Sürdürülebilir ekonomi, günümüzün ve geleceğin ekonomik faaliyetlerinin çevresel, sosyal ve ekonomik açıdan dengeli bir şekilde yürütülmesini hedefleyen bir yaklaşımdır. Bu kavram, ekonomik büyüme ve refah artışını sadece kısa vadeli kazançlarla sınırlı görmemekle kalmaz, aynı zamanda bu büyümenin çevre ve toplum üzerindeki uzun vadeli etkilerini de göz önünde bulundurur.
Son dönemde yaşanan ekonomik krizler, iklim değişikliği gibi çevresel ve ekonomik problemler, sürdürülebilir kalkınma çerçevesi altında yeşil büyüme, yeşil ekonomi, düşük karbonlu ekonomi, sürdürülebilir üretim ve tüketim gibi kavramları ortaya çıkarmıştır. Çevreci yatırımlarla sağlanacak faydaların daha net ortaya konulması ile, özellikle ekonomik kriz sonrası oluşabilecek isteksizliğin bertaraf edilmesi de amaçlanmaktadır. Avrupa Birliği, yeşil ekonominin sürdürülebilir üretim tüketim, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kullanımı ile yeni iş imkanlarının yaratılmasının insan refahının artırılmasıyla yakından ilişkili olduğunu öne sürmektedir. Ancak, genel anlamda yeşil ekonomi kavramının neyi kapsadığı net olarak belirlenmediği gibi üzerinde uzlaşılmış bir tanım da bulunmamaktadır. Bu nedenle, ülkeler özgün koşulları çerçevesinde kendilerine özel tanımları ortaya koymaktadır.
Sürdürülebilir Ekonominin Temel İlkeleri
Çevresel Sorumluluk: Sürdürülebilir ekonomi, doğal kaynakların verimli kullanımı ve çevre kirliliğinin azaltılması ilkesine dayanır. Bu, fosil yakıtların kullanımının azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş ve atık yönetiminin etkin bir şekilde yapılması anlamına gelir.
Sosyal Adalet: Ekonomik faaliyetlerin toplumsal eşitlik ve adaleti teşvik etmesi gerekir. Bu, işçi haklarının korunması, yerel toplulukların güçlendirilmesi ve yoksullukla mücadele gibi konuları içerir. Sosyal adalet, ekonomik kalkınmanın her bireyi kapsamasını sağlar.
Ekonomik Denge: Sürdürülebilir ekonomi, ekonomik büyümeyi sağlarken kaynakların tükenmemesi ve sistemin dengesinin korunmasını hedefler. Bu, uzun vadeli ekonomik istikrarı sağlamak ve kaynakları gelecek nesillere aktarmak için önemlidir.
Sürdürülebilir Ekonominin Uygulama Alanları
Yeşil Teknolojiler ve Yenilenebilir Enerji: Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi ve hidroelektrik gibi yenilenebilir enerji kaynakları, karbon salınımını azaltarak çevre üzerindeki olumsuz etkileri minimuma indirir. Ayrıca, enerji verimliliği sağlayan teknolojiler de ekonomik olarak tasarruf sağlar.
Sorumlu Üretim ve Tüketim: Sürdürülebilir üretim yöntemleri, kaynakların daha az tüketilmesini ve atıkların azaltılmasını sağlar. Bu bağlamda, geri dönüşüm, yeniden kullanım ve sürdürülebilir malzeme seçimleri öne çıkar.
Yeşil Finans: Sürdürülebilir ekonomi, finansal yatırım kararlarında çevresel ve sosyal kriterlerin göz önüne alınmasını teşvik eder. Yeşil tahviller ve sosyal sorumluluk yatırımları gibi finansal araçlar, bu alandaki gelişmelerin önünü açar.
Tarım ve Gıda Sistemleri: Sürdürülebilir tarım yöntemleri, toprağın sağlığını korurken verimliliği artırır. Organik tarım, su tasarrufu ve biyoçeşitliliğin korunması bu alanda önemli uygulamalardır.
Sürdürülebilir ekonomi, sadece çevre koruma değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik refahı da teşvik eden bir yaklaşımdır. Bu modelin benimsenmesi, hem bugünün hem de geleceğin topluluklarına fayda sağlayarak daha dengeli ve adil bir dünya oluşturulmasına katkıda bulunur. Her birey ve kurum, sürdürülebilir ekonomi ilkelerini benimseyerek bu hedefe ulaşmada rol oynayabilir. Gelecek nesillerin daha iyi bir dünya mirası bırakabilmesi için, bugünden itibaren sürdürülebilirliği merkezine koyan politikalar ve uygulamalar geliştirmek büyük önem taşır.
Şirketler neden sürdürülebilirlik yatırımı yapıyor?
Günümüz iş dünyasında, sürdürülebilirlik yatırımları giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Şirketler, çevresel, sosyal ve ekonomik açıdan sorumlu stratejiler benimseyerek sadece dünya üzerindeki etkilerini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda kendi uzun vadeli başarısını da artırır. İşte şirketlerin sürdürülebilirlik yatırımı yapma nedenlerinden bazıları:
1.Rekabet Üstünlüğü Sağlama
Sürdürülebilirlik, şirketlerin pazar konumlarını güçlendirmelerine yardımcı olabilir. Çevre dostu ürünler ve süreçler, tüketiciler arasında artan bir talep görmekte. Şirketler, bu talepleri karşılayarak ve sürdürülebilirlik odaklı bir marka imajı oluşturarak rekabet avantajı elde edebilirler. Ayrıca, sürdürülebilirlik raporları ve sertifikaları, şirketlerin toplumda daha olumlu bir imaj oluşturmasına yardımcı olur
2.Maliyet Tasarrufu ve Verimlilik
Sürdürülebilirlik yatırımları genellikle maliyet tasarrufu ile sonuçlanır. Örneğin, enerji verimliliği projeleri ve atık azaltma stratejileri, işletme maliyetlerini düşürebilir. Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, uzun vadede enerji maliyetlerini azaltabilir. Ayrıca, sürdürülebilir uygulamalar, kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlar ve operasyonel verimliliği artırır.
3.Yatırımcı ve Finansman Erişimi
Sürdürülebilirlik, yatırımcılar için önemli bir kriter haline gelmiştir. Kurumsal sosyal sorumluluk (CSR) ve çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterlerine uyum, yatırımcıların ve finansal kurumların tercih ettiği faktörlerdir. Şirketler, sürdürülebilirlik performanslarını artırarak yeşil tahviller, ESG fonları ve diğer sürdürülebilir finansman kaynaklarına erişim sağlayabilirler.
4.Regülasyonlara Uyum
Çevresel regülasyonlar ve yasal düzenlemeler, dünya genelinde giderek sıkılaşmaktadır. Şirketler, bu düzenlemelere uyum sağlamak için sürdürülebilirlik yatırımları yaparak yasal riskleri azaltabilir ve potansiyel cezalardan kaçınabilirler. Ayrıca, düzenlemelere erken uyum sağlamak, şirketlerin piyasa lideri olarak konumlanmasına yardımcı olabilir.
5.Müşteri Talepleri ve Markaya Katkı
Tüketiciler giderek daha bilinçli hale geliyor ve çevresel etkiler konusunda hassasiyet gösteriyor. Sürdürülebilir ürünler ve hizmetler sunan şirketler, bu tüketici taleplerini karşılayarak müşteri sadakatini artırabilir. Şirketlerin sürdürülebilirlik çabaları, markaya değer katar ve müşteri ilişkilerini güçlendirir.
6.Çalışan Memnuniyeti ve Yeteneği Çekme
Sürdürülebilirlik, çalışanlar için önemli bir motivasyon kaynağıdır. Çalışanlar, çevresel ve sosyal sorumluluk sahibi şirketlerde çalışmayı tercih ederler. Şirketler, sürdürülebilirlik stratejileri sayesinde yetenekli çalışanları çekebilir ve mevcut çalışanların memnuniyetini artırabilir.
7.Risk Yönetimi ve Uzun Vadeli Sürdürülebilirlik
Çevresel ve sosyal riskler, uzun vadede şirketlerin operasyonlarını etkileyebilir. Sürdürülebilirlik yatırımları, bu riskleri önceden belirleyerek ve minimize ederek şirketlerin uzun vadeli sürdürülebilirliğini sağlar. İklim değişikliği, doğal kaynakların tükenmesi ve sosyal eşitsizlik gibi risklerle başa çıkmak için stratejik bir yaklaşım benimsemek, şirketlerin gelecekteki başarılarını güvence altına alabilir. Şirketlerin sürdürülebilirlik yatırımları, sadece çevresel ve sosyal sorumlulukları yerine getirmekle kalmaz, aynı zamanda stratejik avantajlar sağlar. Rekabet üstünlüğü, maliyet tasarrufu, yatırımcı ilgisi, yasal uyum, müşteri memnuniyeti, çalışan bağlılığı ve risk yönetimi gibi alanlarda sağladığı faydalar, sürdürülebilirliğin iş dünyasında neden bu kadar önemli olduğunu gösterir. Gelecekte, sürdürülebilirlik, başarılı ve rekabetçi bir işletmenin temel unsurlarından biri olmaya devam edecektir.
Türkiye’nin sürdürülebilirlik yolculuğu
Türkiye’nin sürdürülebilirlik yolculuğu, ülkenin çevresel, sosyal ve ekonomik zorluklara yanıt verme çabalarını yansıtır. Türkiye, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için çeşitli stratejiler ve politikalar geliştirmiştir. İşte Türkiye’nin sürdürülebilirlik yolculuğuna dair bazı önemli noktalar:
1.Ulusal Sürdürülebilir Kalkınma Stratejileri
Türkiye, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için çeşitli stratejiler geliştirmiştir. Bunlar;
-Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisi: Türkiye, 2009 yılında Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisi’ni benimsemiştir. Bu strateji, ekonomik büyüme ile çevresel koruma ve sosyal adalet arasındaki dengeyi gözetmeyi amaçlar.
-Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı: Türkiye, 2011 yılında Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı’nı kabul ederek, iklim değişikliği ile mücadele için somut hedefler belirlemiştir. Bu plan, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve karbon emisyonlarının azaltılması gibi alanlarda hedefler içerir.
2.Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği
-Yenilenebilir Enerji: Türkiye, güneş, rüzgar ve hidroelektrik gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmaktadır. 2020 itibarıyla yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payı artmış, Türkiye, güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi kapasitelerini hızla artırmıştır.
-Enerji Verimliliği: Enerji verimliliğini artırmak için çeşitli düzenlemeler yapılmaktadır. Örneğin, Enerji Verimliliği Kanunu ve uygulama yönetmelikleri, enerji tasarrufu sağlayacak projeleri teşvik eder.
3.Çevresel Koruma ve Doğa Yönetimi
-Doğal Koruma Alanları: Türkiye, çeşitli doğal koruma alanları ve milli parklar oluşturarak biyoçeşitliliği koruma çabalarını sürdürmektedir. Ayrıca, çeşitli uluslararası anlaşmalara taraf olarak çevresel koruma yükümlülüklerini yerine getirmektedir.
-Atık Yönetimi: Atık yönetimi ve geri dönüşüm konularında iyileştirmeler yapılmakta. Türkiye, 2020 itibarıyla çeşitli geri dönüşüm programları ve atık yönetimi projeleri başlatmıştır.
4.Sosyal ve Ekonomik Sürdürülebilirlik
-Sosyal Politikalar: Eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler gibi alanlarda sosyal politikalar geliştirilmekte ve uygulanmaktadır. Bu politikalar, toplumsal eşitsizlikleri azaltmayı ve yaşam standartlarını iyileştirmeyi amaçlar.
-Yeşil Finans ve Sürdürülebilir İşletmeler: Türkiye, yeşil finansal araçlar ve sürdürülebilir iş uygulamaları konusunda adımlar atmaktadır. Yeşil tahviller ve sürdürülebilirlik raporları gibi uygulamalar, şirketlerin çevresel ve sosyal performanslarını iyileştirmeyi teşvik eder.
5.Uluslararası İşbirlikleri ve Anlaşmalar
Türkiye, uluslararası sürdürülebilirlik anlaşmalarına taraf olarak global hedeflere katkıda bulunmaktadır.
-Paris Anlaşması: Türkiye, 2021 yılında Paris İklim Anlaşması’na resmen taraf olmuştur. Bu anlaşma, küresel sıcaklık artışını 1.5 derece ile sınırlamayı hedefler ve Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadele çabalarını güçlendiririr.
-Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA): Türkiye, Birleşmiş Milletler’in SKA’larını benimseyerek bu hedeflere ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu amaçlar, yoksullukla mücadele, eşitlik, su ve enerji güvenliği gibi konuları kapsar.
6.Zorluklar ve Gelecek Perspektifi
-İklim Değişikliği: Türkiye, iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele etmeye devam etmektedir. Tarım, su kaynakları ve sağlık üzerindeki etkiler önemli endişe kaynağıdır.
-Kaynak Yönetimi: Su ve toprak gibi doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi, Türkiye için bir diğer önemli zorluktur. Su kıtlığı ve toprak erozyonu gibi sorunlar, etkili yönetim stratejileri gerektirir.
Türkiye’nin sürdürülebilirlik yolculuğu, çeşitli strateji ve politikalarla şekillenmektedir. Yenilenebilir enerji yatırımları, çevresel koruma, sosyal adalet ve uluslararası işbirlikleri gibi alanlarda yapılan çalışmalar, ülkenin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşma çabalarını yansıtır. Ancak, iklim değişikliği ve kaynak yönetimi gibi zorluklarla başa çıkmak için sürekli yenilikçi ve etkili stratejiler geliştirmek önemlidir.
Türkiye’nin sürdürülebilirlik yolculuğu, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde önemli bir rol oynamaktadır ve gelecekte bu alandaki gelişmeler, ülkenin çevresel ve sosyal hedeflerine ulaşmasını belirleyecektir.
Global şirketlerin sürdürülebilirlik politikalar
Global şirketlerin sürdürülebilirlik politikaları, çevresel, sosyal ve ekonomik sorumluluklarını yerine getirmeyi amaçlayan kapsamlı stratejilerdir. Bu politikalar, şirketlerin uzun vadeli başarısını güvence altına alırken, aynı zamanda toplumsal ve çevresel etkilerini minimize etmeyi hedefler. İşte global şirketlerin sürdürülebilirlik politikalarına dair bazı önemli noktalar:
1.Çevresel Sürdürülebilirlik
-Karbon Emisyonlarının Azaltılması: Birçok global şirket, karbon ayak izlerini azaltmak için hedefler belirler. Bu hedefler, genellikle enerji verimliliği projeleri, yenilenebilir enerji kullanımı ve karbon offset programları içerir. Örneğin, Microsoft 2030 yılına kadar karbon negatif olmayı hedeflemektedir.
-Enerji ve Su Verimliliği: Şirketler, enerji ve su tüketimlerini azaltmak için çeşitli verimlilik programları uygular. Bu, binalarda enerji tasarrufu sağlayan teknolojilerden, su yönetimi stratejilerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. IKEA, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımlarına büyük önem vermektedir.
-Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm: Atıkların azaltılması, yeniden kullanılması ve geri dönüştürülmesi, birçok şirketin çevresel sürdürülebilirlik politikalarının temel unsurlarıdır. Örneğin, Unilever, sıfır atık hedefi ile çalışmaktadır.
2.Sosyal Sorumluluk
-Çalışan Hakları ve Çeşitlilik: Şirketler, çalışan haklarını koruma ve çeşitliliği teşvik etme konularında politikalar geliştirir. Bu, eşit fırsatlar, adil ücret politikaları ve güvenli çalışma koşullarını içerir. Google, çeşitlilik ve kapsayıcılığı desteklemek için çeşitli programlar yürütmektedir.
-Toplumsal Katkı ve Sosyal Etki: Şirketler, toplumları destekleyen projelere yatırım yapar ve sosyal etkilerini artırmak için çeşitli girişimlerde bulunur. Bu, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler gibi alanlarda yapılan bağışlar ve gönüllü çalışmalarla gerçekleşir.
3.Ekonomik Sürdürülebilirlik
-Şeffaflık ve Etik Yönetişim: Şirketler, şeffaflık ve etik yönetişim ilkelerine bağlı kalır. Bu, finansal raporlama, tedarik zinciri yönetimi ve anti-yolsuzluk politikalarını içerir.
-Sürdürülebilir Tedarik Zinciri: Şirketler, sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi uygulamaları benimser. Bu, tedarikçilerle çevresel ve sosyal sorumlulukları paylaşmak ve bu kriterlere uyum sağlamalarını teşvik etmek anlamına gelir. Nike, tedarik zincirinde çevresel standartları yükseltmeye yönelik adımlar atmaktadır.
4.Yenilik ve Teknoloji
-Yeşil Teknolojiler: Global şirketler, çevresel etkilerini azaltmak ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için yeşil teknolojilere yatırım yapar. Bu, enerji verimli ürünler ve çevre dostu üretim süreçlerini kapsar. Tesla, elektrikli araçlar ve enerji depolama çözümleriyle yeşil teknolojilere öncülük etmektedir.
-Araştırma ve Geliştirme: Şirketler, sürdürülebilir çözümler geliştirmek için araştırma ve geliştirme faaliyetlerine yatırım yapar. Bu, çevre dostu malzemeler ve sürdürülebilir üretim yöntemleri üzerinde çalışmayı içerir. BASF, sürdürülebilir kimyasal çözümler geliştirmek için AR-GE yatırımlarına önem vermektedir.
5.. Global Standartlara Uyum
-Uluslararası Sözleşmeler ve Anlaşmalar: Global şirketler, Birleşmiş Milletler SKA’lara ve diğer uluslararası anlaşmalara uyum sağlar. Bu,şirketlerin global sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunmalarını sağlar. Örneğin, Danone, SKA’lara uyum sağlama ve bu hedeflere ulaşma konusunda taahhütlerde bulunmuştur.
-Sürdürülebilirlik Raporlaması: Şirketler, sürdürülebilirlik performanslarını düzenli olarak raporlar. Bu raporlar, çevresel ve sosyal etkiler hakkında bilgi verir ve ilerlemeyi gösterir. Global Reporting Initiative (GRI) standartlarına göre raporlama yapan şirketler, şeffaflık ve hesap verebilirlik konularında öne çıkar.
6.Zorluklar ve Gelecek Perspektifi
-Zorluklar: Şirketler, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada çeşitli zorluklarla karşılaşabilir. Bu zorluklar arasında maliyetler, teknolojik sınırlamalar ve tedarik zinciri sorunları yer alabilir.
-Gelecek Perspektifi: Gelecekte, global şirketler sürdürülebilirlik politikalarını daha da güçlendirerek, daha kapsamlı ve etkili stratejiler geliştireceklerdir. Dijital dönüşüm, veri analitiği ve yapay zeka gibi teknolojiler, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada önemli rol oynayacaktır.
Global şirketlerin sürdürülebilirlik politikaları, çevresel koruma, sosyal sorumluluk ve ekonomik sürdürülebilirlik konularında kapsamlı stratejiler geliştirmelerini sağlar. Bu politikalar, şirketlerin uzun vadeli başarısını desteklerken, toplumsal ve çevresel etkilerini de minimize etmeyi amaçlar. Sürdürülebilirlik, sadece bir trend değil, gelecekte iş dünyasının merkezinde yer alacak temel bir değer olarak kabul edilmektedir.
Tüm şirketler sürdürülebilir kalkınma uygularsa gelecekte nasıl bir pazar oluşur?
Sürdürülebilir kalkınma programlarının her geçen gün daha fazla yaygınlaşacağı ve daha çok şirket tarafından tercih edileceği öngörülüyor. Verimliliği ve sürdürülebilirliği ön plana alan çalışma sistemleri geliştikçe, bugünün alışılmış mesai ve ofis standartlarının da değişmesi bekleniyor.
Gerçekleşeceği tahmin edilen en önemli yenilik, freelance çalışanların sayısında beklenen artış. Gelecek yıllarda pek çok sektörde şirketlere bağlı çalışma sistemlerinin azalacağı ve bağımsız çalışan sayısının artacağı öne sürülüyor.
Sürdürülebilir kalkınma yöntemlerini uygulayan şirketlerin hacim olarak küçülmesi, buna karşın daha işlevsel bir yapı kazanmaları sebebiyle işlem ve maddi güç olarak büyümesi de sürdürülebilir kalkınmanın muhtemel getirileri arasında sayılıyor.
Şirketler tarafından uygulanacak geniş çaplı kalkınma projelerinin iklim değişikliği, kuraklık, kaynak tükenmesi gibi sorunları ortadan kaldıracağı ve bu sayede daha organik bir pazarın oluşacağı da tahmin ediliyor.
Küresel ısınma yapay zeka ile önlenebilir
Küresel ısınmanın olumsuz etkilerini azaltabilmek için akıllı şehir stratejileri ve bu stratejilerin merkezinde yer alan yapay zeka giderek önem kazanıyor. Birçok alanda kullanılmaya başlanan yapay zeka özellikle iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik gibi çevresel konularda da kritik önem taşıyor. Uzmanlar, yapay zekanın, yeşil enerji ve karbon ayak izinin azaltılması başta olmak üzere çevreyle ilgili sorunların çözümünde fayda sağlayabileceğini ifade ediyor.
Yapay zeka, enerji emisyonlarındaki azalmaları ve CO2 giderimlerini tespit ederek, daha yeşil bir çevrenin oluşturulmasına yardımcı oluyor, hava koşullarını tahmin ederek çevreyi ve kaynakları korumaya yönelik çabaları hızlandırıyor.
Akıllı şehirleşme süreçleri konusunda sektörün öncü teknoloji üreticilerinden olan yerli teknoloji şirketi Cerebrum Tech Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. R. Erdem Erkul, yapay zekanın çevresel teknolojilere önemli katkılar sunabileceğini, karbon ayak izinin düşürülmesine olanak sağlayabileceğini söylüyor. Yapay zekanın iklim senaryoları ve modelleme çalışmalarına dahil edilmesiyle iklim modellerinin gerçeğe çok daha yakın olabileceğini söyleyen Erkul, “Türkiye yapay zekayı etkin bir şekilde kullanarak toplam karbon salımını önemli miktarda azaltabilir” diyor.
Erkul, bu teknolojinin çevreye sağlayabileceği faydaları şöyle anlatıyor: “Örneğin, orman yangınları ve denizlerimizde meydana gelen değişiklikleri saniyeler içerisinde tespit edebilecek yapay zekâ ile zenginleştirilmiş teknoloji ürünleri tasarlıyoruz. Akıllı trafik ve park yönetim sistemleriyle trafik yoğunluğunu %30 seviyelerinde azaltabiliyor, yakıt harcamalarında %25’in üzerinde verim elde ediyoruz. Yapay zekaya dayalı veri analizi ve karar destek sistemleri sayesinde veriye dayalı tahminlerde bulunarak ivedi önlemler almayı sağlayabiliyoruz.”
Yapay zekanın küresel ısınmayla mücadelede fark yaratacağı alanlardan bazıları şunlardır:
- Enerji üretimi ve şebekeleri
- Ulaşım
- Üretim
- Tarım
- Orman yangınları ve doğal afetler
- Atık yönetimi
GEZEGENİ VE TOPLUMU DAHA İYİ BİR NOKTAYA GETİRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ
DeFacto, 2023 yılı Sürdürülebilirlik Raporu’nu paylaştı. Bu yıl 10. kez yayınlanan sürdürülebilirlik raporunu entegre rapora dönüştürerek ilk entegre raporunu hazırlayan markanın CEO’su İhsan Ateş, “Yılda yaklaşık 100 milyar ürün üretiliyor ve bu her saniyede bir kamyon dolusu tekstilin çöp sahasına atılması demek. Çoğunlukla doğrusal bir iş modeliyle çalışan sektörümüzün mevcut haliyle sürdürülemez olduğu çok açık. Ülkemizde moda ve tekstil sektörünün liderlerinden biri olarak bu dönüşümde sorumluluk alıyor, gerekli adımları atıyoruz. 2005 yılından bu yana sürdürülebilirliği işimizin odak noktalarından biri olarak görüyoruz. Tedarik sürecinden başlayarak sürdürülebilir ham madde alımı, tasarım aşamasında sürdürülebilir ürünlerin ortaya koyulması ve ürünümüzün müşterimize ulaştığı ana kadar tüm süreçlerde sürdürülebilirlik yaklaşımımızdan aldığımız ilhamla gezegeni, insanları ve toplumu daha iyi bir noktaya getirmek için çalışıyoruz.” diye konuştu.
HEPSİBURADA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORU’NU YAYIMLADI
Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler imzacısı, Sürdürülebilirlik Raporu yayımlayan ilk e-ticaret platformu, ‘Daha Hızlı Daha İleri’ye taahhüt veren dünyadaki ilk e-ticaret sitesi olan Hepsiburada 2023 Sürdürülebilirlik raporunu yayımladı. Karıncalardan ilham alan Çok Araçlı Rota Optimizasyonu’nu geliştirerek seyahat mesafesini yüzde 8 azaltan ve karbon emisyonlarını düşüren şirket, Ortak Barkod inovasyonuyla da ayda ortalama 1 milyondan fazla etiket tasarrufu sağladı. 2023 yılında yaklaşık 964 bin kilogram ambalaj atığını geri dönüştüren Hepsiburada’nın e-ticarete kazandırdığı kadın girişimci sayısı ise 56 bini geçti. Hepsiburada Kurumsal İlişkiler, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Direktörü Cem Tanır, “Türkiye’nin Hepsiburada’sı olarak çevre bilinci yüksek e-ticaret kültürünü yaratmayı hem milli misyonumuz hem dünyaya karşı sorumluluğumuz olarak görüyoruz.” dedi.
İKİNCİ EL KULLANIMIYLA BÜYÜK TASARRUF
İş modelinin temelinde sürdürülebilirlik olan sahibinden. com, 2024 yılı verileri ile hazırlanan “İkinci Elin Sürdürülebilirliğe Katkısı” raporunun dördüncüsünü yayınladı. Milyonlarca alıcı ve satıcının buluştuğu sahibinden.com, ikinci el alışveriş bilincinin güçlenmesinde ve bu sayede doğal kaynakların korunmasında önemli bir rol üstleniyor. sahibinden.com, İsveç merkezli Su ve Hava Koruma Araştırmaları Enstitüsü (IVL) iş birliğiyle hazırladığı raporda, 24 ikinci el ürün kategorisi üzerinden elde edilen verilerle dikkat çekici sonuçlar ortaya koyuyor. Buna göre 2023 yılında sahibinden.com kullanıcıları, ikinci el ürün tercihleriyle 12,6 milyon ton karbondioksit emisyonu tasarrufu sağladı. Bu miktar, 2,4 milyon evin yıllık elektrik tüketiminden kaynaklanan emisyona eşdeğer bulunuyor. Kullanıcıların bu tercihleriyle ayrıca, 204.000 ton plastik, 727.000 ton çelik ve 136.000 ton alüminyumun tasarrufu sağlandı.
ŞOK MARKETLER, DEĞER ÜRETMEYE DEVAM EDİYOR
ŞOK Marketler, 7. Sürdürülebilirlik Raporu’nu kamuoyuyla paylaştı. Toplam çalışan sayısı ile Türkiye’de en fazla istihdam sağlayan ve 2023 yılında istihdam oranını en çok artıran şirketlerden olan ŞOK Marketler, %54 kadın çalışan oranıyla da sektöre öncülük ediyor. ŞOK Marketler’in sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında öne çıkan projelerinden biri Tarladan Sofraya Doğru Tarım Projesi oldu. 2020 yılından beri devam eden proje kapsamında sözleşmeli tarım faaliyetleri ile çiftçilere alım garantisi sunularak tarım üretimi teşvik ediliyor, tarım arazilerinin boş kalması engellenerek toprağın verimliliği korunuyor. ŞOK Marketler CEO’su Uğur Demirel, “İsrafsız şirket iş modelimize sıkı sıkıya bağlı kalarak tüm mağaza ve depolarımızda enerji verimliliğini artırmak ve çevresel etkilerimizi minimize etmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Müşterilerimize en kaliteli ve güvenilir ürünleri en uygun fiyatlarla sunarken, dijital dönüşüm yatırımlarımızla verimliliğimizi artırıyoruz.” dedi.
YEDİYOL HOLDİNG, CEO WATER MANDATE İMZACISI OLDU
Yediyol Holding, suyun sürdürülebilir yönetimi ve korunması konusundaki kararlılığını bir adım daha ileri taşıyarak, Birleşmiş Milletler, UN Global Compact ve Pacific Institute iş birliğiyle yürütülen CEO Water Mandate girişimine imza attı. Seven For Life Thermal Hotel ve Agrotermal Jeotermal Isıtmalı Teknolojik Seraları ile sektöründe CEO Water Mandate’e katılan ilk şirket olduklarının altını çizen Yediyol Holding Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Şuheyp Mendi, “Yediyol Holding olarak, suyun yaşamın ve sürdürülebilir kalkınmanın temel taşlarından biri olduğuna inanıyoruz. CEO Water Mandate’e imza atarak, suyun korunması ve sürdürülebilir kullanımı konusunda üstlendiğimiz sorumluluğu bir kez daha vurguluyoruz. Bu taahhüdümüzle, sadece kendi operasyonlarımızda değil, aynı zamanda topluma ve gezegenimize olan katkımızı da arttırmayı amaçlıyoruz.” diyor.
YEŞİL YAKALI UZMANLAR YETİŞECEK
İstanbul Ticaret Üniversitesi ve Kamu Gözetimi Kurumu (KGK), sürdürülebilirlik alanında iş dünyasının ihtiyaç duyduğu yeşil yakalı insan kaynağını yetiştirmek ve kurumsal kapasiteyi artırmak amacıyla stratejik bir iş birliği protokolüne imza attı. Bu iş birliği ile İstanbul Ticaret Odası üyeleri, üretici ve ihracatçı firmalar başta olmak üzere şirketlerin, uluslararası standartlara uyum sağlamaları hedefleniyor. Protokol kapsamında, şirketlerin karbon ayak izi ölçümü, sürdürülebilirlik raporlaması ve bağımsız denetçiler için sürekli eğitim programları gibi birçok konuda iş birliği yapılacak. Ayrıca, her yıl uluslararası katılımlı bilimsel etkinliklerin düzenlenmesi ve taraflar arasında bir Danışmanlık Komitesi oluşturulması da planlanıyor. İş birliği, sürdürülebilirlik konularında uzman olan ve yeşil yakalı olarak ifadelendirilen insan kaynağını yetiştirme amacını güderken, firmaların ulusal ve uluslararası mevzuatlara uyum sağlamalarını kolaylaştıracak. İş birliği, çevresel faktörler nedeniyle ihracat ve kredi kısıtlamalarıyla karşılaşan firmalara güvenilir bir çözüm sunacak.