Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın açıkladığı yenilenebilir enerji ve enerji dönüşümü 2035 yol haritasına ilişkin açıklamalarda bulunan Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Murat Özdemir, Bakan Bayraktar’ın açıkladığı 2035 hedefinin üzerine çıkabileceklerini belirtirken, sektörün önündeki en önemli engellerden birinin izin süreçlerindeki gecikmeler olduğunu vurguladı.
Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Murat Özdemir, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın açıkladığı yenilenebilir enerji ve enerji dönüşümü 2035 yol haritasına ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Sektör bütün paydaşlarıyla birlikte çok ilgi gösterdi. Biz hem ekipman üreticilerinin hem de yatırımcıların ve hizmet verenlerin STK’sı olarak rüzgar ve güneşte 30 bin megawatt’lık bir büyüklüğe sahibiz. Bakan Bayraktar, 2005’ten başlayan süreçle birlikte yenilenebilir enerjinin yaklaşık 20 yılda iki katına çıktığı rakamlarını verdi. Geldiğimiz noktadan itibaren nereye gideceğimizi okumak lazım. 2023’te ulusal enerji planında 2035’e kadar 54 bin megawatt güneş, 25 bin megawatt da rüzgar büyüklüğüne ulaşacağız denmişti. Günümüzde bu hedef 120 bin megawatt’a çıktı. Hedefler yaklaşık yüzde 50 kadar arttı. 54 bin olan hedefimizi 90 bine çıkardığımızı düşünüyoruz. 120 bin megawatt’ın içinde güneşin payını 90 bin olarak sayıyoruz. Bu hedefler ulaşılabilir hatta bu hedefleri geçebileceğimizi düşünüyorum. 2012’de bu serüvene başlarken hükümetin 2023 hedefi güneşte 3 bin megawatt’tı. Biz 2023’te güneşi 11 megawatt’la bitirdik. 2035 hedefinde 120 bin deniyor ancak bunu 150 bin megawatt’tan aşağı bitireceğimizi düşünmüyoruz.” diye konuştu.
Yurt dışındaki yatırımcı Türkiye’nin risk priminin düşmesini bekliyor
Yenilenebilir enerji santrallerinin memleket politikası olarak görülmesi gerektiğini dile getiren Özdemir, böylece Türkiye’nin hem gaz ithalat bağımlılığından hem de fosil yakıtlardan kurtulacağını, yerli ekipmanların kullanılması ile istihdamda artış olacağını, karbon salınımın azalacağını ve Türkiye’nin dünya standartlarını yakalayabileceğini belirtti.
Özdemir, “Bakanlık, izin sürelerini iki yılın altına indireceğini taahhüt etti. Şu anda bu izin süreçlerinde rüzgar ile güneşin ortalaması 36-40 ay kadar. Eğer izin süreleri düşürülürse ve istikrarlı bir şekilde planlara uyulursa buna uygun mevzuatlarla birlikte yatırımcının önü açılırsa, günlük politikalarla bunlarda değişiklik yapılmazsa, yerlilik kriterlerine sahip çıkılırsa yurt dışından yatırımcı da gelir, kredi de bulunur. Ancak bunları yayınlayıp yarın bunun aksi şeyler yaparsanız yatırımcı kaçar. Şu anda ÇED bitmeden imara başlayamıyorsunuz. Artık ÇED’e başlarken imara da başlama hakkı verilecek. Yurt dışındaki yatırımcının gideceği çok ülke var, kreditörler nereyi güvenli görüyorsa oraya kaçıyor. Yurt dışındaki yatırımcının beklediği en önemli şey Türkiye’nin risk priminin düşmesi. Beş yıllık risk primimiz 200’lerin altına inerse ve Türkiye’nin kredi notları yükselirse kreditörler de direk fonlamalarla bu yatırımlara destek olacaktır. Özellikle YEKA ihalelerinde yapılan düzenlemelerle ilk 5-6 yıllık bir dönemde serbest piyasaya satma hakkı veriyor, uluslararası tahkim kuralını getiriyor. Yerli ekipman kapasitesi artırılırsa bu hedefler yerli ve milli ekipmanlarla sağlanır. Tek peşinde olacağımız şey plan ve istikrar. Türkiye’deki enerji oyuncularının bu yatırımları özkaynakla yapması mümkün değil. Bunlar özkaynakla değil uzun vadeli uygun kredilerle yapılır.” ifadelerini kullandı.