Sarp Intermodal Genel Müdürü Yiğit Altıparmak ile bir araya geldiğimiz Haziran sayımızda, Yeşil Lojistik konusunda hayata geçirdikleri çalışmaları konuştuk. Altıparmak, sektörün sürdürülebilirliğine dair atılması gereken adımlarla ilgili görüşlerini de okurlarımızla paylaştı.
Intermodal taşımacılık altyapısıyla zamanında, ekonomik ve kesintisiz operasyonlar gerçekleştiren Sarp Intermodal olarak Yeşil Lojistik bağlamında hayata geçirdiğiniz çalışmalarınız nelerdir?
Türkiye’de intermodal odaklı kurulan ilk şirket olarak Yeşil Lojistik uygulamalarına büyük önem veriyoruz. Ro-Ro ve demir yolu ağırlıklı intermodal hatlarımızda, kara yolunu minimuma indirerek karbon salımını büyük ölçüde azaltıyoruz. Aynı zamanda deniz ve hava yolu taşımalarımızla depolama ve katma değerli hizmetlerimizde de çevreye duyarlı yöntemlere ağırlık veriyoruz. Bu yıl Türkiye’de bir ilke imza atarak yüzde 100 elektrikli çekicilerimizle de hizmet vermeye başlıyoruz. Böylece minimumda kullandığımız kara yolu taşımalarımızda da emisyon değerlerimizi sıfıra indirmeyi hedefliyoruz.
Bu yıl araç ve ekipman sayımızı 4 binin üzerine çıkardık. Böylece ülkemizde intermodal taşımacılığın gelişmesine ciddi katkı sağladık, öncülük ettik. Ayrıca müşterilerimizi, kara yoluna göre çok daha çevreci olan intermodale yönlendirerek ithalat ve ihracatçılarımız arasında da Yeşil Lojistik bilincini artırıyoruz.
Yeşil Lojistik kavramının lojistik sektörünün sürdürülebilirliği açısından önemi nedir, ülkemizde kat edilmesi gereken nasıl bir süreç var bir sektör profesyoneli olarak bu konudaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Özellikle Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat hedefleri sonrası, ülkemiz açısından vazgeçilmez hale gelen Yeşil Lojistik kavramı, sektörün sürdürülebilirliğinin de en önemli ayağını oluşturuyor. Çünkü ihracatımızın ciddi bir kısmını AB ülkelerine yapıyoruz. Yeşil Lojistik uygulamalarını Yeşil Mutabakat hedefleriyle uyumlu şekilde hayata geçirebilirsek, AB’ye ihracatımızı çok daha yüksek seviyelere çıkarabiliriz. Aksi takdirde hemen yanı başımızda olmasına rağmen dünyanın en önemli pazarına ihracatta büyük zorluklarla karşılaşabiliriz. Dolayısıyla Yeşil Lojistik sadece sektörümüzün değil üretimimizin, ihracatımızın, istihdamımızın yani ekonomimizin sürdürülebilirliği açısından da ülkemiz için çok büyük bir önem arz ediyor.
Bu kapsamda Türkiye’de yapılması gerekenler arasında ise demir yolu altyapısının geliştirilmesi, yük taşımacılığında elektrikli trenlerin yaygınlaştırılması ve limanlarımızla üretim merkezlerimiz arasındaki demir yolu bağlantılarının tamamlanması gibi konuları sayabiliriz.
Yeşil Lojistik Belgesi’ne sahip olmanın global çerçevede önemi nedir, Sarp Intermodal’ın bu konudaki girişimlerinden bahseder misiniz?
Sarp Intermodal olarak Türkiye’de Yeşil Lojistik Belgesi alan ilk firmalardan biriyiz. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan bu belgeyi alanlara, ülkemizde bazı teşvik ve destekler sağlanıyor. Yeşil Lojistik Belgesi’nin ve bu kapsamdaki teşviklerin ülkemiz için öneminin daha da artacağına, özellikle Avrupa’ya taşımacılık yapan firmalar için olmazsa olmaz hale geleceğine inanıyoruz. Küresel markalar, öncelikle çevreci ve iklim dostu lojistik firmalarını tercih ediyor. Dolayısıyla Yeşil Lojistik Belgesi, küresel pazardan daha çok pay almanıza, müşteri portföyünüzü geliştirmenize katkı sağlıyor.
