13 Ekim 2024
Beşyol Mahallesi 1.İnönü Caddesi 18/8 Küçükçekmece İstanbul
Lojistik

TRANSORIENT’İN KALBİNDE DİJİTALLEŞME YER ALIYOR

Biofarma alanındaki pazar liderliğiyle birlikte başarılı bir yılı geride bırakan Transorient’in Yönetici Ortağı Nil Tunaşar’ı ağırladığımız Ocak sayımızda, dijitalleşmenin Transorient’in kalbinde yer aldığını ifade eden Tunaşar ile lojistik sektörünü ve 2023 yılı hedeflerini konuştuk.

Sizinle en son Logitrans Fuarı’nda görüşmüştük, fuarla ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?

Başlangıçta oldukça memnunken fuar süresince memnuniyet seviyemizi düşüren durumlarla karşılaştık. Otoparkta giriş-çıkışlar sıkıntılıydı, yeme-içme alanları yetersiz kaldı. Bu tarz büyük fuarlarda yeterli altyapı hizmetlerinin sağlanması gerektiğini düşünüyorum.

2022 yılında Transorient olarak nasıl bir büyüme performansı sergilediniz, sektör nasıl bir yıl geçirdi?

2022 yılında sektörün büyümesiyle birlikte Transorient adına güzel bir yıl geçirdik. Dış makroekonomik olumsuzluklara rağmen, sektörümüz ciddi bir yara almadan geçtiğimiz yılı kapattı. Hedeflediğimiz büyümenin üstüne çıktığımız bir yıldı 2022. Sürdürülebilir taşıma ve biofarmaya ağırlık vererek, Uzak Doğu ve Hindistan’ı hedeflerimiz içine katarak büyüdük. Temelde büyümemizi genişlediğimiz pazarlardan ziyade, iç düzenimizdeki değişikliklerle başardık. İki yıldır bütünleşik şirket hedefleri ile yola çıkıyoruz. 2022 yılında ciro artışı, verimlilik artışı ve hem zamandan hem de maliyetten tasarruf olmak üzere üç hedefle yola çıkmıştık. Bu üç hedef birbirine tamamiyle entegre bir şekilde çalıştı ve maliyetleri belirli bir oranda düşürürken, büyümemizi de gerçekleştirdik. Türkiye’de lojistikte iç nakliyelere 2022 ve 2023’ün hemen başında gelen zam oranı %120 civarında gerçekleşti ve bu durum, sektör adına oldukça zorlayıcı bir etki yarattı. 2023 yılında daha büyük belirsizlik beklentileri olduğu için, yeni yılda işimizin daha zor olacağını düşünüyorum. 2022’den bu yana süregelen küresel belirsizlik ve enflasyon artışlarının yanı sıra, Rusya-Ukrayna Savaşı hala devam ediyor. Bu etkenlerin ülkemiz üzerindeki negatif etkisini yadsıyamayız. Buna ilaveten ülkemiz bir seçim süreci içerisinde. Bu da yalnızca bizim sektörümüzde değil, genel çerçevede bir belirsizlik ortamı oluşturuyor. Bu ve benzeri durumlarda kurumlar kendilerini korumak için bir takım tedbirler almak zorunda. Bunlar; yatırımların düşmesi, mevcutta var olanın korunması ve sıkça karşılaştığımız fiyat artışları şeklinde sektörlere yansıyor. Umuyorum ki seçimden sonra, en azından bir belirsizliğin ortadan kalkmasıyla birlikte istikrarlı bir yapıya yeniden dönebiliriz.

2023 yılına dair büyüme hedefleriniz ve yeni yatırımlarınız hangi çerçevede gelişecek?

Yeni yıla dair hedeflerimiz sürdürülebilir lojistik hizmetlerine ve dijitalleşmeye yatırım ana başlıkları altında toplanıyor. Çünkü dijitalleşme bu şirketin tam kalbinde yer alıyor. Üçüncü başlıkta da verimlilik çalışmaları yer alıyor. Çevreye duyarlı lojistik, sektörümüzdeki tüm firmaların önceliği olması gereken bir konu. Türkiye’de daha çok kahverengi olarak nitelendirilen karayolu ağırlıklı taşımacılık sektörü yaygın. Bunun biraz yeşermesi gerekiyor ki, Avrupa’daki gücümüzü doğru değerlendirip kullanmalıyız. Ancak ülkemizin altyapısı henüz bu hedefi destekleyecek şekilde gelişmedi. Bugün Avrupa standartlarında bir intermodal terminalimiz yok, var olan ise ihtiyacın sadece %20’sini karşılayabilecek kapasitede. Bu şartlar altında iş yürütebilmemiz çok zor. Sürdürülebilir taşıma modlarında teşviği 10 yıldır konuşmamıza rağmen elde edemedik. Dolayısıyla maalesef çevreye duyarlı taşıma şekillerine yatırım yapan bizler, bu taşıma modunu istediğimiz ölçekte geliştiremiyoruz. Intermodal taşımacılığın ülkemizdeki oranı %1 civarında. Bu oran gelişmiş ülkelerde ise %10-15 oranında seyrediyor.

Sağlık ve ilaç sektöründe taşımacılık yapıyor olmanız sizi sektörde nasıl bir konuma taşıdı?

İlaçların piyasaya perakende olarak çıkmasından bir önceki faz olan klinik deneyler fazında lojistik hizmet veriyoruz. Bu fazda büyük ilaç firmaları ilaçlarını dünyanın birçok ülkesine gönderiyor ve biz 52’ye yakın şehre kendi ekibimizle ulaştırıyoruz. Klinik deneyler fazındaki ilaçlar hastalara verilmesinin ardından kan ve idrar örneklerini toplayarak dünyadaki 5 büyük laboratuvara gönderiyoruz. Her bir çalışma 3 ay ila 2 yıl arasında sürebiliyor. Biz Transorient olarak bu sürecin lojistiğini sağlıyoruz. Zamana hassas ve ısıya duyarlı bir taşıma biçimi. Türkiye’nin illerinde sadece biofarma bölümümüzde 55 kişi yer alırken 70’in üzerinde bir ekip ile birlikte bu alanda pazar lideriyiz.