Türkiye’de 6 Şubat tarihinde Güneydoğu sınırında gerçekleşen ve 10 ilde etkili olan iki büyük depremin travmasını atlatmak için daha çok dayanışmaya, desteğe ve en önemlisi unutmamaya ihtiyaç olduğunu belirten Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, yaşanan depremlerin insani ve sosyal boyutlarının toplumu çok uzun süre derinden etkileyeceğini ifade etti.
Kaybedilen canların yerinin asla dolmayacağı ancak felaketi yaşayan, yakınlarını ve evlerini, iş yerlerini, ayrıca işine ve gelir kaynaklarına ilişkin güvencelerini kaybeden insanların rehabilite edilmesi gerektiğinin altını çizen Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, “Zaman kaybetmeden, tüm imkanları seferber ederek ülkece imece usulüyle çalışmamız gerek.” diyerek depremin ekonomik ve tarımsal bilançosu konusunda bilgilendirmede bulundu. Reis, “Bilançolara baktığımız zaman 13,5 milyon insanın, ülke nüfusuna oranıyla ise %15,7’sinin etkilendiğini; insanların evlerini ve geçim kaynaklarını kaybettiklerini görüyoruz. Depremin etkilediği bölgelerdeki ekonomik faaliyetler durmuş durumda, birçok işletme ve üretim alanı hasar görmüş, bu durum hem bölge halkının hem de ülke ekonomisinin genelinde olumsuz etkiler yaratacağı anlamına geliyor.” dedi. Deprem bölgelerinde bitkisel üretim ve hayvan varlığı “Deprem bölgesindeki tarım arazilerinin 3,7 milyon hektarını depremin yıktığı 10 ilimizde olduğunu görüyoruz. Kayıtlı çiftçi sayısı da yaklaşık 270 bin. Bu çiftçilerimiz Türkiye’deki tarım alanlarının %16’sını ekip biçiyor. Depremin yıktığı Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’nın ekonomik yapısına bakıldığında öncelikli sektörü tarım ve tarıma dayalı sanayi ve hayvancılık olduğu görülüyor.” açıklamasında bulunan Reis; Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamında Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep Şanlıurfa ve Kilis’in verimli tarım arazilerine ve önemli tarımsal üretim potansiyeline sahip iller olduğunun altını çizdi. Türkiye’deki toplam tarım alanlarının %16.2’si deprem bölgesinde bulunuyor. Tahıl ekilen alanların %15.5’ine, sebze bahçelerinin%15.2’sine sahip olan bu illerin meyve bahçelerindeki payı ise %25’in üzerinde. Bölgenin hayvan varlığı ülkedeki büyükbaş hayvan varlığının %12’sini, küçükbaş hayvan varlığının ise %16.3’ünü oluşturuyor. Deprem bölgesindeki 10 ilin toplamındaki bitkisel üretime bakıldığında buğday, mısır, pamuk, karpuz, mandalina, kayısı, yonca, arpa, badem, fıstık, ceviz ayrıca kırmızı mercimek ve nohut üretimi yapılmakta. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de 2022 yılında üretilen buğdayın %19’u, kırmızı mercimeğin % 73’ü, nohudun %11’i ve arpanın %10’u deprem bölgesinde üretildi. Depremin ekonomiye etkisi Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis açıklamalarına şu şekilde devam etti: “Deprem bölgesinin tarımsal hasılaya katkısı 85 milyar TL’dir. Bunun 52 milyar TL’si bitkisel üretim, 34 milyar TL’si de hayvancılıktan geliyor. Özetle, bölgenin tarımsal hasıladaki payı %15 civarındadır. Türkiye’nin toplam tarım ve ormanlık ürünleri ihracatının yaklaşık beşte birini gerçekleştiriyor. 10 ilin 2022’deki toplam ihracatı 20.1 milyar dolar olarak gerçekleşti toplam ülke ihracatındaki payı %9. Gıda üretimi ve ihracatındaki payları göz önüne alındığında bu illerin üretim, istihdam, gıda arzının sürdürülebilirliği ve ihracat açısından ülke ekonomisinde önemli bir yeri var. Evleri yıkılan ve hasar gören üreticilerin de üretimlerine devam etmeleri için güvenli bir yaşam ortamı sağlanarak kırsalda yaşamını sürdürebilmeleri için acilen köklü çözümlere ve desteğe ihtiyaç var. Deprem bölgesindeki tarımsal faaliyeti sadece 10 il olarak değil, 81 ili besleyen bir değer zinciri olarak bakmamız lazım. Tarımla birlikte sanayide de önemli paya sahip bu illerde sanayi tesislerinin ve ticarethanelerin en kısa sürede faaliyetlerine dönmesi bölgesel ve ulusal ekonomi açısından büyük önem taşıyor. Bugün her zamankinden daha fazla dayanışmaya, gelecek için de bilimin ışığında önlem almaya ihtiyaç var.”