“Paranın karşılığını en iyi veren pizza markası” olma hedefiyle 17 ilde 120 restoranıyla hizmetlerini sürdüren Little Caesars Pizza Türkiye, yürüttüğü yüzde 80 oranındaki franchise operasyonuyla yatırımcılarına kazandırmak için tüm gücüyle çalışmaya devam ediyor. Ekim sayımızda dergimizde ağırladığımız Little Caesars Pizza Türkiye ve Çelebi Holding Gıda A.Ş Genel Müdürü Banu Güney Arıduru ile markalarının şubeleşme stratejilerini konuştuk.
Büyüme hedeflerinizde ve şubeleşme stratejinizde franchise sisteminizin yeri ve önemi hakkında neler söylersiniz?
Little Caesars Pizza Türkiye, bugün 17 ilde, 120 restoranı ile hizmet veriyor ve %80 oranında franchise operasyonu yürütüyoruz. Gıda alanında bir hizmet sektörü markası olmak sorumluluk gerektiren, keyifli ve zor bir iştir. Fakat franchise sistemi riskleri minimize eden bir sistemdir, kendi işinin sahibi olan iş ortaklarınızla birlikte büyüyor olmak “kazan-kazan” felsefesinin en iyi örneklerinden biridir. Little Caesars, dünyada 60 yıldan uzun süredir franchise ile büyüyen bir marka ve franchise uygulamalarının birçoğunda öncülüğü var. Çelebi Holding bünyesinde işletilen Little Caesars Türkiye’de; bizim de büyüme yolumuz franchisee’lerimizle birlikte olacak şekilde kurgulanmıştır. Bu nedenle yatırımcılarımıza kazandırmak için tüm gücümüzle çalışırız.

Franchise sisteminin ana hatları ve yatırımcılara sağladığı avantajlar nelerdir? Kadın yatırımcılara özel destekleriniz var mı?
Little Caesars Pizza Türkiye yatırımcıları Çelebi Holding güvencesi altındalar ve biz uzun zamandır franchise veren bir markayız. Hiçbir sektör bilgisi olmadan şirketimize başvuran yatırımcı adaylarına, 24 günlük uygulamalı eğitimlerin yanı sıra; operasyon yönetimi, pazarlama, stok yönetimi ve takibi, satış geliştirme, müşteri memnuniyeti, işe alma ve insan kaynağı yönetimi gibi konularda sınıf ve teorik eğitimlerini veriyoruz. Şube yerinin bulunmasından inşaata, açılış sürecindeki desteklerden tüm çalışma süresi boyunca kendilerine atanan iş başı eğitim uzmanları, bölge müdürü ve operasyon müdürü aracılığı ile verilen yönetim danışmanlığına kadar pek çok destek veriyoruz. Kadınlara yönelik özel bir franchise teklifimiz yok ama süreçte pozitif ayrımcılık yapıyoruz ve daha çok kadının gıda işletmeciliği alanına girmesini destekliyoruz.
Son dönemde önemli bir tanıtım kampanyası süreci başlattınız. Bu süreçten beklentiniz nelerdir, nasıl ilerliyor? Kısaca paylaşır mısınız?
Bu süreç ile ilgili beklentilerimizin birkaç yönü var. İlki elbette müşterilerimizin iyi fiyatla iyi pizza yemesi. Fiyat savaşlarıyla müşteri çekmeye çalışmak, şu pizzada şu kampanya; 2 pizza, 3 pizza vb. gibi kampanya savaşlarına son vererek sade bir eve servis fiyat yapısı belirledik. Gel-al serviste ise yine hiç yapılmayanı yaparak %40 avantaj fırsatı sunduk. Tüm ürünlerde, günün ve haftanın her anında. Bunu güçlü bir iletişim kampanyasına dönüştürdük ve 3 ay için 4 milyon dolara yakın bir pazarlama bütçesi ayırdık. Bu çalışmalar sonucunda sipariş sayımızı artırmanın yanı sıra; 120 olan restoran sayımızı, önümüzdeki iki yıl boyunca (2025 sonunda) 300 restorana çıkarmayı hedefliyoruz. 5 yılda ise 600 şube olmayı planlıyoruz. Yürüttüğümüz kampanyanın bir başka yönü de; gel-al servisin pazarda oturmasına öncülük etmek. Gel-al servis tüketiciye %40 indirim faydası yaratırken, daha düşük karbon ayak izine sahip bir sistem. Sürdürülebilirlik adımlarını atmanın gereği olarak gel-al servisi yaygınlaştırmak istiyoruz. Little Caesars 14 yıldır üst üste Amerika’da paranın karşılığını en iyi veren marka seçiliyor. Bu bir tesadüf değil: Çünkü kaliteli ve lezzetli ürünlerini, en uygun fiyata sunuyor. Biz de Türkiye’de “paranın karşılığını en iyi veren pizza markası” olacağız. En önemli hedefimiz bu.