10 Eylül 2024
Beşyol Mahallesi 1.İnönü Caddesi 18/8 Küçükçekmece İstanbul
Lojistik Son Dakika

Çoklu krizlerin yaşandığı dünyamızda lojistik, mal taşımanın ötesinde stratejik bir unsur haline geldi

The Chartered Institute of Logistics and Transport (CILT) Türkiye Başkanı Berna Akyıldız ile uluslararası yatırımcılar için ekonomik, güvenli ve stratejik bir pazar olan Türkiye’nin bu avantajlarını kullanarak küresel lojistik üs olma yolculuğundaki adımlarını ve globalde yaşanan krizlerin Türkiye ve lojistik sektörü olarak nasıl fırsata çevrilebileceğini konuştuk.

Küresel çapta yaşanan savaş ve krizler, coğrafi konumu nedeniyle Türkiye’nin küresel bir lojistik üs olmasını hızlandırıyor. Lojistik Pazar Görünümü Türkiye 2024 raporuna göre de Türkiye, uluslararası yatırımcılar için ekonomik, güvenli ve stratejik bir pazar fırsatı sunmasıyla öne çıkıyor. Türkiye küresel bir lojistik üs olma yolunda coğrafi avantajlarını nasıl kullanıyor? Bu doğrultuda global dünyada yaşanan bu tip krizleri nasıl fırsata çevirebiliriz?

Türkiye, Asya ve Avrupa’yı kapsayan benzersiz konumu nedeniyle tarih boyunca birçok büyük medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu durum, Türkiye’nin kültürel ve etnik zenginliğini artırmıştır. Coğrafi olarak hem Doğu hem de Batı’da yer alması, Türkiye’yi dünya ticaretinde stratejik bir konuma getirmiştir. İstanbul, iki kıtayı birbirine bağlayan bir köprü görevi görmektedir. Havalimanları, kara yolları, köprüler, tüneller ve limanlar sayesinde Türkiye, yüksek derecede bağlantılıdır ve lojistik açısından büyük bir avantaja sahiptir. Özellikle hava taşımacılığında Türkiye, 67 ülkeye sadece 4 saatlik uçuş mesafesindedir ve yeni İstanbul Havalimanı, dünyanın en büyük havalimanıdır. Bu altyapı yatırımları, Türkiye’yi küresel lojistik krizlerde avantajlı bir konuma getirmektedir. Türkiye’nin coğrafi avantajları, kriz dönemlerinde daha belirgin hale gelmektedir. Global dünyada yaşanan savaşlar, ticaret yollarında güvenlik endişelerini artırırken, Türkiye’nin güvenli ve istikrarlı yapısı ön plana çıkmaktadır. İstanbul Havalimanı, dünya çapında en yoğun hava kargo merkezlerinden biri haline gelerek, krize rağmen ticaretin kesintisiz devam etmesini sağlamaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin sahip olduğu limanlar ve demiryolu bağlantıları, Avrupa, Asya ve Orta Doğu arasında ticaretin daha hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesine olanak tanımaktadır. Küresel lojistik ağlarındaki bu tür krizler, Türkiye’nin stratejik önemini artırmakta ve ülkeye yeni yatırım fırsatları getirmektedir.

Türkiye’nin küresel bir üs olması halinde dünya çapında lojistik sektöründe nasıl bir değişim yaşanır? Diğer güzergahların tercih edilme oranında farklılıklar gözlenir mi?

Türkiye’nin küresel bir lojistik üs olması, dünya çapında lojistik sektöründe önemli değişikliklere yol açacaktır. Özellikle Orta Koridor, Çin’den Avrupa’ya en hızlı ve en güvenli bağlantıyı sağlayarak Kuzey ve Güney The Chartered Institute of Logistics and Transport (CILT) Türkiye Başkanı Berna Akyıldız ile uluslararası yatırımcılar için ekonomik, güvenli ve stratejik bir pazar olan Türkiye’nin bu avantajlarını kullanarak küresel lojistik üs olma yolculuğundaki adımlarını ve globalde yaşanan krizlerin Türkiye ve lojistik sektörü olarak nasıl fırsata çevrilebileceğini konuştuk. LOJİSTİK >> www.hizmetix.com.tr 83 koridorlarına önemli bir alternatif sunmaktadır. Çin’den Avrupa’ya giden bir yük treni, Orta Koridor üzerinden Türkiye’den geçerek 7 bin kilometrelik mesafeyi 12 günde kat etmektedir. Kuzey ve Güney koridor hatlarında yaşanan sorunlar ve savaşlar nedeniyle Kuzey ve Güney Koridor’da yaşanan riskler, Orta Koridoru en güvenli ve en hızlı koridor olduğunu belirginleştirmiş ve dolayısıyla Türkiye’nin önemini artırmıştır. Orta Koridor’un etkinliğini artıracak yatırımlarla, ticaret hacmi Kuzey Koridor’dan kayabilir ve Türkiye’nin küresel lojistikteki rolü daha da güçlenebilir. Türkiye’nin küresel lojistik üs olması, ticaret akışını değiştirecek ve diğer güzergahların tercih edilme oranında düşüşlere neden olacaktır. Orta Koridor’un daha güvenli ve hızlı olması, Çin ile Avrupa arasındaki ticaretin büyük ölçüde bu güzergah üzerinden yapılmasına yol açacaktır. Türkiye’nin limanları ve demiryolu ağları, bu koridorun etkinliğini daha da artıracak şekilde modernize edilmektedir. Bu durum, dünya genelindeki lojistik firmalarının Türkiye’yi tercih etmesine neden olacaktır. Ayrıca, Türkiye’nin lojistik üs olması, diğer koridorların maliyetlerinin artmasına ve güvenlik endişelerinin ön plana çıkmasına neden olabilir. Bu da, Türkiye’nin lojistik sektördeki rolünü daha da pekiştirecektir.

Sizce Türk lojistik sektörü bu stratejik yolculukta nasıl bir rol üstleniyor?

Lojistik ve taşımacılık sektörümüzün küresel değişimlere uyum sağlama kabiliyeti ve ülkemizin stratejik önemi, büyük sorumluluklarımızı ortaya koyuyor. Türkiye’nin coğrafi konumu, lojistikte küresel rekabet avantajı sağlayarak ekonomik kalkınmamıza katkı sunuyor. Çoklu krizlerin yaşandığı dünyamızda lojistik, sadece mal taşımanın ötesinde stratejik bir unsur haline gelmiştir. Ülkemizin coğrafi avantajları, onu küresel bir transit merkezi yapma potansiyeli taşımaktadır. Türk lojistik sektörü, bu stratejik yolculukta önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye, yüzlerce lojistik şirketi, finans hizmetleri, yazılım hizmetleri ve sigorta hizmetleri ile benzersiz bir lojistik ekosistemine sahiptir. Bir Kuşak Bir Yol projesi tamamlandığında, Türkiye’den her saat başı yük trenlerinin geçmesi planlanmaktadır. Türkiye’deki bazı şehirler, dijital dünyaya uyum sağlayarak lojistik merkezler haline gelecektir. Türkiye, doğal bir üretim ve lojistik merkezi olma yolunda önemli altyapı yatırımları yapmaktadır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız tarafından hazırlanan 2053 Ulaştırma ve Lojistik Master Planı ile Türkiye, yüksek ticaret hacimlerini verimli bir şekilde yönetebilecek güçlü bir hava, kara, deniz ve multimodal altyapıya sahip olacaktır. Bu plan, Türkiye’yi küresel bir lojistik merkezi yapma yolunda önemli bir adımdır. Türkiye’nin geleceği parlak görünmekte olup, lojistik sektörü bu stratejik yolculukta öncü bir rol oynamaktadır. Türk lojistik sektörü, sadece altyapı yatırımları ile değil, aynı zamanda insan kaynağı ve teknoloji yatırımları ile de dikkat çekmektedir. Türkiye, lojistik ve taşımacılık alanında nitelikli iş gücüne ve modern teknolojilere yatırım yapmaktadır. Lojistik firmaları, dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırmakta ve verimliliği artıracak çözümler geliştirmektedir. Ayrıca, Türkiye’nin gümrük ve ticaret politikaları da lojistik sektörünü destekleyecek şekilde düzenlenmektedir. Bu durum, Türkiye’yi sadece bölgesel değil, küresel bir lojistik merkezi haline getirmektedir. Bu yıl Çin Hükümetinin davetlisi olarak 16-18 Haziran tarihlerinde Çin’in Lang Fang şehrinde yapılan CILT International 2024 Konferansı’nda ülkemize verilen değeri bizzat yaşamış olmaktan gurur duydum. Türkiye’nin stratejik lojistik konumu küresel rekabette bize avantaj sunmaya devam ediyor. Biz CILT Türkiye olarak ülkemizin stratejileri doğrultusunda transit merkez olma çalışmaları ve Orta Koridor’da Türkiye’nin önemi konularında katkı sağlamak üzere çalışmalara hazırız. Bu çalışmalarda 40 ülkede mevcut ağların önemli olduğunu düşünüyoruz. Sonuç olarak, Türkiye’nin coğrafi konumu, altyapı yatırımları, nitelikli iş gücü ve modern teknolojiye yaptığı yatırımlar, ülkeyi küresel bir lojistik üs olma yolunda hızla ilerletmektedir. Global krizler ve savaşlar, Türkiye’nin stratejik önemini artırmakta ve lojistik sektöründe yeni fırsatlar yaratmaktadır. Türkiye’nin geleceği parlak olup, lojistik sektörü bu stratejik yolculukta öncü bir rol oynamaya devam edecektir.son dakik