıldı,
6.301 planlı görüşme ve 270 imza töreni gerçekleştirildi,
Yaklaşık 9 milyar ABD doları tutarında sözleşme hacmine ulaşıldı.
Fuar, yalnızca Türk savunma sanayiinin geldiği noktayı sergilemekle kalmadı; aynı zamanda Türkiye’nin bağımsız savunma vizyonunu ve küresel oyuncu olma kararlılığını da gözler önüne serdi.
IDEF 2025, farklı kıtalardan gelen şirketleri, resmi delegasyonları ve sektör profesyonellerini tek çatı altında toplayarak, Türkiye’nin savunma sanayii alanında oluşturduğu benzersiz sinerjiyi uluslararası alana taşıdı. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nın organizasyonunu üstlendiği fuar; Millî Savunma Bakanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve tüm kuvvet komutanlıklarının iş birliğiyle hayata geçirildi. Fuarda emeği geçen tüm kamu kurumlarına, vakıf şirketlerine ve genç emekçilere teşekkür edilirken, “tam bağımsız bir savunma sanayii” hedefi doğrultusunda çalışmalara devam edileceği vurgulandı.
Cumhurbaşkan Recep Tayyip Erdoğan, 17’nci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın (IDEF 2025) açılış törenine Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler de beraberindeki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Kuvvet Komutanları ve Bakan Yardımcıları ile katıldı. Törende bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şunları söyledi:
“Kendi alanında dünyanın en büyük ve en etkili ilk 3 fuarından biri olan Uluslararası Savunma Sanayii Fuarının bu yıl 17’ncisini düzenliyoruz. Bugün burada sadece Türk savunma sanayisinin gelişimine değil, aynı zamanda bir milletin bağımsızlık yürüyüşüne de şahitlik ediyor, kendi gök kubbesinde kendi kanatlarıyla yükselen bir ülkenin hikâyesini görüyoruz.”
“Türkiye, yakın tarihinde savunma alanında ciddi sınamalarla karşılaşmış bir ülkedir. Dışa bağımlı olmanın sonuçlarını pek çok kez tecrübe ettik. 1960’lı yıllarda Kıbrıs hadiselerinde ve 1990’lı yıllarda terörle mücadelede, maalesef dost ve müttefik bu ülkelerden yeterli desteği alamadık. Kıbrıs Türkü’nün hak ve hukukunu korumak amacıyla gerçekleştirdiğimiz 1974 Barış Harekâtı sonrasında ambargolar adeta zirveye çıktı. Bakım için gönderdiğimiz uçaklar alıkonuldu. Hatta bunun için ülkemize hangarda saklama borcu çıkartıldı. Telsiz gibi en temel iletişim araçları dahi bir süre ülkemize verilmedi. Esad rejimiyle yaşadığımız gerilimde yine aynı ahde vefasızlığı gördük. Hava savunma kapasitemizi güçlendirme arayışlarımızda, karşımızda hep kapı duvar bulduk. Öyle ki, hava sahamızın sürekli ihlal edildiği günlerde, yangından mal kaçırırcasına hava savunma sistemleri ülkemizden sökülüp götürüldü. Libya’dan Karabağ’daki işgalin sonlandırılmasına kadar pek çok yerde benzer uygulamalar devam ettirildi.”
“Türkiye bugün savunma sanayi ürünleriyle dünya piyasalarına mührünü vuran bir konuma ulaştı”
“Atalarımızın bir sözü var, kötü komşu adamı mal sahibi yaparmış. Bizi de dost ve müttefiklerimiz savunma sanayinde mal sahibi yaptı. Her ambargo, her baskı, her haksızlık bize yeni bir kapı araladı. Biz de tüm gücümüzü kullanarak bu kapılardan içeri girmeyi başardık. Dün ambargolara, çifte standartlara ve diplomatik baskılara maruz kalan Türkiye, bugün savunma sanayi ürünleriyle dünya piyasalarına mührünü vuran bir konuma ulaştı. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz dedik ve öz kaynaklarımızı harekete geçirerek bu alanda kısa sürede ciddi mesafe kat ettik. Bu arka plan temelinde bir yandan insani ve proaktif bir dış politika izlerken, diğer yandan savunma ve güvenlik yatırımlarımıza hız verdik. Tasarımdan seri üretime, Ar-Ge çalışmalarından ve inovasyon sürecine Türk savunma sanayine çağ atlattık. Bir dönem temel sıkıntımız olan dışa bağımlılığımızı ciddi ölçüde atlattık. Göreve geldiğimizde yüzde 20 seviyesinde olan savunma sanayimizin yerlilik oranı bugün yüzde 80’lerin üzerine çıktı.
Sektördeki 3 bin 500’ü aşkın firmamız, 100 bin kişilik nitelikli personel kadrosuyla çalışmalarını başarılı bir şekilde sürdürüyor. Türk savunma sanayi bugün 1.380’in üzerinde proje sayısıyla, 20 milyar doları aşan cirosuyla, geniş ürün yelpazesiyle adeta destan yazıyor. Güvenlik birimlerimizin neredeyse tüm ihtiyaçlarını kendi kaynaklarımızla en etkin şekilde karşılıyoruz. Yerli ürünlerimiz güvenlik güçlerimizin terörle mücadele operasyonlarında, yurt içi ve yurt dışındaki harekâtlarımızda etkin rol oynuyor. İHA ve SİHA teknolojisinde dünyanın önde gelen 3 ülkesinden biriyiz. Geçen sene dünyada satılan her 100 İHA’dan 65’ini Türk firmaları tedarik etti. Özellikle SİHA’larımızın oyun değiştiren konsepti küresel ölçekte büyük yankı uyandırıyor. Geleneksel taktik ve stratejileri dönüştürüyor.
Aynı şekilde dünyada kendi savaş gemisini tasarlayan, geliştiren, üreten 10 ülkeden biri şu anda Türkiye’dir. Ana yüklenicilerimiz, alt yüklenicilerimiz, KOBİ’lerimiz, araştırma kuruluşlarımız ve üniversitelerimiz, geliştirdikleri özgün ürünlerle ihracat hanemizi yeni yıldızlarla süslüyor.
Şunu büyük bir gururla ifade etmek isterim: Türkiye, bugün dünyadaki en büyük 11’inci savunma ihracatçısı durumuna gelmiştir. İnsansız hava araçlarımız, millî gemi projelerimiz, elektronik sistemlerimiz, kara araçlarımız, silah ve mühimmatlarımız gıptayla takip ve talep ediliyor. Savunma sanayi şirketlerimiz geçtiğimiz sene tam 180 farklı ülkeye ürün ihraç ederek ciddi bir başarıya imza attı. 2024 yılında savunma ve havacılık alanındaki ihracatımız, NATO ve hizmet ihracatları da dâhil olmak üzere yüzde 29’luk artışla 7 milyar 154 milyon dolara ulaşarak yeni bir rekor kırmıştır. Böylece 2024 hedefimiz olan 6,5 milyar doların yüzde 11 üzerine çıktık. 2025 Haziran ayı ihracatımız bir önceki yıla oranla yüzde 10,4 artarak 623 milyon dolara ulaştı. Son 12 aydaki ihracatımız ise geçtiğimiz yıla göre yüzde 23,1 düzeyinde artışla 7,5 milyar dolar seviyesini gördü. Lazer ve elektromanyetik silah sistemleri, otonom sistemler, siber güvenlik, kuantum teknolojisi ve yapay zekâ gibi alanlarda izleyeceğimiz doğru stratejilerle yakın gelecekte rekabet gücümüzü inşallah daha da arttıracağız.”
“Türk savunma sektörüyle gurur duyuyoruz”
“Ülke olarak en önemli avantajlarımızdan biri de nitelikli ve dinamik insan gücümüzdür. Savunma sanayi başta olmak üzere her alanda teknolojik atılımımızı çok daha ilerilere taşıyacak yetişmiş insan gücüne sahibiz. Özellikle bunu daha da geliştirmekte kararlıyız. Bu vesileyle Savunma Sanayii Başkanlığımız başta olmak üzere bütün bu başarılarda pay sahibi olan tüm kurum ve kuruluşlarımızı, firmalarımızı, emek veren her bir kardeşimi bir kez daha canı gönülden tebrik ediyorum. Türk savunma sektörüyle gurur duyuyoruz. İnşallah gelecekte çok daha iyi seviyelerde olacağımıza yürekten inanıyoruz. Küresel güç Türkiye vizyonu ile savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye yolunda kararlı adımlarla ilerliyoruz. Savunma sanayinde millî yetkinlik hamlesi adını verdiğimiz büyük bir dönüşüm başlattık. Onay ve talimatını bizzat verdiğim millî yetkinlik hamlesi ile savunma sanayi ekosistemi içerisinde sistematik bir yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Bu alandaki çalışmalarımızla, savunma ve güvenlik yatırımlarımızla dosta güven, düşmana korku veren çok daha büyük ve güçlü bir Türkiye’yi inşa etmek için mücadele edeceğiz. Birlikte çalışacağız, birlikte üreteceğiz, geleceğe birlikte yürüyeceğiz. Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum.”
“Amacımız her alanda bağımsız olmak”
Fuar kapsamında ASELSAN standında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, Milli Teknoloji Hamlesi’ni gerçekleştirme yolunda ASELSAN’ın en önemli yol arkadaşlarından biri olduğunu söyledi. KIZILELMA’da ve AKINCI’da ASELSAN’ın geliştirdiği radarları kullandıklarını anlatan Bayraktar, “Savunma sanayisindeki bu gelişmeler, hürriyetine asla pranga vurulmasına izin vermemiş milletimizin aslında o duygusunun ifadesi. Bir anlamda tüm bu savunma sanayisi ekosistemine destek olmak için siyasi vizyonu ortaya koyan bürokrasinin ve sayın Cumhurbaşkanı’mızın iradesinin ifadesidir bu.” diye konuştu. Baykar’ın dünya İHA-SİHA pazarının tek başına yüzde 60’ına hâkim olduğunun altını çizen Bayraktar, Türkiye’nin yüzde 80 dışa bağımlılıktan yüzde 80 yerliliğe giden yolculuğunda büyük bir kararlılıkla mücadele ettiklerini kaydetti. Bayraktar, savunma sanayisinde Türkiye’nin büyük bir ivme yakaladığını belirterek, “Her şeyi bitirdik mi? Tam olarak bunu söyleyemeyiz ama büyük bir ivme yakaladık. Büyük bir motivasyon var. Amacımız, her alanda bağımsız olmak ve tüm dost ve kardeş coğrafyalarımıza yetecek düzeyde bir kapasiteye sahip olmak.” diye konuştu.
“Savunma sanayiimizin mühendislik gücü dünya sahnesine taşınmıştır”
Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, “Bu büyük buluşma; savunma sanayiimizin mühendislik gücünü, ihracat vizyonunu ve stratejik iradesini dünya sahnesine taşımıştır. Bin 491 katılımcı firma, 103 ülke temsiliyeti, 231 resmi heyet ziyareti, 120 binden fazla ziyaretçi, 26 yeni savunma sanayii ürünü tanıtımı, bin 100’den fazla ilk kez sergilenen ürün, 270 imza töreni, 9 milyar dolarlık toplam sözleşme hacmi, yüzde 65’i ihracat odaklı anlaşmalar. Bu rakamlar yalnızca bir fuar bilançosu değil, yerli üretim kararlılığımızın ve stratejik savunma mimarimizin küresel yansımasıdır.” dedi.
Görgün, “2025 yılı temmuz ayında, savunma ve havacılık sanayiimiz 2024 yılına oranla yüzde 128,4 artışla 989,6 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Ocak-temmuz döneminde toplam ihracat yüzde 38,6 artışla 4 milyar 591 milyon dolara yükseldi. Bu gelişmeler, sürdürülebilir üretim ve ihracat politikalarının sonuçlarını göstermekte, ürün çeşitliliği, platform bazlı çözümler ve sistem ihracatı stratejisinin etkisini yansıtmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, yerlileşme oranı yüksek çözümlerle küresel pazardaki konumumuzu güçlendirmeye devam ediyoruz. Ana yüklenicilerden KOBİ’lere uzanan geniş sanayi yapımız, ihracat ekosisteminin temel taşı olmayı sürdürmektedir. Tüm firmalarımıza ve emek veren ekiplerimize katkılarından ötürü teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.
OTOKAR, IDEF 2025’E 10 ZIRHLI ARACIYLA KATILDI
Türkiye’nin kara araçları ürün grubu ihracat lideri Otokar, 22-27 Temmuz tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen IDEF 2025 Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda gövde gösterisi yaptı. Kara sistemlerindeki başarısını küresel ölçekte büyütmeye devam eden Otokar, fuarda geniş ürün gamından COBRA II, ARMA, TULPAR, URAL ve AKREP II araçlarının farklı kule ve görev donanımları ile yer aldı. IDEF’teki Otokar standında, Romanya siparişi COBRA II aracının ilk kez ön sergisi yapılırken, TULPAR’ın 120 mm kule ile donatılmış versiyonu Türkiye’de ilk kez sergilendi. Otokar, geniş ürün gamı ve büyüyen küresel başarılarıyla Türk savunma sanayiinin gücünün bir kez daha dünyaya tanıtılmasında rol oynadı. Otokar Genel Müdürü Aykut Özüner, “33 binden fazla askeri aracımız, 40’tan fazla ülkede, 70’ten fazla son kullanıcıda aktif olarak görev yapıyor. Bu veriler Otokar’ın beka kabiliyetini ve global ölçekte duyulan güveni kanıtlıyor. Artık sadece ürün değil, teknoloji de ihraç ediyoruz. Yurt dışında teknoloji transferi ve yerel üretim kabiliyetlerimizle öne çıkıyoruz. Kara araçlarında ülkemizi temsil ederken, ihracatımızla Türkiye ekonomisine güç katıyoruz.” açıklamasını yaptı.

BMC, YENİ ASKERİ ARAÇLARIYLA IDEF FUARINA DAMGA VURDU
BMC, geniş ürün yelpazesiyle Türkiye’nin savunma sanayi gücünü en üst seviyede temsil etmeye devam ediyor. Dünyanın en prestijli savunma sanayi fuarlarından biri olan IDEF 2025 Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’nda ileri teknolojiyle donatılmış askeri araçları ve BMC POWER tarafından geliştirilen yerli ve milli motor ve transmisyon sistemlerini ziyaretçilerin beğenisine sunan BMC, Yeni Zırhlı Yük ve Personel Taşıyıcı, Zırhlı Tank Taşıyıcı ve ALTUĞ 8×8 105 mm Toplu Tank Avcısı olmak üzere yeni askeri araçların tanıtımını gerçekleştirerek ziyaretçilerden tam not aldı. Yeni araçların lansmanı; Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün’ün teşrifleri ve BMC Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı’nın katılımıyla gerçekleştirildi. BMC Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, Bu fuarda, TURAN 4×4 Zırhlı Yük ve Personel Taşıyıcı, ZEYBEK 8×8 Zırhlı Kurtarıcı ve Zırhlı Tank Taşıyıcı, ZEYBEK 4×4 – 5 Ton Taktik Tekerlekli Araç, ALTUĞ 8×8 Zırhlı Muharebe Aracı (35 milimetre silah kuleli) ve Altuğ 8X8 (105 mm) silah kuleli ‘’Tank Avcısı’’ araçlarını ilk kez sergilediklerine dikkat çekerek, “Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarını gözeterek yerli ve milli imkanlarla geliştirdiğimiz bu ürünlerimizle ordumuzun sahadaki operasyonel gücüne güç katacağız.” dedi.

IDEF’25’TE ROKETSAN RÜZGÂRI
Roketsan, Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı IDEF’25’te hem ulusal hem de uluslararası alandaki projelerine yönelik önemli sözleşmelere imza attı. 22 ve 23 Temmuz’da düzenlenen imza törenlerinde, ürün teslimatları ve yeni projeleri içeren birçok önemli sözleşme hayata geçirildi. Daha önce birçok yeni nesil savunma sistemiyle Azerbaycan’ın savunma gücüne önemli katkılar sunan Roketsan, bu kez topçu sistemleri alanında yeni bir iş birliğine daha imza attı. İmzalanan “Topçu Sistemleri İş Birliği Protokolü”, iki ülke arasındaki stratejik savunma ortaklığını daha da ileri taşıyacak. IDEF’25’te lansmanı yapılan GÖKBORA Görüş Menzili Ötesi Havadan Havaya Füze’nin geliştirme projesi sözleşmesi ise Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile Roketsan arasında 23 Temmuz’da imzalandı. Sözleşmeye SSB Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ve Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci imza attı. İnsanlı ve insansız savaş uçağı platformlarından düşman hedeflere karşı bitirici bir rol alacak GÖKBORA, üstün güdüm kabiliyeti ve 100 deniz milini aşan menziliyle, hava kuvvetlerinin en kritik vurucu unsurlarından biri olmaya hazırlanıyor. Ayrıca proje kapsamında, RF Arayıcı Başlık ve füze üzeri veri bağı alt sistemlerinin geliştirilmesi için Roketsan ve ASELSAN arasında da ayrı bir sözleşme imzalandı.



