Cargill’in KONDA Araştırma Şirketi ile gerçekleştirdiği Sürdürülebilirlik Algısı araştırması, toplumsal tutumlar ile sürdürülebilir gıda uygulamalarının kesiştiği noktaları inceliyor. Araştırmaya göre, Türkiye’deki tüketiciler sürdürülebilirlik konusunda daha bilinçli hale geliyor.
Cargill’in Sürdürülebilirlik Algısı araştırmasına göre, sürdürülebilirlik konusu artık Türkiye’deki tüketicilerin çoğunluğunu etkiliyor. KONDA Araştırma Şirketi tarafından Eylül 2023’te 31 il, 91 ilçe ve 122 mahallede, Türkiye’nin tüm bölgelerini temsil eden 2 bin 57 kişi ile yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilen araştırma, Türkiye’nin sürdürülebilirlik konusundaki toplumsal farkındalığını ön plana çıkarıyor, olumlu değişim için hem zorlukları hem de fırsatları ortaya koyuyor.
Anket, yaşamın pratik yönlerini şekillendiren “tasarruf” ve “atık azaltma” konularına derinden bağlı bir toplumu ortaya koyuyor. Sürdürülebilirlik konusundaki bilgi ve bilinç düzeyi çok güçlü olmasa da iklim krizi, toprak kirliliği ve sürdürülebilir bir gelecek arayışı gibi kritik küresel sorunları ele alan Türkiye’de tüketici, bireysel çabaları kıymetli bir başlangıç olarak kabul ederek kolektif çözümler arıyor.
Sürdürülebilirliğin günlük hayattaki yansımalarına bakıldığında;
Suyu gerekmedikçe açık bırakmam, su israfını azaltmaya çalışırım diyenler %92
Kullanmadığım elektrikli aletlerin fişlerini çekerim diyenler %81
Plastik ambalaj, pet şişe kullanmamaya dikkat ederim diyenler %50.
Ankete katılanlara, gündelik hayattaki farkındalığı ölçmek amacıyla paketli ambalajların üzerindeki sürdürülebilirlik etiketlerini bilip bilmedikleri soruldu. Araştırma, içgüdünün somut bilgiye dönüşmesiyle birlikte katılımcılar arasında sürdürülebilir davranışlarda da paralel bir artış olduğunu ortaya çıkardı. Gıda alanında sürdürülebilirlik toplumsal düzeyde güçlü bir yankı uyandırıyor. Ankete katılanlar organik ve sürdürülebilir gıda seçeneklerinin tüketimine olumlu bir eğilim gösteriyor.
Gıdada sürdürülebilirlik bağlamına yönelik toplumsal tepkiler dikkate alındığında;
Organik besinler için çok para ödemeye değer diyenlerin oranı %64
Sürdürülebilirlik açısından bitkisel bazlı beslenmeye dikkat ederim diyenlerin oranı %54
Paramı çevresel açıdan sorumlu ürünlere harcamayı tercih ederim diyenlerin oranı %52
Sürdürülebilirlik sertifikası olan ürünler için daha fazla ödemeye değer diyenlerin oranı ise %47.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Gıda Çözümleri META Ürün Grubu ve Sürdürülebilirlik Direktörü Cem Beysel, “Cargill olarak dünyayı güvenli, sorumlu ve sürdürülebilir bir şekilde besleme taahhüdümüz doğrultusunda, beklentilere yanıt vermekle kalmayıp en son teknolojilerin uygulanması yoluyla yenilikçi, sürdürülebilir odaklı ve katma değerli ürünler sunuyoruz. Küresel tüketici trendlerine ve aynı zamanda Türkiye pazarının gelişen taleplerine de yanıt veriyoruz” dedi. Beysel, şöyle devam etti: “Küresel sürdürülebilirliğe kendini adamış bir şirket olarak çevresel sorumluluğu teşvik eden 1000 Çiftçi 1000 Bereket programımızla Türkiye’nin ilerlemesine katkıda bulunuyoruz. Onarıcı tarım kavramı Türkiye’de henüz yeteri kadar bilinmese de araştırma bu alanda içgüdüsel bilginin 1000 Çiftçi 1000 Bereket’i değerlerimizle mükemmel bir şekilde uyumlu hale getirdiğini gösteriyor.”
Ankete katılanlara sürdürülebilir tarım tercihleri sorulduğunda;
%77’si, tarımda gereğinden fazla gübre kullanımının toprak sağlığını olumsuz yönde etkilediğini söylüyor
Tüm gıda markaları çiftçilere onarıcı tarıma geçmeleri için destek olmalı, bunun için özel yardımlar yapılmalı diyenlerin oranı %75
%60’ı çiftçileri onarıcı tarım konusunda eğiten firmaların ürünlerini satın almayı tercih edeceğini söylüyor
Onarıcı tarım ile çevreye saygılı ürünleri almayı pahalı bile olsa tercih ederim diyenlerin oranı ise %45.
Anket, sürdürülebilirlik ile toplumsal cinsiyet eşitliği arasında kavramsal bir ilişki kurulmasa da, Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda güçlü bir farkındalığın altını çiziyor; çoğunluk iş, eğitim ve sosyal yaşamda kadınların eşit haklara sahip olmasını savunuyor. Cargill’in Yarının Kadın Liderleri programı da bu düşünceyle örtüşüyor ve 2027 yılına kadar yaklaşık 600 kadın liderin güçlendirilmesini hedefliyor.
Sürdürülebilirliğin cinsiyet eşitliği ile ilişkisi sorulduğunda;
10 kişiden 8’i bu konunun kapsam dahilinde olmadığını düşünüyor (%78)
Kadınlar işte, eğitimde, sosyal hayatta erkeklerle eşit fırsatlara sahip olmalı diyenler %83
Kadınlarla ilgili sosyal sorumluluk programı yapan şirketlere daha olumlu bakarım diyenler %72
Kadın haklarına saygı duyan şirketlerin/markaların ürünlerini tercih ederim diyenler %61.
Beysel sözlerini şöyle sürdürdü: “Anketimiz yalnızca Türkiye’nin mevcut davranışlarını ortaya koymakla kalmıyor, aynı zamanda sürdürülebilirlik, yenilikçilik ve toplum refahına yönelik süregelen bağlılığımız için de bir pusula görevi görüyor. Sonuçlar, Cargill’in Türkiye’nin daha sürdürülebilir ve eşitlikçi bir geleceğe doğru yolculuğunda olumlu değişim için katalizör rolünün altını çiziyor. Bu taahhütler doğrultusunda Cargill’in iklim, toprak ve su, ve insan üzerinde olumlu etki yaratma konusunda kaydettiği ilerlemeyi gösteren Çevresel, Sosyal ve Yönetişim raporu da kısa süre önce yayınlandı.”
Şirketler 29.980 ton plastik azaltımı gerçekleştirdi
Ülkemizde 2019 yılında 26 imzacıyla yola çıkan İş Dünyası Plastik Girişimi (İPG), günümüzde 47 imzacıya ulaşarak Türkiye’de plastik kirliliği ile mücadele ve uluslararası ortak vizyon ışığında plastikte döngüsel ekonomiye geçiş için somut adımlar atılmasına öncülük ediyor. İPG imzacıları, döngüsel ekonomiye geçişi destekleyerek Türkiye’de plastik kullanımını azaltmaya yönelik kararlılıklarını sürdürüyorlar.
UN Global Compact Türkiye, Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD) Türkiye, TÜSİAD iş birliğiyle ve büyük bir paydaş grubuyla Kasım 2019’da hayata geçirilen İPG kapsamında, Uluslararası Ortak Vizyon ışığında, Türkiye’de plastik kirliliğinin azaltımı amacıyla verilen taahhütlerdeki ilerlemenin ve yeni imzacıların taahhütlerinin yer aldığı Plastik Taahhütleri İlerleme Raporu II, şirketlerin 2021 yılından itibaren verdikleri taahhütlerdeki ilerlemelere; azaltım, yeniden kullanım, geri dönüşüm ve geri dönüştürülmüş/ yenilenebilir içerik kullanımı yoluyla gerçekleştirdikleri faaliyetlere ve imzacı diğer şirketlerin 2023 yılında ilk kez verdikleri taahhütlerine yer veriliyor. Bu taahhütlerin ikinci raporlama döneminde, şirketler 29.980 ton plastik azaltımı gerçekleştirdi. Toplamda 47.656 ton tek kullanımlık, problemli ve gereksiz plastik kullanımının önüne geçildi. Dayanıklı tüketim malları sektörü, gerçekleştirilen ilerlemenin %75,8’ini oluşturarak öne çıkıyor.
İmzacı şirketler, taahhütlerindeki ilerlemeleri özellikle tek kullanımlık, problemli ve gereksiz plastik ambalajlarda yoğunlaştırarak bu alandaki çalışmalarını hızlandırdılar. Ambalaj türlerinde ve/veya boyutlarında değişiklik yapma, ambalaj ebatlarını optimize etme, ambalaj içeriğini değiştirme ve geri dönüştürülebilir ürünlerin kullanımına geçiş gibi önlemlerle şirketler, plastik kullanımını azaltma hedeflerine ulaşmaya çalıştılar. Şirketler, aynı zamanda çalışan ve tüketici bilincini artırmaya yönelik çeşitli faaliyetlere odaklandılar. Farkındalık eğitimleri, iç iletişim ve sosyal medya kullanımı, yeniden kullanılabilir ürün tedariki gibi yöntemlerle, plastik atık azaltımına dair bilinçlenme çabalarını sürdürdüler.
Amaç, döngüsel ekonominin hızlanması ve yayılmasına katkı sağlamak
Plastik ambalajın döngüselliğini sağlamak adına, şirketler AR-GE çalışmaları gerçekleştirerek biyobazlı, biyobozunur veya geri dönüştürülmüş malzemelere geçişi destekledi. Ambalajın kullanım sonrası değerini artırmak amacıyla depozito iade makineleri kurma girişimleri de bu kapsamda değerlendirildi. Döngüsel ekonominin hızlanması ve yayılmasına katkı sağlamak adına, plastik değer zinciri boyunca iş birliği vurgulandı. Yeniden kullanım, geri dönüşüm ve geri dönüştürülmüş içerik kullanımını artırmak için sektörler arası iş birliği ve tedarik zinciri boyunca ortak stratejiler belirlendi. Ayrıca, tüketicilerin bilinçlenmesi için farkındalık kampanyaları, depozito iade programları ve yeniden kullanım modellerinin yaygınlaştırılması gibi çabalar desteklendi. Döngüsel tasarım stratejileri kullanılarak ambalajları yeniden tasarlamak, üründeki değer yıkımını azaltmanın yanı sıra müşteri ihtiyaçlarına uygun çözümler sunma ve rekabet avantajı elde etme imkanı tanıdı. Plastik değer zincirindeki kilit aktörler arasında iş birliği, plastik kirliliği sorununu çözmek adına hayati bir öneme sahip.
İlerlemesini raporlayan 42 şirketin 19’u ambalaj/ ambalaj bileşenlerinin %100’ünün yeniden kullanılabilir, geri dönüştürülebilir veya kompostlanabilir olması yönünde ilerlediklerini belirttiler. Perakende, hizmet ve gıda, ambalajlı tüketim malları, ambalaj üreticileri sektörleri ve holdingler kategorisindeki şirketler bu alanda faaliyetler gerçekleştirdi.