Sürdürülebilir taşımacılık ve yeşil lojistik konularında demiryolu taşımacılığının rolü giderek daha fazla önem kazanıyor. Demiryolu Taşımacılığı Derneği (DTD), bu alandaki yenilikçi projeleri ve sürdürülebilirlik stratejilerini hayata geçirmeye devam ediyor. Bu kapsamda, DTD Yönetim Kurulu Başkanı Onur Küçükakdere, demiryolu taşımacılığının yeşil lojistik uygulamalarındaki rolünü ve geleceğe yönelik çalışmaları Hizmetix okurları için anlattı.
Demiryolu taşımacılığının yeşil lojistik uygulamalarındaki rolünü artırmak için Demiryolu Taşımacılığı Derneği (DTD) hangi yenilikçi projeleri hayata geçirmeyi planlıyor?
Demiryolu taşımacılığı, karbon emisyonlarını azaltmada en çevreci taşıma modlarından biri olarak öne çıkıyor. DTD olarak, sürdürülebilir taşımacılığı destekleyen çeşitli projeler üzerinde çalışıyoruz. Özellikle yeşil lojistik çerçevesinde, elektrifikasyon projelerinin hızlandırılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının demiryolu altyapısında daha fazla kullanılması ve karbon nötr taşımacılık çözümlerinin geliştirilmesi gibi konulara odaklanıyoruz. Ayrıca, yeşil lojistik merkezlerinin kurulması ve karbon ayak izi hesaplamalarının dijital sistemlerle entegre edilmesi gibi yenilikçi projeleri de yakından takip ediyoruz.
Yeşil Mutabakat, enerji, tarım, ulaşım ve sanayi gibi pek çok sektörde köklü değişiklikler öngörmekte ve ekonomik büyümenin merkezine çevresel sürdürülebilirliği yerleştirmektedir. Ulaşımda demiryolu taşımacılığını verimli ve aktif bir şekilde kullanmadan yeşil lojistik sürecinde başarıya ulaşmak mümkün değildir.
Biz de bu amaçla demiryolu taşımacılığını ülkemizde geliştirmek için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.
Demiryolu yük istasyonlarının ve lojistik merkezlerinin belirli mesafelerle sınırlandırılması konusunda DTD’nin mevcut stratejileri ve bu stratejilerin taşımacılık verimliliği ile karbon salınımına etkileri nelerdir?
Demiryolu yük istasyonlarının ve lojistik merkezlerinin stratejik olarak konumlandırılması, taşımacılık verimliliğini artıran ve karbon salınımını azaltan kritik bir unsur. Bu kapsamda, DTD olarak lojistik merkezlerinin ve yük istasyonlarının şehir merkezlerinden uzakta, ana ticaret koridorlarına entegre şekilde konumlandırılmasını destekliyoruz. Bunun en büyük faydası, aktarma ihtiyacını en aza indirerek demiryolu kullanımını artırmak ve toplam lojistik maliyetlerini düşürmek.
Ayrıca, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve uluslararası sürdürülebilir taşımacılık politikaları doğrultusunda, düşük emisyon bölgelerine özel demiryolu bağlantılarının geliştirilmesi için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Intermodal taşımacılık kapsamında demiryolu kullanımının teşvik edilmesi konusundaki düşüncelerinizi okurlarımızla paylaşır mısınız, bu konuda DTD’nin sektördeki paydaşlarla yürüttüğü iş birliği çalışmaları nelerdir?
Intermodal taşımacılık, sürdürülebilir lojistik stratejilerinin en önemli bileşenlerinden biri. Demiryolu, kara ve deniz taşımacılığının entegre şekilde kullanılması, taşıma süreçlerini hem ekonomik hem de çevresel açıdan daha verimli hale getiriyor.
DTD olarak, intermodal taşımacılığı teşvik etmek amacıyla özel sektör, kamu kurumları ve uluslararası lojistik firmaları ile iş birlikleri yürütüyoruz. Özellikle liman ve demiryolu bağlantılarının güçlendirilmesi, intermodal terminallerin sayısının artırılması gibi konulara öncelik veriyoruz.
Özellikle, Türkiye’nin lojistik koridorlarını Avrupa ve Asya ile entegre hale getiren projelere destek veriyoruz. Bu tür projeler sayesinde, yüklerin daha uzun mesafelerde demiryolu ile taşınması sağlanacaktır.
Yeşil lojistik hedefleri doğrultusunda, demiryolu taşımacılığında enerji verimliliğini artırmak ve karbon ayak izini azaltmak için teknolojik yenilikler veya uygulamalar nelerdir, DTD olarak burada nasıl bir rol oynuyorsunuz?
Demiryolu taşımacılığında enerji verimliliğini artırmak ve karbon ayak izini azaltmak için teknoloji odaklı çözümleri yakından takip ediyoruz. “Yeşil Mutabakat ve Dış Ticarete Etkileri Demiryolu Sektöründe Gelişim İçin Stratejik Adımlar” başlıklı bir raporu Aralık 2024 tarihinde yayınladık.
Bu rapor, Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal)’nın demiryolu sektörüne etkilerini ve Türkiye’de sürdürülebilir taşımacılık için atılması gereken stratejik adımları ele almaktadır. Rapor, demiryolunun çevre dostu, enerji verimli ve uzun vadeli sürdürülebilir bir taşımacılık modeli olarak öne çıktığını vurgularken; altyapı yatırımları, lojistik entegrasyonu ve özel sektör iş birliklerinin kritik önem taşıdığını belirtiyor.
Türkiye, AB üyesi olmamasına rağmen, ticaretinin büyük bir kısmını AB ile gerçekleştirdiğinden Yeşil Mutabakat’tan doğrudan etkilenmektedir. 2021 yılında açıklanan Türkiye Yeşil Mutabakat Eylem Planı, karbon salınımının azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve sürdürülebilir taşımacılık politikalarının geliştirilmesini hedeflemektedir.
Demiryolu sektörü, sürdürülebilir taşımacılık için en kritik ulaşım modlarından biridir. Ancak, Türkiye’de altyapı eksiklikleri, lojistik entegrasyon sorunları ve özel sektör yatırımlarının yetersizliği nedeniyle yeterince verimli kullanılamamaktadır.
Bu alanda neler yapılmalı?
-Türkiye, demiryolu sektörüne yönelik stratejik yatırımları hızlandırmalı.
-Demiryolu altyapımız verimli bir taşımacılık yapacak duruma getirilmeli.
-Demiryolu araç ve ekipman filomuz genişletilmeli ve geliştirilmeli.
-Yeşil Mutabakat çerçevesinde demiryolu taşımacılığı desteklenmeli.
-Özel sektör teşvik edilmeli ve AB ile uyumlu düzenlemeler yapılmalı.
-Yurt içi parkurda taşımacılık için araç ve ekipman yatırımı yapacak özel sektöre mevzuatlara uyumda kolaylık sağlanmalıdır.
Bu adımlar atıldığı takdirde Türkiye, hem ekonomik hem de çevresel açıdan daha sürdürülebilir bir taşımacılık modeline geçiş yapabilir.
DTD olarak, Türkiye’nin demiryolu taşımacılığında yeşil lojistik hedeflerine ulaşmasını sağlamak için hem altyapı geliştirme hem de politika oluşturma süreçlerine aktif katkı sağlamaya devam edeceğiz.
Türkiye, stratejik konumu ve büyüyen lojistik sektörü ile demiryolu taşımacılığında sürdürülebilir dönüşümü hızlandırabilecek büyük bir potansiyele sahip. DTD olarak bizler, sektörün tüm paydaşlarıyla iş birliği içinde bu dönüşüme katkı sunmaya ve Türkiye’yi uluslararası arenada daha rekabetçi bir demiryolu taşımacılığı merkezine dönüştürmeye kararlıyız. Yeşil lojistik ve sürdürülebilir taşımacılık adına atılacak her adım, geleceğimize yapılan bir yatırımdır.
