21 Mart 2025
Beşyol Mahallesi 1.İnönü Caddesi 18/8 Küçükçekmece İstanbul
makale

Ocak Ayı dert ayı

Pek çok açıdan bakıldığında geride bırak­tığımız Ocak ayını dert ayı olarak nitelendirmemek elde değil. Yeni yılın gelme­siyle her şey zamlandı dersem hiç de abart­mış olmam. Mesela vergi, harç ve cezalara yeni yılda yeniden değerleme oranı kadar, yani %43,93 zam yapıldı. Yurt dışı çı­kış harcı, araç muayene ücreti, ehliyet har­cı, kırmızı ışıkta geçme; saymakla bitmez. Ocak ayında fiyatı bir önceki aya gö­re en çok artan ürün %66.67 ile diş mu­ayenesi, fiyatı en çok düşen ürün ise %23.47 ile kabak olmuş.

İTO’dan alınan bilgi­ye göre, eğlence ve kültür harcamaları gru­bu %52,80, edebi kitaplar, sağlık harca­maları grubu %44,71, ulaştırma harca­maları grubu %43,89, köprü-otoyol ve tünel geçiş ücreti %40, şehir içi ulaşım harcamaları ve okul servis ücretleri %35 artmış. Geçtiğimiz yıllara göre en önemli fark ise geliri neredeyse hiç artmayan bir ke­sim var ki gidişatı önemli ölçüde etkiliyor ve bundan sonra da etkileyecek. Bu grup sa­tışını dövizle yapan ve geliri döviz olan ke­sim.

Sadece ihracatçı demiyorum; dövizle satış yapan herkes. İhracatçıların yanı sı­ra turizm sektörü, sağlık turizminde hiz­met veren hastane ve sağlık merkezleri, uluslararası nakliye şirketleri hatta güm­rük firmaları dahi benzer durumda. Dövi­zin artmamasına rağmen ülke için giderle­rin artmasına bir de Ocak ayında personel giderlerindeki artış da eklenince değme­yin dövizle gelir elde edenlere. Ben artık o gruba “dövizzedeler” ismini verdim.

Dö­vizzedelerin işi gerçekten zor. Hele ki üre­tip ihraç eden emeğe dayalı sektörlerde bu daha da ileri seviyede hissedilecek. Şubat’a geldik ve tam da hissedildiği tarihlerdeyiz. Ocak ayı dert ayı da geri kalan aylar daha mı parlak olacak derseniz, daha uzun bir süre bu durumun devam edeceğini söyle­mek mecburiyetindeyim.

Dış ticarette Ocak ayı nasıl geçti?

Gelin bir de ona bakalım. 2025 yılı Ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre ihracat %5,8 oranında arttı ve 21 milyar 164 milyon dolar ile yeni bir rekor kırdı. Ancak gelin görün ki ithalat da %10,2 oranın­da arttı ve 28 milyar 847 milyon dolar oldu. Dış ticaret açığı da %24’e yükseldi. Her ne kadar dış ticaret hacmi, %8,3 oranın­da artsa da ihracatın ithalatı karşılama ora­nı 3 puan azaldı ve %73,4’e geriledi. Bir senelik dış ticaret açığı ise 83,7 milyara da­yanmış oldu.

Katıldığı İFCO Hazır Giyim Fuarı’nda konuşan Ticaret Bakanı Ömer Bolat 2025 Ocak ayında tekstil ve konfeksi­yon ihracatı 2,6 milyar dolar olduğunu be­lirtirken, bu yıl 280 milyar dolar mal ihraca­tı ile 120 milyar dolar hizmet ihracatı hedeflediklerinin bir kez daha altını çizdi. Bakan Bolat’ın, inşallah 400 milyar doları birlikte yakalayacağız temennisini samimi buluyor ve hepimiz arzuluyoruz. Ancak para politi­kalarındaki sürdürülebilirlik politikalarına rağmen fiyat artışlarının devam etmesiyle artık emek yoğun sektörlerde pek çok fir­manın seneyi tamamlamasının zor olacağı gerçeğini de birilerinin görmesi gerekiyor.

Yapılacak çok şey var

Dış ticarette istikrar, hele ki ihracattaki büyüme hedefleri son derece önemli. Dünyada Trump’la beraber gümrük vergisinin ne olduğunu ve ülkeler için önemini bilme­yen kalmadı. ABD Başkanı her gün yeni bir rüyayla uyansa da biz dönüp kendi içimiz­deki iyileştirmelere ve yapacaklarımıza odaklanmak zorundayız.

Örneğin elektro­nik sistemlerden daha fazla yararlanabilme ve tüm sistemlerin birbirine entegre edile­bilmesi, kamu kurumlarındaki personel ye­tersizliğinin giderilmesi, tahsilatların tek noktadan ve POS cihazları ile yapılabilme­si, cezaların ve maliyetlerin makul seviyeye çekilmesi, mükerrer belge talepleri, verile­rin birden fazla girilmesi yerine aynı veri­nin her noktada kullanılabilmesi, liman ar­diye, mesai ücretleri gibi pek çok iyileştir­menin katacağı değerler son derece önemli.

TL’nin yüksek oranda değerlenmesi ile kay­bettiğimiz fiyat avantajını yeniden yakala­manın tek yolu maliyetleri önemli ölçüde aşağı çekmekten geçiyor. Her konuda oldu­ğu gibi dış ticarette de yapılabilecek çok şey var.