Türkiye’nin Enerji Dönüşümü 2024 Değerlendirmesi ve 2025 Projeksiyonu’na göre 2024’te Türkiye’nin yenilenebilir enerji odaklı enerji dönüşümü hızlandı; hedeflerse yukarı yönlü revize edildi. Geçtiğimiz yıl kurulu gücün yüzde 59’u, elektrik üretiminin ise yüzde 46’sı yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandı. Güneş enerjisi kurulumları ise rekor kırdı. 2025’te kamu hedefleri güneş enerjisinde 5 GW, rüzgarda 2-3 GW kurulu güç artışı öngörüyor.
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin “Türkiye’nin Enerji Dönüşümü 2024 Değerlendirmesi ve 2025 Projeksiyonu” toplantısının açılış konuşmasını SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman yaptı. Küresel ölçekte enerji dönüşümünü değerlendiren Hakman, “Temiz enerjiye geçiş ve enerji dönüşümü son yıllarda hükümet politikaları ve endüstriyel stratejiler, daha da önemlisi bu teknolojilerin sağladığı ekonomik ve rekabet avantajları sayesinde hızlandı. Ancak küresel politik, jeopolitik ve ekonomik çalkantılar nedeniyle bu politika ve stratejilerin nasıl gelişeceği konusunda yakın vadede her zamankinden daha fazla belirsizlik bulunuyor.” dedi
Güneş enerjisi itici güç konumunda
Hakman, konuşmasında dünyadaki enerji dönüşümünün hızını, verdiği şu rakamlarla açıkladı: “2015’te 2 trilyon dolar olan enerji sektörünün küresel hacmi 2024’te 3 trilyon dolara çıkarken bu rakamın içindeki temiz enerji payı %50’den yaklaşık %70’e çıktı. Halen tüm dünyada kurulmakta olan elektrik santrallerinin %85’i yenilenebilir enerjiye dayalı. Güneş enerjisi, küresel enerji dönüşümünde itici güç konumunda. Son üç yıl içinde güneş paneli kurulumu %217 oranında arttı ve bu yükselişe başta Türkiye’nin de aralarında olduğu pek çok ülke katkı sağladı. 2018’de 2,1 milyon olan elektrikli araç satışı, 2024’e gelindiğinde daha yıl bitmeden sekiz kat artış göstererek 17 milyona yükseldi. Bu yıl küresel ölçekte bataryalara olan talep 685 gigavat-saate (GWh) ulaştı, 2020 yılında 185 GWh olan toplam talebe göre %270 oranında artış yaşandı.”
Küresel enerji talebinin %70’inden fazlasını temsil eden hükümetlerin 2024’te yeni veya güncellenmiş enerji verimliliği politikalarını uygulamaya koyduğuna dikkat çeken Hakman, “Geçtiğimiz yıl hükümetler, binalardaki verimlilik önlemlerine yaklaşık 60 milyar dolar, düşük emisyonlu araçlara ise yaklaşık 45 milyar dolar ayırdı. Bu, hükümetlerin son beş yılda tahsis ettiği toplam verimlilik finansmanını 1 trilyon doların üzerine çıkardı, ancak enerji verimliliğinde ilerlemeyi hızlandırmak ve küresel iklim hedefleriyle uyumlu hale getirmek için politika uygulamalarının hızlandırılması gerekecek.” dedi.
Hakman, küresel politik gelişmelerin ülkelerin ekonomik korumacılık politikalarına dönebileceğini, hatta ticaret savaşlarına yol açabileceğini gösterdiğini vurgulayarak, “Bu durum küresel büyümeyi yavaşlatacağı gibi temiz enerji teknolojilerinde geri kalan ülke ekonomileri daha büyük darbeler alabilir. Bu nedenle bizim Türkiye olarak bir yandan hızla bu teknolojileri geliştirmeye yoğunlaşırken, öte yandan kendi düşük karbonlu enerji sistemine dönüşümümüzü hızlandırarak sanayimizi en önemli ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması gibi kısıtlamalarına da hazırlamamız gerekiyor.” dedi.
2024’te enerji dönüşümünde stratejik adımlar atıldı
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü ise, 2024’ün Türkiye’nin enerji dönüşümüne odaklandığı ve yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlandığı, enerji ithalatındaki azalmayla enerji güvenliği ve verimliliği konularında stratejik adımlar atılan bir yıl olduğu değerlendirmesini yaptı.
Güllü, 2025 beklentilerini şöyle sıraladı: “Türkiye’de sadece elektrik sektörünün dönüşümü yıllık 15 milyar dolarlık bir yatırım ihtiyacı doğuyor. Bu finansmanın sağlanabilmesi için piyasalarda şeffaflık ve öngörülebilirlik hayati önem taşıyor. Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerindeki iddialı artışlar, enerji dönüşümündeki kararlılığı gösterirken, fosil yakıtlarla ilgili projeksiyonların güncellenmemesi ve uzun vadeli stratejilerin açıklığa kavuşturulmaması dikkat çeken önemli eksiklikler. Bu durum, enerji sektöründe dönüşümün kapsamlı bir şekilde planlanması ve yürütülmesi için kritik olan bazı unsurların tam anlamıyla ele alınamamasına sebep oluyor. 2024, Türkiye’nin enerji dönüşümünde önemli adımların atıldığı ancak mevcut politika ve uygulamaların kapsamı ve etkisi üzerine yeni soruların gündeme geldiği bir yıl oldu. Bu süreç, hem fırsatları hem de zorlukları beraberinde getiriyor. Türkiye’nin enerji sektörünün geleceği, ithalat bağımlılığının azaltılması, ulusal kalkınma hedefleri ve sürdürülebilirlik öncelikleri ile uyumlu bir şekilde planlanmasıyla yakından ilişkili. Bu kapsamda, enerji sektörünün dönüşüm sürecinin başarılı olabilmesi için kararlı, uzun vadeli ve bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç var. Bir taraftan da jeopolitik olarak zor bir süreçten geçiyoruz. ABD seçimleri, İsrail-Filistin savaşı, Suriye’deki son durum, Rusya – Ukrayna savaşı gibi küresel olarak enerji sektörünü etkileyebilecek gelişmeler, Türkiye’yi de etkilemeye devam edecek.”
Politika Beklentileri:
o Enerji ve İklim Politikaları: Net sıfır karbon hedefine dair eylemler net bir şekilde belirlenmeli. Sübvansiyon ve destekler fosil yakıtlardan temiz enerjiye yönlendirilmeli.
o Ekonomi Politikaları: Türkiye’nin makroekonomik gündemi katma değerli üretim, işgücünün geliştirilmesi, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması gibi yapısal konulara yönelmeli.
o Sanayi Politikası: Enerji dönüşümü sanayi dönüşümüyle birlikte ele alınmalı. Karbonsuzlaşma ile birlikte teknoloji düzeyini yükselten, temel sektörlerde yapısal dönüşümü ve uluslararası değer zincirlerine gelişkin entegrasyonu sağlayan bütüncül sanayi, ulaştırma, finans ve ticaret politikaları benimsenmeli
o İstihdam Politikası: Yeni beceriler geliştirilmeli ve yeni iş alanlarında istihdam kolaylaştırılmalı.
o Finansman Politikaları: Finansmana erişim artırılmalı ve finansal kaynakların çeşitlendirilmesi için kamu öncülüğünde özel sektör, finans kuruluşları ve STK’ların aktif katılımıyla uzun dönemli enerji dönüşümü stratejisi kapsamında finansal yapılar ve fon mekanizmaları oluşturulmalı.