Türkiye, kıtaları birleştiren coğrafyasında yalnızca yük değil; sorumluluk, strateji ve sürdürülebilirlik taşıyor. Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH)’nın yüzde 12’sine katkı sunan lojistik sektörü; 2 milyonu aşkın istihdam, 255 milyar doları aşan ihracata katkı ve tehlikeli madde taşımacılığındaki yüksek standartlarıyla, ülke ekonomisinin sessiz ancak en hayati aktörlerinden biri olarak öne çıkıyor. Gelenek ile teknolojiyi, sorumlulukla vizyonu harmanlayan Türkiye; artık sadece taşıyan değil, yön veren bir lojistik güce dönüşüyor.
Üç kıtanın kesişiminde yer alan Türkiye, sadece bir köprü değil, stratejik bir merkez; sadece yük taşıyan bir ülke değil, güvenlik, hız ve sürdürülebilirliği aynı hatta buluşturan bir lojistik aktör konumunda. Ekonomide güçlü kollarından biri olan lojistik sektörü, özellikle tehlikeli madde taşımacılığındaki yüksek standartları ve küresel tedarik zincirindeki konumuyla Türkiye’yi geleceğin lojistik hub’ı yapıyor. Lojistik sektörünün Türkiye ekonomisindeki rolü Türkiye’de lojistik sektörü, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) yaklaşık yüzde 12’sini oluşturuyor.
2023 yılında sektörde yaklaşık 1 milyon kişiye doğrudan istihdam sağlandı. Dolaylı istihdam ile birlikte bu rakam 2 milyon kişiyi aşıyor. Türkiye’nin 255 milyar doları aşan ihracat hacminde lojistik, “sessiz ortak” rolünü sürdürüyor. Lojistik sektörünün ülke ekonomisindeki en temel katkıları:
• İhracatın hızını ve etkinliğini artırması
• Sanayi ve tarım ürünlerinin global pazara ulaştırılması
• Depolama, dağıtım, liman ve gümrük hizmetleriyle katma değer yaratması
• Transit taşımacılıkla ülkeye döviz girdisi sağlaması
• Yatırımcının kararında belirleyici olması
Türkiye, coğrafyanın avantajını stratejiye dönüştürüyor Türkiye’nin doğu ile batıyı, kuzey ile güneyi birleştiren konumu; tarih boyunca ticaret yollarının ana ekseninde yer almasını sağladı. Bugün ise bu avantaj, uluslararası koridorlarla yeniden yapılandırılıyor:
• Orta Koridor (Trans-Hazar Güzergahı): Çin’den başlayarak Hazar üzerinden Türkiye’ye uzanan güzergah, Avrupa ile Asya arasındaki en kısa ve güvenli ticaret hattı olarak öne çıkıyor.
• Kuşak ve Yol Girişimi: Çin’in başlattığı bu mega proje kapsamında Türkiye, Avrupa’ya geçişte kilit ülke rolünde.
• Zengezur Koridoru: Azerbaycan üzerinden Türkiye’yi doğrudan Türk Cumhuriyetlerine bağlayacak olan bu koridor, enerji ve ticaret taşımalarında yeni bir sayfa açacak.
• Marmaray ve Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu: Lojistikte demiryolunun daha fazla kullanılması adına büyük önem taşıyor.
Bu güzergahların tam ortasında yer alan Türkiye, sadece bir transit ülke değil, planlayıcı, denetleyici ve yönlendirici bir hub ülke olarak konumlanıyor.
Tehlikeli madde taşımacılığı, lojistiğin en kritik alanı
Tehlikeli maddeler; patlayıcılar, yanıcı sıvılar, toksik gazlar, radyoaktif malzemeler ve çevreye zarar verebilecek kimyasallar gibi özel kurallara tabi yüklerdir. Bu alandaki taşımacılık, yüksek risk + yüksek sorumluluk formülüne göre işler.
Türkiye’de tehlikeli madde taşımacılığına yönelik mevzuat ve uygulamalar
• ADR Uyumlu Taşıma: Türkiye, 2010’dan itibaren Avrupa Tehlikeli Madde Taşımacılığı Anlaşması’na (ADR) taraf oldu.
• SRC5 Sertifikası: Tehlikeli madde taşımacılığı yapacak sürücülerin bu özel eğitimi ve sertifikayı alması zorunlu. • Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı (TMGD): Her işletmede bu konuda özel eğitim almış danışmanın bulunması şart.
• Trafik Yasağı Saatleri: Büyük şehirlerde, tehlikeli madde taşıyan araçlara özel trafik düzenlemeleri uygulanıyor.
• Tank ve konteynerlerde uluslararası kodlar (UN numaraları) titizlikle uygulanıyor.
Türkiye’nin avantajları
• Modern filolar ve yenilenmiş araç parkı
• Gelişmiş lojistik yazılımları ve taşıma planlama sistemleri
• Sıkı denetim ve yüksek eğitimli insan kaynağı
• Sınır kapılarında dijitalleşme ve ön beyan sistemleri
Lojistikte dijitalleşme ve güvenlik
Dijitalleşme, artık yalnızca operasyonel hız değil; can güvenliği ve çevre güvenliği açısından da kritik bir rol oynuyor. Tehlikeli madde taşımacılığında kullanılan bazı ileri teknoloji örnekleri:
• IoT destekli araç içi sensör sistemleri (sıcaklık, gaz sızıntısı, nem izleme)
• Sürücü davranış izleme sistemleri
• Rotaya özel risk analiz yazılımları
• Blokzincir tabanlı yük takibi (özellikle ithalat-ihracat işlemlerinde sahteciliğe karşı)
• Uygulama tabanlı iletişim sistemleri, taşıyıcı, gönderici ve denetleyici birimleri aynı platformda buluşturuyor.
Uluslararası iş birlikleri ve Türk lojistik firmalarının gücü
Türkiye merkezli çok sayıda lojistik firması, bugün Avrupa ve Orta Doğu’da kendi depoları ve taşımacılık ağlarıyla hizmet veriyor. Özellikle tehlikeli madde taşımacılığında uzmanlaşan firmalar, aşağıdaki hizmetleri sunuyor:
• Intermodal taşımacılık çözümleri (kara + deniz + demiryolu)
• Özel ADR uyumlu tanker filoları • ISO konteyner hizmetleri
• Havalı konteyner, kriyojenik taşıma gibi özel çözümler
• Gümrükleme ve yasal süreçlerde danışmanlık hizmetleri Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD), Türk Hava Yolları (THY) Kargo ve liman işletmeleri de bu ekosistemin güçlü bileşenleri arasında yer alıyor.
Türkiye yalnızca taşımıyor, yön veriyor
Lojistik, artık yalnızca bir taşımacılık meselesi değil. Ülkelerin büyüme stratejilerinin omurgası, kriz dönemlerinde nefes borusu, barış zamanlarında kalkınma aracıdır. Türkiye, özellikle tehlikeli madde taşımacılığındaki yetkinliği, regülasyon uyumu ve stratejik hamleleriyle bu büyük oyunda “seyirci” değil, oyun kurucu konumundadır. Sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve güvenlik üçgeninde ilerleyen Türk lojistik sektörü, jeopolitik konumunu ekonomik üstünlüğe çevirme yolunda her zamankinden daha hazır.